• ba$rolunde george lazenby'nin oynadigi, james bond filmlerinin 6 numaralisidir. ian fleming'in kitabindan neredeyse birebir uyarlanan tek filmdir derler. sean connery'nin ilk ayrili$indan sonra bond olan lazenby, oldukca ba$arili bir bond portresi cizer. akilda kalan sahneleri isvicre alpleri'ndeki kayak sahneleri, blofeld ve bond'un kar$ila$masi ve m'in tripleridir. bir de bu seferki gorevde bond'a neredeyse hic ozel alet edevat vermezler ya, ona yanarim.

    john barry bu film icin ozel bir $arki yapmami$tir, sadece original score'a takilmi$tir. filmin vurucu $arkisi satchmo louis armstrong'un we have all the time in the world'udur.
  • akilda kalan sahnelerden biri de alplerdeki dişilerin yuvasina düşen bondun yaşadiği sahnelerdir... mesela bond'un eteğinin altina ruj ile koordinat yazma sahnesi vardir, takdir edilesi bir fikirdir...
  • bond evlenir de bu filmde. fazla uzun surmez, heyhat.
  • bir de (bkz: propellerheads) yorumu ile dagitan parca.
  • sonu çok dramatik biten 6. bond* filmi ve sanırım jeneriğinde söz olmayan 2. bond filmi.
    diğeri dr no dur.
  • bu film james bond filmlerinin en enteresanıdır. fazla bulunmaz, fazla söz edilmez, sanki cameş bond'a bir kara lekedir. oysa cames bu filmde hakkatten aşık olmuş, sevdiği kız ağlarken onun gözyaşlarını silmiş, evlenmiştir; çok duygusaldır. aksiyon açısından da evvelki cameş bond'lara "biraz daha aksiyon lazım" dercesine hareketlidir. hele dağdan kayakla iniş sekansları doğruğundadır aksiyonun.

    aynı zamanda bu film, bir james bond aktörü için "tek film" olma özelliğine sahiptir. yani george lazenby, sadece bu filmde oynamış ve daha sonra bir bond filminde görünmemiştir. aksine, sean connery 6, roger moore 6, timothy dalton 2, pierce brosnan 4 bond filminde, james bond'u canlandırmışlardır. filmden sonra bond hayranları lazenby'i yeterince karizmatik bulmamış, üstelik kalas gibi olduğunu, dövüş sahnelerinden öte bir halt beceremediğini iddia etmişlerdir ki; gerçekten de, lazenby her dövüşte kullandığı standart aparkatı, badi yürüyüşüyle bu suçlamalara yakışır niteliktedir. bu onun ilk aklı başında sinema tecrübesidir ve adamcağız elinden geleni yapmıştır aslında. zaten bond'dan sonra, bond manyağı olmuş asya ülkelerine transfer olmuş, hong-kong sinemasıda, aksiyon, karate filmleriyle baştacı edilmiştir. bu asya'lılar öyledir ki, bir bond filminde 10 saniye görünmüş ol, ömrün boyu bakarlar sana. lazenby doksanlarda iyice çaptan düşmüş, kendisine ancak yeni çevrim emmanuel'lerde başrol bulabilmiştir.

    yanlış hatırlamıyorsam, cüneyt arkın'da bu film için bond seçmelerine katılmış, kendi söylediğine göre ingilizce bilmediğinden rolü elin avusturalya'lısına kaptırmıştır. şüphesiz ki ve tüm içtenliğimle söylüyorum, cüneyt arkın, bond'u layıkıyla oynayabilecek ender insanlardandır, bond'un karizmasını kat be kat artıracak bir jöndür o zamana göre.

    bu filmden dolayı bond hayranlarından özür dilemek isteyen yapımcılar, ne yapıp etmişler, bond oynamamaya karar veren sean connery'i şimdi hatırlamadığım bir yerlere para bağışlayarak ikna etmiş ve diamonds are forever'da oynatmışlardır.

    filmin kendisini de soundtrack'ini de bulmak zordur. hatırlarım ki, bond albümleri koleksiyonuna giriştiğim sırada, hepsi tamam oldukdan sonra, sırf bu filmin soundtrack'ini aralıksız 1,5 sene boyunca aramıştım.

    küçük bir not olarak da, telly savalas datlı yüzü, kel kafasıyla, (ki bond filmlerinde mutlaka kel kafalı bir karakter olmalıdır) bu filmde, üstelik kucağında kedi okşayarak endam sergilemektedir. şimdilerde olsa, kingpin'i layıkıyla oynarmış; son derece karizmatik üstelik.

    film içerisinde eski bond'a göndermeler de yer alır. henüz filmin başlarında, bond'un durduk yere, bir kızın peşinden maceraya atılması sonrası, kız bond'dan kaçtığında, lazenby kameralara doğru "diğer adama hiç böyle olmuyordu" der. ve evvelki bond filmlerinde görmedim sanırım, ilk yarım saatte bond üç sigara içti bu filmde. şaşırtıcıydı.

    yine diğer bond'larda olmayan (golden eye da biraz vardı) video klip romantizmi yaşar bond bu macerasında. tam da romantik bir aşık gibi, çalan bir aşığın eşliğinde, havuz kenarlarında, karların üstünde, parklarda sevdiğiyle gezinir. buralar da enteresandır. yanı sıra bond, bir yerde beklerken, orada bulduğu playboy'u alır ve göstere göstere okur, başka bond'larda, bond'un oturup erkek dergisi okuduğunu görmeyiz; üstelik okumakla da kalmaz, playboy'un posterini aşırır. kimin resmi olduğunu bilmiyorum, o kişiye bir gönderme olabilir ama bu da bir değişiklik.

    sonraki bond filmlerinden biri olacak "world is not enough" fransızca olarak bir armada yer alıyor ve bu da bond'un aile arması olarak tanıtılıyor.

    bir de her milletten seçilmiş kızların bulunduğu bir akşam yemeyi var ki; cennet gibi. bu kadar güzel kızı başka hiç bir yerde bir arada görmenin mümkünü yok. kendimden geçtim diyebilirim. hele bond'un ilk gece odasına girdiği kısa, gri gibi kıvırcık saçlı kıza insan hayatını teslim edebilir. o kadar güzel. bu arada bu kızlardan birine tavuk terapisi yapılıyor, bu da beni güldüren garip bir detaydı.

    son olarak bond serisinin üvey evladı olan bu film, her ne kadar "olmamalıydı" yargılarına maruz kalmışsa da, aksiyon sahnelerinin dozajı, bond'a kattıkları, bond'un kişiliğindeki değişiklikleri, spekteküler oyuncuları ve soundtrack'iyle, bond'a yeni bir yol göstermiş, yeni bir kimlik kazandırmıştır.
  • aşağı yukarı kitabın (ki türkçesi ilk kez "kurt kanı" adı altında başak yayınevinden çıkmıştır) öyküsünü birebir izler. ilginç biçimde kitaba sadık kalmak için azami gayreti sarf etmiş tek bond filmidir. 1969 yapımı film bu özelliğiyle, george lazenby'nin bond'a bir manav edasıyla yaklaşmasına rağmen serinin en ilginç filmlerinden biri olmaya hakeder. ilginç olan aslında bu kitabın devamı olan you only live twice'ın ("insan iki kere yaşar" adıyla yine başak yayınevinden çıkmıştır) 1967'de çekilmiş olmasıdır. dolayısıyla you only live twice bond'un rutin afacanlığı dahilinde japonya'da bitiverdiği bir film olurken, on her majesty's secret service'in hüzünlü finali havada kalmış, çöpe atılmıştır.
  • the avengers dizisinden emma peel olarak tanıdığımız ve çok sevdiğimiz diana riggi de kadrosunda bulunduran 1969 yılı mahsulu james bond filmi.
  • dorduncu duvarin yikildigi ilk (ve bildigim kadari ile tek) bond filmidir:

    --- spoiler ---

    filmin basindaki sahnede bond kizi goturemeyince lazenby kameraya bakar ve "bu obur adama* hic olmamisti" der..

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap