*

  • simon curd adli kisinin ortaya attigi teze gore, radiohead'in ok computer albumu gerek lirikler, gerek konsept gerekse kapak tasarimi ile dogrudan george orwell'in 1984 romanindan etkilenmis veya album, 1984'e soundtrack olarak yazilmis. grubun resmi bir aciklamasi yok tabii bu konuda.
    enteresan detaylar icin
    http://web.archive.org/…earound.com/press/1984.html
  • bu albümün kitaba yazılmış bir soundtrack olduğu iddia edilir. şarkıların gelişimi, sözleri, sıralaması gibi etmenler de bu iddiayı doğrular niteliktedir. şimdi şarkıları ve anlattıklarını tek tek inceleyeceğim:

    airbag: bir yeniden doğuşu anlatır. doğru zamanda açılan bir hava yastığıyla hayata tekrar tutunmaktan bahseder ve bu tutunmanın ardından evreni kurtarma işine tekrar döndüğünü söyler. hava yastığı bir metafor'dur, neyi simgelediği ise dinleyiciye kalmış.
    paranoid android: bu şarkı ismini başka bir kitaptan, the hitchhiker's guide to the galaxy'deki bir robottan alır. söz konusu robot hayattan ve her şeyden nefret eder, sürekli sızlanır ve depresyondadır, herkesin aptal olduğunu ve kendi zekasının harcandığını düşünür. şarkının ismini bu robottan alıyor olması içeriğini daha iyi anlamamızı sağlıyor. şarkı da anlatılan da bir tür isyan, dünya'ya karşı bir isyan. "kral ben olduğum hepiniz kurşuna dizileceksiniz, bir halta yaramaz düşüncelerinizle beraber" cümlesi şarkıyı özetliyor aslında. winston'un iç dünyasını anlatıyor.
    subterranean homesick alien: çevresindeki insanların kendisini anlamadıklarını anlatan göründüğünden daha derin bir şarkı. gökyüzünde dolaşan uzaylılardan bahsediyor, uzaylıların insanları evlerine kapattıklarını söylüyor. bütün arkadaşların anlattığını ama kimsenin ona inanmadığından yakınıyor. belki de 'sorun bendedir' diyor, hasta olan benimdir. bu şarkıda da uzaylılar açıkça bir metafor. bu şarkı da yine winston'ın düşüncelerini çağrıştırıyor.
    exit music: her ne kadar romeo ve juliet'te çalsa da, aslında winston ve julia içindir bu eser. şarkıda bahsi geçen "baban bizi duymadan önce" ifadesi de big brother'a yapılan bir gönderme.
    let down: okyanusya'da yaşayan insanların umutlarını ve hayallerini anlatır. güzel günlerin geleceği bir günün hayaliyle yaşayan insanların aslında böcek gibi ezildiğinden bahseder.
    karma police: düşünce polisinden bahsediyor bu şarkı. arrest this man, he talks in math ifadesi fazla zeki kişilerin ortadan kaldırılması gerektiğini anlatıyor. yine hitler hairdo ifadesi de düşünce polisinin farklı düşüncedeki herkesi en ufak bir sebepten dolayı yakalamasını anlatan bir ifade.
    fitter happier: aslında bu şarkı için yoruma gerek yok. şarkı kendini anlatmakta zaten. direkt olarak 1984 için yazılmış.
    electioneering: bu şarkının kitapla bir ilgisi görünmüyor. genel bir seçim eleştirisi gidi duruyor.
    climbing up the walls: aklını kaçırmaktan bahseder bu şarkı. insanın kendi kafasındaki birisiyle çatışmasıdır söz konusu olan. winston'ın adalet bakanlığında geçirdiği günleri anlatır.
    no surprises: sakin bir hayat sürme dileğidir bu şarkı. winston'ın, "tedavi edildikten" sonra hayata tekrar dönmeye çalışmasını anlatır.
    lucky: bir aşk şarkısıdır. winston ve julia'nın tekrar buluşmalarını anlatır, kestane ağacının altında.
    the tourist: şarkının ismi winston'un geldiği son hali temsil eder. başka diyarlardan gelip oraya alışmaya çalışan bir insan gibidir winston.

    böyledir işte bu ilişki. hem sıralanış hem de içerik olarak çok büyük bir uyum söz konusu. ama yine de yorum size kalmış.
  • olmamış bağdır.

    neden 1984 eseri de, daha başka limitler dahilinde işlenecek bir eser değil?

    1984'ün o denli evrensel temaları mevcuttur ki, bu da onu adeta bir lastikmişcesine her yöne çekilmesine sebebiyet verir. bu bir romanın, hatta daha geniş kapsamında bir eserin başına gelebilecek en büyük risklerden biridir. bu denli evrensel ve geniş temalara sahip olmasından mütevellit, zavallı eser olduk olmadık her şey ile bağlantı kurar, daha doğrusu bağlantı kurdurulur hale getirilir. (şekil 1 a: başlık)

    nedir 1984'ün en yüzeysel okumasından dahi anlaşılacak temalar:

    totaliterliğe başkaldırı
    zihinsel kontrol
    teknoloji, bilgi çağı, dezenformasyon
    şehirsel çürüme
    "big brother"
    yabancılaşma
    gözetlenme
    bireyselleşiyoruz derken aynılaşma
    kişilik ve özgürlük hakları
    ekonomik seviye çatışmaları, fakir vs. zengin
    sınıflar arasındaki sosyal, ekonomik vs. uçurum

    bu kadar geniş kapsamlı temalar ile herhangi bir 20 ve 21.yy eserini ben de 1984 kitabı ile rahatlıkla bağdaştırabilirim. nitekim, bu lanet olasıca 20. ve 21. yüzyıllar da bu ana konular ve başlıklar altında dönmüyor mu?bu nedenle, bu dönemlerde üretilmiş olan, ve mesaj kaygısı taşıyan eserlerde bu maddelere ekseriyetle rastalamak mümkün.

    o zaman benim fikrime göre de the alan parsons project'in eye in the sky albümü oldukça bağdaşıyor 1984 ile ki önceden de bahsetmiştim. adıyla müstesna işte, eye in the sky, big brother diyebiliriz rahatlıkla o zaman.

    başka bir şahıs çıkıp, bence the wall benzeşiyor 1984 ile diyebilir.

    içerisinde, ucundan köşesinden yalıtılmışlık, izlenim duygusu, özgürlük ve kişilik kaybı vs. gibi motifleri bulunduran bir eseri de rahatlıkla 1984 ile bağdaştırabiliriz.

    1984 bu karşılaştırma için seçilebilecek en elverişli eser fikrime göre, biri çıkıp da artık şu devirde üretilmiş bir şeyi de 1984'e bağlamasa bir yerde sıkıştırıp dövüyorlar sanırım.

    radiohead'in böyle bir altdüşünce ile bu yola çıktığını düşünmüyorum.
    alt, üst bilemiyorum, herhangi bir yerinde düşünce de var mı acaba?
  • zinomseker isimli bir yazarın ortaya attığı başka bir iddiaya göre de radiohead'in hail to the thief albümünün hadi tamamı olmasa da en az bir şarkısı, bu da 2+2=5 oluyor, george orwell'ın 1984 romanına soundtrack olsun diye yapılmıştır. belki o albümün tamamı o niyetle yapılmış da olabilir, bilemiyorum... oturup hepsini dinlemek, sözleri bir incelemek lazım.* ben cevabını bildiğim sorudan başladım.
hesabın var mı? giriş yap