*

  • eti cok lezzetli, kirmizinin tonlarinda bir balik. bugulamasi leziz olur. devasa yuzgecleri vardir. karacigerinden balik yagi cikartilir.
  • portekiz'in her köşesinde, her daim yenen bir balık. bir yerden sonra bıkıp "sebze yemek istiyorum!" diyor insan. portekizcesi bacalhau.
  • sanayi devrimi öncesi avrupa'nın nihai keşiflerinden biri*. braudel, "akdeniz" isimli kitabında akdeniz'in balık türleri açısından epey zengin ve fakat, miktarı açısından oldukça kısır olduğunu söyler. bu yüzden balık, avrupa'nın temel besinlerinden biri olamamıştır ta ki 'morina balıkçılığı' (newfoundland'de) keşfedilene değin. çarpıcı bir örnek; avrupalılar, amerika'ya götürdükleri on binlerce köleyi yalnızca 'morina'yla beslemiş on yıllarca. köylünün de temel gündelik yiyeceklerinden biriymiş morina tabi ki. şimdi tournier'nin* karakterlerinden birinin sevdiği kadına neden "morina balığı kadar güzelsin" diyerek iltifat ettiğini daha iyi anlıyorum..

    (bkz: civilization and capitalism 15th 18th century)
  • portekizin milli baligi. her turlusunu tuketiyorlar, ezmesinden kurutulmusuna dek. kucucuk bakkal dukkanlarinda bile dukkanin orta yerinde tepeleme yigilmis, kotu kotu kokan kilolarca kurutulmus morina gorebilirsiniz.

    ing.: cod fish
    fr.: cabillaud, morue
  • (bkz: morina)
  • (bkz: cod liver oil)
  • damagindan yapistirici yapilan balik
  • (bkz: lutefisk)
  • dokuzuncu nesil yazar, hoşgelmiş.
  • eski zamandan konustugumuzda bir an için beni çocukluguma geri gonderen yazar. yok var bişey ama cozemedim.soyle ki , bi keresinde kendisinin yazdıklarını okurken kendimi 3-b sınıfındaki cop tenekesinin basında kalem acarken buldum, bi keresinde okul bakkalından bozuk para ile alınmıs, kucuk ucgen poset içindeki renkli kolonyaları yuzume surerken buldum. anneme anlattım durumu ''yat çabuk yarın okul var, yakalağın nerde essolusu'' dedi.var bişey ama anlamadım.
    super yazıyor bir de, yazdıkları okunulası, saklambac da saklanılası, laaaaaaannnnnnn...
hesabın var mı? giriş yap