• dublin şehir merkezinden yaklaşık 3 kilometre uzakta olan park, dünyanın en büyük şehir parklarından birisidir (712 hektar) ve londra’nın hyde park’ının beş katı, new york’un central park’ının iki katıdır. parkın adı efsanevi kuştan değil (phoenix = anka kuşu), gal dilindeki fionn uisce (“temiz su”) sözünün değişmesinden gelmektedir.

    parkın bugünkü düzenlemesi büyük ölçüde parkın “kaba, ekilmemiş bir toprak” olduğunu düşünen ve kendisi augustian ilkelerine göre olması gerektiği şekilde düzenleyen ve 1747’de halka açan 18. yüzyıl valilerinden lord chesterfield’in eseridir. bunun sonuçlarından biri soygunların ve düelloların kısa sürede sona ermiş olmasıdır.
  • çok güzel demenin yetersiz kalacağı, fevkaladenin fevkinde bir park* türkiyedeki bazı şehirlerden daha büyük bir parktır. ayrıca içinde hayvanat bahçesi ve yanlış hatırlamıyorsam tea house da vardır. bir de buranın en güzel yanı parkın içinde serbestçe dolaşan geyikleri elinizle besleyebilir ve sevebilirsiniz. hatta 2-3 metre ötenizde onlar otlarken siz sporunuza devam edebilirsiniz. dublin'in en güzel yerlerinden biri.
  • git git bitmeyen dublin'deki çılgın park. sanırım avrupa'nın en büyük parkı. bir kaç saat gezer gelirim derken tüm günüm gitti. meşhur geyiklerinin yanında çimenlere uzanıp bir kaç dakika bile olsa mutlu oldum. yiyecek falan da verecektim ama tırstım.

    nedense parkı bakımsız buldum. çöpü falan kastetmiyorum, park tertemiz. ama sanki nükleer saldırıdan sonra el değmemiş gibi. peyzajı yapılmamış. ot bürümüş her yeri.

    dublin'deki gezilecek ilk yerlerden.
  • "phoenix park'ta kitap okuyor, kıyı boyunca yürüyüp joyce'un martello kulesi* denilen evine gidiyor, liffey çayının o yakasından bu yakasına geçip duruyordum." paul auster - hand to mouth a chronicle of early failure
  • arabayla gezmeyi tercih ettiğim park
  • yürüyüşe parka gidelim teklifi ile kandırılıp hayvan gibi yorulduğum bir park olmuştur. çok büyük, yürü babam yürü bitmiyor. geyigine ayrı ağacına ayrı sövdüm. güzel olmasına güzel de abi insan bir uyarılır park deyince aklıma sadece içinde çiçek böcek küçük bir gölet olan bir park gelmişti. ıçine hayvanat bahçesi bile koymuşlar.

    ben yürürken yoruldum, kaç defa dinlenelim dedim bilmiyorum. zannedersin herkes usain bolt olmak istiyor. deliler gibi koşanlar da vardı. otobüs turu ve bisikletle kiralayıp gezilebildigini yolun yarısında öğrendigimde iş işten geçmişti. gitmek isteyen varsa o gaflete düşmeyin, altı üstü bir park demeyin, yürümeyin. efendi efendi otobüs turuna katılın ya da bisiklet kullanın.
hesabın var mı? giriş yap