ofis piknik

• bir zamanlar {belki hala vardır bilemicem} ankarada {biri odtude mm binasının altında, biri de kızılayda güven parkın arkasında} var olan ve ne ofisi olduğunu bilmediğim (umarım petrol ofisi değildir) bir ofisin ürünlerini satan ufak büfeler, bardaktan mercimek çorbası içme atraksiyonu yaşanırdı buralarda..
• sevgili brownieden tmonun büfeleri olduğunu öğrendim, kendisine teşekkürü borç biliyorum...
• mercimekten yapilan, yapilmamasi gereken her turlu yemegi bunyesinde barindirir ucuz fiyatla satardi. hemen yanindaki halk ekmekten topak ekmekler alip mercimek corbasi esliginde icmek dunyanin en zevkli olayiydi benim icin. akabinde az ilerdeki kutuphaneye^* gidip neseyle cizgi roman okurdum. ne guzel gunlerdi, sanli gunlerdi^*.
• mercimekli puding dahi imal ediyorlardi. o devirlerde sanirim mercimek stoklari olaganustu fazla vermisti. bir kadin tv'ye zirt pirt cikip "mercumek yiyin. valla et kadar, hatta daha faydali.. bak yemin billah.." turunde kafa utuluyordu. toprak mahsulleri ofisinin mottosu: "ofis ciftcinin karagun dostudur"
• ankara'da bir tane daha vardi bunlardan, cebeci'de sbf ile hukuk fakultesi'nin arasinda kalan yolun uzerinde idi.
• mercimekci teyze vakasının bitmesinden çok sonraları bile faaliyet gösterirdi bunlar, çıkışı belki odur ama o furyanın bitişi ile bitmediler.
• kızılay, kumrular sokaktaki ofis piknik, hala sabahları uğranılan yerlerinden biridir ankara'nın...yoldan gelipde bir poğaça, yanında sıcak bir çay içmek için güzel bir yerdir...keseye uygun fiyatları sayesinde öğrenci ve memurların çokca uğradığı bir yerdi^*....
• nohutlu pilavi pek basariliydi.
• teorik olarak bircoklarina sacma/igrenc gelen, bir kere yendikten sonra tadina doyum olmayan mercimekli un helvasi ussuydu, ofis piknik.
• mercimekli baklava görüp tadına bakabildiğim tek yerdir. hala orada bulunuyor mu bilemem ama, bir zamanlar kızılay'a volta atmaya giden lise öğrencilerinin kısıtlı bütçeleri ile gidebildiği yegane mekandı.
  ankara'nın buz gibi havasında ofis pikniğin önünde dikilip, soğuktan donmuş ayakları yere vura vura bardaktan çorba içmek bambaşka bir zevkti.