*

  • emre aköz'ün 11 ekim 2002 tarihli sabah gazetesi'ndeki sözlük ile alakalı yazısının başlığı.
    söz konusu yazının tam metni aşağıdadır, şahsımca yorumsuzdur.

    itiraf.com'dan sonra ekşi sözlük de kitaplandı.
    itiraf.com'u biliyorsunuz. bir internet sitesi. özelliği: insanlar bu siteye çocukluklarında, okulda, şirkette, alışveriş sırasında, evde yaptıkları ama kimseye anlatamadıkları davranışları ya da zihinlerinden geçen ayıp, tuhaf, kötü düşünceleri takma ad kullanarak ifade ediyorlar.
    ekşi sözlük ise internette "sozluk.sourtimes.org" (başında www yok) adresinde faaliyet gösteriyor. sözlük'ün özelliği ise şu: insanlar sunulan kelimelere kah ansiklopedik ve lügat bilgilerini, kah kişisel deneyimlerini yazıyorlar.
    tabii burada ilginç olan nokta kişilerin kendi hayatlarından, izlenimlerinden, fikirlerinden yola çıkarak yazmaları. "kutsal bilgi kaynağı" sloganını kullanan sözlük, her geçen gün yeni maddelerin eklenmesiyle büyüyor. siteyi yönetip sözlüğü hazırlayanlar henüz gerçek adlarıyla ortaya çıkmadılar, takma ad kullanıyorlar: barbie, clairvoyant, cyrano, italyanmaz gibi... sözlükte sadece diğer 'normal' sözlüklerde yer alan kelimeler değil, ünlü diziler ve insanlar, yeni türetilmiş deyişler de yer alıyor.
    internetteki bu sözlük, şimdi aynı adla kitap (sel yayıncılık) haline geldi. önce birkaç örnek vereyim:
    çocuklar duymasın: içinde yan asılmış bir gustav klimt tablosu olan tv dizisi. generic element
    boğaziçili fıkrası: bir boğaziçili paraşütle uçaktan atlamış, dünyayı tutturamamış. holy spirit
    şair: şiiren kişi. sukedisisu
    sözlükte "ayrılalım ama sevişmeye devam edelim", "spor spikerlerinin türkçeye kazandırdıkları", "dejavu kebap salonu" gibi maddeler de var; anlayın yani...
    ekşi sözlük, cogito dergisinin "internet: üçüncü devrim" (kış 2002) sayısına da konuk oldu. aydın uğur ve erhun geyisi "hede hödüler ne yerler ne içerler", samet köse "sosyal psikoloji bağlamında ekşi sözlük: bir söylem analizi" ve mert tanaydın "ekşi kum sözlük kitabı" başlıklı yazılarıyla ekşi sözlük'ü incelediler.
    peki es hakkında ben ne diyorum?
    bir kere bu tip girişimleri olumlu buluyorum. türkler'in, en azından internet kullanan türkler'in, neyi, nasıl düşündüklerini kayda geçiriyor. zamanın ruhunu yakalıyor. insanlara ve olaylara ilişkin yeni, değişik bakış açıları getirerek yararlı oluyor.
    ancak...
    ancak sözlüğün iki ciddi sorunu var (yazım hatalarını bir yana bırakıyorum):
    1) yazılanların bazıları gerçek değil. hatta tamamen uydurma. bilgiye ve veriye değil, 'sanı'ya ve 'kanı'ya dayanıyor.
    2) adı sanı belli kişilere yönelik hakaretler internette olduğu gibi yer alıyor. gördüğüm kadarıyla kitaba hakaretler alınmamış. ancak bunlar sitede hala durmakta. sanırım siteyi yönetenlerin bunları silmeye, kaldırmaya niyetleri de yok. bu durumda sormak gerek: selülozla (yani kitapla), elektronik ortamın (yani internetin) ne farkı var? neticede ikisi de 'metin', ikisi de 'mesaj'. işin hukuki yanı bir yana, ekşi sözlük'ü hazırlayanlar buna özen göstermedikleri için ahlaksızca davranıyorlar. ayıp ediyorlar.
    not: tahmin yürütmenize gerek yok, hemen yazayım... ekşi sözlük'te hiç de iyi bir biçimde anılmıyorum; ne yapayım yani, mahkemeye mi vereyim?
  • internet kullanan türkler kavramı ile çileden çıkaran, içeriğin kalanını zaten hiç skime bile takmayacağım yazıdır. ben şimdi burdan bikaç bkz: vercem, yazar gelip bi baksın.

    (bkz: allah)(bkz: bela)(bkz: vermek)
    (bkz: olmadı)(bkz: eşşeğin siki)(bkz: yemek)
  • dikkatli okunduğunda, "dikkatli" derken "aha, herif sözlüğü eleştirmiş, bela analım, tokat gibi yanıt verelim, iptal olsun" yaklaşımında olmamaktan bahsediyorum, zararsız bulduğum yazı...

    dikkat edilirse yazısının büyük kısmında adam sözlükten bahsediyor, neyin ne olduğunu kendince açıklamaya çalışıyor, bir anlamda sözlüğün reklamını yapıyor zaten..eleştirdiği 2 nokta var, ki ikisine de katılmak mümkün değil, o ayrı

    1) yazılanların bazıları gerçek değil. hatta tamamen uydurma. bilgiye ve veriye değil, 'sanı'ya ve 'kanı'ya dayanıyor.

    evet, gerçekten de öyle, çıkıp bunun aksini ispat edebilecek en azından savunacak biri var mıdır ki..bu sözlükte yazılanların bir kısmının yazarın deyimiyle "sanı" ve "kanı" ya dayanmasından doğal ne var..bir yazar "sanı" ve "kanı" sına dayandırmaz da neye dayandırır yazılarının bir kısmını ..buradaki kilit kelime "bazıları" dır..evet burda yazanların "bazıları" "sanı" ve "kanı" ya dayanıyor..aynı şekilde başlık konusu köşe yazısında yazılanların da yazarın sözlükle ilgili "sanı" ve "kanı" larına dayandığı gibi..

    yanlış olan bunun eleştiri konusu olarak sunulması..

    yazarın diğer eleştirisine de katılmak mümkün değil, özellikle bir gazetecinin eline kalem alarak bunu savunması son derece şaşırtıcı..bindiğin dalı kesmek gibi..bu eleştirisinde insanların fikirlerini özgürce ifade etmesinden rahatsızlık duymuş yazar..en ilginci de bu konudan çok çekmiş meslek grubu olan "gazetecilik" mesleğinden olan birinin bunu eleştiri olarak sunması...

    sonuçta zayıf eleştiri noktaları olan, zararsız bir köşe yazısı..
  • popüler olana saldırarak daha popüler olma isteğinin sonucu.
  • turkler ikiye ayrilir: "turkler" ve "internet kullanan turkler" diye bir sonuc dahi cikarilabilecek* bir yazi olmakla beraber su veya bu sekilde eksi sozluk kitabinin tanitiminin yapildigi yazi ayrica...reklamin iyisi kotusu olmaz mi bu ayri bir tartisma konusudur, o ayri...
  • emre aköz'ün pazar günü inkar ettiği yazı. ne diyordu?

    "adı sanı belli kişilere yönelik hakaretler internette olduğu gibi yer alıyor."

    hatta konuyla ilgili daha sonraki yazılarında ne demişti?

    "küfür ne hakaret ne

    bu arada sedat kapanoğlu'nun söyleşindeki bir noktayı anlamadım: "küfür serbestliği sözlüğün yapısının bir parçası. dolayısıyla biz küfre karşı değiliz. hakarete karşıyız." o halde gelin başka bir sözlüğe, türk dil kurumunun sözlüğüne bakalım:

    hakaret: onur kırma, onura dokunma, küçültücü söz ve davranış.

    küfür: sövme. onur kırıcı, çoğu basmakalıp kaba sözler söylemek.

    küfürbaz: kaba sövgüleri çok kullanan, ağzı bozuk.

    soralım: s.kapanoğlu bu iki kelime arasında nasıl bir ayrım yapıyor ki hakarete karşı ama küfre karşı değil?"

    değerli yazar emre aköz, adı sanı belli bir insan* ile ilgili bir soru sormak isterim size, motherfucker nedir, hakaret mi küfür mü?

    ve insanları gazetedeki köşesinden küfüre teşvik eden insan nedir, küfürbazterbiyesiz mi?
hesabın var mı? giriş yap