• 21 şubat 2001... firmaların kapanma haberleri geliyor. işten çıkartmalar diz boyu. bazı şirketler ise çalışanların maaşlarından kesinti yapacaklarını bildirdiler. overnight faizleri %6000 falan oldu. ekonomi hiç olmadığı kadar kötü durumda. ben ise iş arkadaşlarımı mecburiyetten dolayı kaybediyor olmanın acısını yaşıyorum.
  • 5 nisan kararlari oncesi ya da sonrasinda dolarin 18000'den 23000'e firladigi bi carsamba.
  • hukumet nasil oluyor da istifa etmiyor hala dedirten carsamba.sonradan da,sanki istifa etse bi bok degiscek dedirten carsamba.
    cok bulutlu carsamba.
  • tipik bir bilanco krizi örnegi.
  • çarşafa dolanan çarşamba. *

    (bkz: çarşamba çarşafa dolanir)
  • 1999 boyunca %100-%120 arasında seyreden dibs'lerinin faiz oranları ocak 2000'de %30-%40'lara gerilemiş ve yılın ilk üç çeyreğinde bu düzeyini korumuş iken kara çarşamba diye anılan kasım 2000 krizi ile birlikte interbank piyasasında gecelik faizler %2000'lere çıkmıştır.
  • güneşin rengini esirgediği bir gün: kararmış, tüm renklerini bir (çalıntı) umuda emanet bırakmış, rengini atıp karalar bağlamış bir gün; çarşamba!
    hani bildiğiniz salının ertesi, perşembenin gerisi… canın umut elçisi.
    günleri renkleriyle analım desek çarşambanın (ya da herhangi bir günün) payına en son “kara” düşerdi sanırım; burada yazgı bir nevi, baht işi, kara çarşambanın talihi. burası; cizre. hani hakkari’den şırnak’a giderken elinizi kalbinize koyup koyup varlığınızı teyit etmek zorunda olduğunuz kimsesiz yolun nihayet bulduğu yer… işıklıdır cizre; gözünüzü alır taa başından tüm parlaklığıyla kapkaranlıktan çıkıyorsanız eğer, yanılgının vücut bulmasıdır bu ilçe.
    kara(msar)dır cizre’nin çarşambası, karadır cizre’nin yedide bir soluk alınan ve dilimlenen zamanı, kanayandır (hala) cizre’nin yaralanmış can damarı. kalkıyorsun bir sabah; çok ta önemi yok günün adının; pazartesiymiş, perşembeymiş, ahirmiş, arifeymiş… oysa uyandığınız günün adı çarşamba ise “kan”mış, (hala ve hala) kanayanmış, kahrın diğer adıymış. güneşli ya da yağmurlu, karlı ya da puslu anlatılacak hikaye kadına (ve erkeğe elbet) kıyanmış birin de üçün de hesabının tutulmasının abes sayıldığı bu yerleşkede. adı cizre. kazıyalım derim ben, böylesine umudu yaşatarak hayatı öldüren kaderi kazıyalım toplu arketipimize. kazıyalım da dursun zaman o çarşamba denilen günün içinde, kazıyalım da dönsün devran o (cani) dünün içinde, kazıyalım da o gün kendini kendi içinde…

    kara bir çarşambadır cizre; kızlarını o bildiğiniz kara kefenlere büründürüp bir çarşamba sabahı ortalık pazara çıkarandır. ikibinyedi yılının baharında hala kara çarşafla kendini pazarda sunan bir kahramanlıktır. hayatın öldüğü yerlerde kahramanlık kadük ritüellerin yaşamın temeline konmasıdır. cizreli kadın buna riayet etmek zorunda bırakılandır, kanandır, doğruyu “dayatılan” sanandır! doğruyu kısır mukayeselerle yanlış bile bulamayandır, cizre “sahi” nin bir ritüeller (yanılgılar) kentinde kaybolmasıdır. sahi, yalanın şah sanıldığı yerde giyotinle akraba yaşamaktır ve bu akrabalık ölümle dünür olmaktır; burada! yani yaşıyorsun, nefes alıyorsun, büyüyorsun mesela, boyun uzuyor boyuna, kalbin atıyor, canın acıyor, düş görüyorsun sabaha karşı, kaşın çıkıyor yukarı, başın bir aşağı bir yukarı… bugün günlerden çarşamba; günü adı, bir pazarlık tadı.
    boyarsın bir isle gözünün altını; seni “dişi” yapan tek ayrıntındır, beğeniye sunan, kadını insanlıktan çıkarıp bir “baş” haline sokan… karalar bağlarsın sonra bir çarşaf duruşuyla, o kara duruşla…
    beğendireceksin kendini bir delikanlıya, kara çarşamba pazarında. delikanlı altına is çekilmiş gözden yazgısını yazacak, bir zifaf sabahına kadar ne o eşini, ne kara kefenli genç kız erini tanıyacak, başlık ta bulacak elbet; “pahalı satılır bizim buralarda kızlar” diyor, ferit. ferit eğitim fakültesini okuyup ta gelmiş buralara, buralar öyle bir işliyor ki beynin taaa altına öğretmenlik liyakatını almış bir gencin bile hala aklında.
    kara çarşamba! yaşamın yüz karası, ayıbın, günahın, ağalığın, feodal zamanların en aşikar savunucusu, kadınlığın kabusu…
hesabın var mı? giriş yap