elebaşı
-
oyunda arkadaslarina bas olan cocuk.
-
genelde gizli teşkilatın önderi, önde gideni anlamında kullanılan ve kötü bir imaj verdiği sanılan * kelime...
-
anadolu'da köy oyunlarını yönetene verilen adlardan biri. (bkz: aynaz) (bkz: cıdıroğlu) (bkz: delikanlıbaşı) (bkz: delil) (bkz: tongur)
(bkz: türk tiyatrosu) -
bezen cuk oturan takma isim.
ben tanidim bunlardan bir tane, belli bir is icin bicilmis kaftan olan bir grup insani cok iyi bir sekilde organize ederek olayi senelerce goturdu, yaptigi isten para da kazandi -yasadisi birsey yapmadi asla, sadace takma ismi elebasiydi.
cok zekiydi, zaten elebasi olabilmek her babayigidin harci degildir. bircoklari gibi ben de cok hayran oldum zekasina, cok sevdim senelerce -bir kisminda gizlice, bir kisminda acik acik.
olay giderek eksi itirafa bagladi, o basligi da cok okumamak lazim. bosvermek lazim bazi seyleri hayatta, cekip gitmek lazim. -
emir'in ilk albümü ben sen olamam'da seslendirdiği hareketli bir aysel gürel şarkısı.
en güzel sözlerle önce başlıyorsun güne
içimi oynatıyor bağlıyorsun kendine
geçmişi unuttuk aşk hazır yenilenmeye diyor kendileri
bir söz birden tepeden inme
aşkımı didikliyor pirinç ayıklar gibi
dişime vurunca taş uçurur onun zevki
katlanmalıyım ona bu artık son sevgili
terk ettiğim kızlara gönül borcu namına
işe yaramazmışım kandırmış aldatmışım
çapkınların içinde ben elebaşıymışım
bana güven olmazmış acımış da ayrılmamış
gün akşama dönerken o surat tam beş karış
söz: aysel gürel
müzik: tolga sünter
düzenleme: gürsel çelik
vokal: gülşen
edit:imla -
çocukken mızıkçılık konusunda ün salmış, büyüyünce azılı bir toplumsal kaos yaratma uzmanı olmuş, kötü işlerin önderi, lideri.
-
kötü ve olumsuz işlerde ya da hareketlerde öncü olan kimse.
-
-
ele vermek fiilinin yaptırdığı bir çağrışım ile türetilmiş, kötü işlerde öncü olma işine böylece yakıştırılmış olabilir bir ihtimal.
neticede ele vermek; yakalatmak, açık etmek, gammazlamaktır. edimin hayırlısı uğruna da olsa gammazlık yiğitlikle bir araya getirilemez; böylesi bir anlam dolaylarında da kişi kötücül işlerin öncüsünü "ele verenlerin başı" deyü tanımlayıvermiş olabilir. hani, "ele veren gammazdır, gammaz ise alçakların başıdır" gibi bir çıkarımlar izlencesi ile tanımlanmış olmuştur fitnenin başı. "kollaborator"dur bu habis baş: düşmana işbirlikçi (bkz: collaborator). öte yandan bu görüşü çürütürce başka bir bakış açısından ise, "ele verileceklerin başı" diye de görülmüş olabilir hayırsız işin önayak olucusu.
ezcümle, çıkagelmiş biri bir gün böyle bir ifadeyle ve kullanılır olmuş işte işbu kelime. ilk dile getireninin zihnindeki çağrışımın belli tutanakları olmuş olsa gerek, aksi halde işiten zihinlerdeki ilgili tutanaklara tutunamayıp düşüverirdi sonraları dilden, şu zamana değin kullanılagelmezdi. kökenbilim izahnamelerinde "kökü belli değildir", "manasız bir ifadedir" demek kelimeyi pekala cukoturmuşluk derecesinde münasip bulmuş bunca kişinin türkçe düşünce işletir mantık özünü hiçe saymak olur. -
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap