• yargıtay üyesi iken hrant dink'in türklüğe hakaret davasını onaylamış hakim. aptalların bile o yazıda türklüğe hakaret olmadığını anlamasına rağmen bu kooos koca hakim dahil bi sürü hakim anlayamamıştı.
    oğlunun düğününde tayyip nikah şahidi.
    şimdi akp'nin ombudsmanı mı ne olacakmış. benim bi şeyim olamaz ama.
  • dink’in 301. maddeden ceza almasına ilişkin karara imza atan kişi olarak tanıdığımız başbakanın kankası.

    şimdi ise ilk kamu başdenetçisi.

    http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=49635
  • bu memlekette bir kere de bir adam hak ettiği için bir yere gelsin dedirtendir. hala ilkel dürtülerle bu adam bizden olsun zihniyeti! alın başınıza çalın.
  • toplumsal dinamiklerin ve yönetimin birlikte sağladığı demokratikleşme ivmesi sonucu halkın daha da bilinçlendiği günümüzde hiç bir şeyin gizli kalmayacağı açıktır. demokratik devletin gereklerinden biri de şeffaflıktır. kamu görevlileri (bazılarının dokunulmazlığı olsa da) her zaman topluma ve kamuya hesap verebileceklerini unutmamalıdır. bu yargı olsa da böyledir.
    yargıtay üyesi ve türkiye'nin ilk başombudsmanı m. nihat ömeroğlu.
  • umut oran kendisinden şikayetci olmus.

    cemil cicek ahmet necdet sezer doneminde kendisiyle calismak istemis ama sezer buna engel olmus. thy ile de iliskili torpil iddialari var hakkinda.
  • meclisin arkasında durmasını isteyen ombudsmanımız. başombudsmanımız..dink davası ile ilişkisi malumunuz. davada adı geçen diğer görevlilerle birlikte iyi yolda gibi görünüyor.

    bahtı açıklar

    habere gel
  • gazetecilerin kendisini sadece hrant dink kararından ya da oğlunun nikahına başbakan’ın katılmasından dolayı yargılamasıdan şikayet etmiş muhterem. o zaman bir de bu eleştirilere verdiği cevapla yargılayalım, gönlü olsun. dink kararıyla ilgili şöyle buyurmuşlar:

    - "yani 23 kişiydik. ben sadece biriydim."

    buradan ne anlam çıkarmamız gerektiğinden çok emin değilim. bildiğim kadarıyla bir cürüm birden çok kişi tarafından işleniyorsa, hukuken cezanın daha yüksek olması beklenir, çünkü o kadar insandan en azından birinin aklından "n'apıyoruz lan?" diye geçirme ihtimali, istatistik olarak, tek bir failin aniden aklının başından gelmesine göre daha fazladır. dolayısıyla bir haltı 23 kişi yemiş olmak, sorumluluğun adam başı 1/23 olarak paylaşılmasını sağlamaz. ortada cürüm olmadığı için hadi diyelim bu mantık burada geçersiz. etik açıdan, mesela, biz 23 kişi bir lince girsek, bir adamı döve döve öldürsek, ben bu adamın 23'te 1'ini mi öldürmüş sayılırım? yoksa zaten öldürmek niyetiyle allah ne verdiyse daldığımızı dikkate alarak, yani niyetten yola çıkarak, bu işte parmağı olan kişilerin her birinin dellenince döve döve adam öldürecek tıynette olduğuna mı kani olmak lazım? ama ömeroğlu'nun açıklamalarındaki naif dil ve yaklaşım, "ama 23 kişiydik yea" derken kafasından bütün bu karmaşık hesapları yapmadığı, daha ziyade "örtmenim kimse yapmamış ki ödevini!" savunmasına geçtiği izlenimini veriyor.

    - "dosya üzerinden rutin işlem yaptık. ... dosyadaki ismin hrant dink olduğunun farkına bile varmadım. zaten isim hrant bile değildi. fırat dink diye yazıyordu."

    "rutin işlem" herhalde dosyanın içeriğini bilmeden işlem yapmak veya dosyanın içeriği bilinse bile bundan bağımsız olarak belirli bir prosedürü uygulamak (orijinal belge ibraz edildiğinde kopyasına aslı gibidir damgası basmak gibi düşün) olarak anlaşılmalı. yargıtay genel kurulu bundan tam olarak ne anlıyor, onu ben bir fani olarak kestiremiyorum tabii.

    isimle ilgili söyledikleri zaten allahlık. bir taraftan medyada bangır bangır tartışılan bir dava var, hrant dink adından kaçmak için kendini kilere kapatman gereken bir ortam neredeyse, beyefendinin önüne dosya geliyor, fırat dink diye bir isim çıkıyor karşısına (te yargıtay genel kurulu'nun önüne kadar dosyanın öyle gelebilmesi de apayrı bir şenlik zaten ya), ama bu isim ve dosyanın içeriği (bir şekilde içeriğe dair fikri olduğunu varsayarak) hrant dink'le bağlantı kurmasına yetmiyor. ondan sonra gta'da tonla adam ezdikten sonra arabayı boyatıp rengini değiştirince polisten, fbi'dan falan kurtuluyorsun diye oyunda mantık hatası buluyosunuz. aha işte gerçek hayatta da mümkün demek ki böyle şeyler; bir harfi değiştiriyorsun, dosya tanınmaz hale geliyor!

    - "dosya üzerinden vicdani kaanitimize göre karar verdik"

    bak bu kısım net ve anlaşılır: dosyaya bakmış, vicdanına göre karar vermiş. pek iyi, pek güzel. o zaman bu kararı veren 23 kişiden sadece biri olmanın konuyla ne ilgisi var? madem vicdani kanaat bu yönde oluşmuş, o zaman sorumluluğu başkalarıyla paylaşmaya çalışmak nedir? ayrıca dosya üzerinden karar verildiyse (demek ki "rutin işlem" dosyanın içeriğinden bağımsız bir prosedür değilmiş), dosyada konu edilen kişinin fırat değil hrant dink olmasının ne önemi var? aynı yazıyı fırat dink diye bir şahıs yazsa, vicdani kanaat farklı bir şekilde mi tezahür edecekti? hukuk, şahsa göre mi işler? mesela ben bu yazıyı ballerina cif olarak yazdığımda hasıl olan gg ihtimali, yazıyı ballerina cip olarak yazsam farklı mı olacaktır?

    neticede dink kararına yönelik eleştirilere verdiği cevaplar, kararın kendisinden daha vahim bir profil ortaya koyuyor; kararı bilerek veya inanarak, sorumluluğunu alarak verdiğinden bile emin olamıyoruz. oğlunun nikah şahidinin kim olduğu falan esasen bunların yanında teferruat.

    hastanenin acil servisine atılan gaz bombasını "polisin elinden düşmüş ablası, kusura bakmayın" açıklamasından sonra ilk ombudsmanımız kaş yaparken göz çıkarma sanatına bambaşka bir boyut getirmiş bence. bi de buradan yetmiş milyona seslenmek istiyorum, başınızdaki büyüklerinize baskı yapın da ilkokula modern mantık dersi koysunlar, p ise q falan bilmeyenler ilkokul mezunu olamasın.

    ps: alıntıların kaynağı şurası: http://www.radikal.com.tr/…id=1109967&categoryid=78 hata varsa günahı haberi yapanın boynuna
hesabın var mı? giriş yap