• bati sahra halkını faslı ve ispanyol işgalcilerden kurtarmak için savaşan gerillalar.
  • cezayir tarafindan desteklenirler.
  • batı sahra'nın bağımsızlığı için mücadele veren örgüt.

    20. yüzyılın üçüncü çeyreğinde yoğunlaşan sömürgelerin bağımsızlık mücadelelerinden batı sahra da payını almıştı.. sömürgeciliğe karşı başlayan hareketler, ispanya sömürgeciliğinin sonunu göstermişti. ispanya, kendi sömürgelerinden biri olan batı sahra'dan 1976'da çekilmişti. ispanya'nın yerini almak isteyen fas, işgal girişiminde bulunmuş, bu işgal de "polisario cephesi" tarafından engellenmiştir.
    daha sonra 1976 yılında cezayir'de sürgün "arap demokratik cumhuriyeti"ni kuran örgüt, libya'dan destek almıştır.
    cephe moritanya ile yakınlaşarak, "afrika birliği örgütü" tarafından destek görmüş ve fas'a karşı mücadele etmiştir..*
  • gazze'de bombalar patlıyor, her dakika insanlar ölüyor... filistin kurtuluş örgütü'nin ismi yıllardır, her gün, hemen her haber bülteninde kulaklarımızda çınlıyor...
    polisario... ispanyolca açılımı: frente popular de liberación de saguía el hamra y río de oro... saguia el hamra ve rio de oro'nun kurtuluşu için halk cephesi anlamına gelen kurtuluş örgütü yıllardır mücadele veriyor. batı sahra'da bombalar patlıyor, her dakika insanlar ölüyor... saguia el hamra ve rio de oro'nun kurtuluşu için halk cephesi'nin ismi, yıllardır, hiçbir gün, hiçbir medya organında yer almıyor...

    google; içinde polisaryo kelimesi geçen 326, polisario kelimesi geçen 2590 bağlantı bulabiliyor türkçe arama yapıldığında. toplamda on tanesi nitelikli bilgi içermiyor.... peki neyin nesidir bu polisario; ne alıp veremediği var bu cezayirliler ile faslıların, ispanyolların?

    tarihe dönüp bakmamız gerek öncelikle, bu soruya cevap verebilmek için. kronolojik bir özet ile:

    1884 yılında ispanya, batı sahra'yı işgal etmiş ve 1975 yılına kadar burada hüküm sürmüştür.
    1956 yılında fas, bağımsızlığını ilan etmiştir ve kendi doğal uzantısı olması sebebiyle kendisine ait olduğunu iddia ettiği batı sahra'nın da bağımsızlığını istemiştir.
    1965 yılında birleşmiş milletler cemiyeti, sömürgeleşme konusunda insan haklarına aykırı bulduğu bu durum nedeniyle ispanya'nın batı sahra'dan çekilmesini ve bölgeye özerklik verilmesini istemiştir.
    1973 yılında, batı sahra halkı tarafından ispanyaya karşı silahlı bir eylem yapılmış ve batı sahra'nın kurtuluşu için polisario örgütü kurulmuştur.
    1974 yılında ispanya, batı sahra sorununu referanduma götürmek istemiştir. fas kralı 2. hassan ise; ispanya'nın bölgeyi sömürgeleştirmesinden önce bölgenin faslı olduğunu ortaya koyarak uluslararası adalet divanına başvurmuş ve bölgeye özerklik tanınmasına karşı çıkmıştır.
    1975 yılında uluslararası adalet divanının bildirdiği görüş; birleşmiş milletler cemiyetinin 1514 numaralı resolution ile belirlemiş olduğu özerklik hakkının uygulanması yönündeydi. 6 kasım 1975'te yeşil yürüyüş adı altında başlayan eylemin ardından savaş başladı ve bu savaş, 1991 yılına kadar sürdü. 14 kasım 1975'te yapılan madrid antlaşması ile ispanya, çekildiği toprakların 2/3'sini fas'a, geri kalanını moritanya'ya bıraktı. tam bu yıllarda libya'da patlak veren iç savaş, libya'nın dış politikasının da şekillenmesine sebep oldu. daha sonra fas'ı yalnız bırakacak olan libya, bu dönemde moritanya ile ilişkileri nedeniyle bu müslüman halka tam destek veriyordu.
    1976 yılında polisario, fas'ın kendisine ait olduğunu iddia ettiği topraklar üzerinde sahra demokratik arap cumhuriyeti'ni kurdu.
    1978 ve 1979 yılları arasında moraitanya ile polisario arasında bir yıllık ateşkes imzalandı.
    1979 yılında 5 ağustos'ta moritanya ile yapılan barış antlaşması yürürlüğe girdi. moritanya, bu topraklardan çekilme kararı aldı. ispanya tarafından kendisine bırakılan 1/3'lük toprağı polisario'ya bıraktı. fas ise bu durum karşısında sinirlendi ve bu topraklar üzerinde ya moritanyanın ya da kendisinin söz sahibi olabileceğini idda ederek harekete geçti. fas'ın bu tutumu altında yatan sebep, polisario halkının kendisine ait bir halk olduğuna inanmasıdır.
    1981 ve 1987 yılları arasında fas ordusu, polisario'yu ikiye bölecek şekilde bir duvar örmeye başladı. bu duvar, toplam 6 ayrı duvardan oluşmaktadır ve 2700 km uzunluğundadır.

    buraya kadar, filistin - israil çatışmasına benzer ne kadar çok nokta var değil mi? peki bizim böyle bir duvardan haberimiz var mı? yok.. çünkü "filistin'de yahudi devleti tarafından müslüman kardeşlerimize yapılan işkence" ile din birliğini kuvvetlendirmek bizim işimize geliyor. aynı şekilde, müslüman fas'ın polisario halkına yaptığı zulüm karşısında, tozları halının altına itmek de işimize geliyor.. çünkü türkiye'nin böyle bir sorunu gündeme getirip, polisario halkının yanında olması, ulusal çıkarına aykırı sonuç doğurarak bir gün kürt devleti konusunda örnek teşkil edebilir.

    devam edelim...

    1984 yılında afrika birliği , 51 üyesi ile birlikte, polisario'yu tanıdı.
    1991 yılında afrika birliği ile birleşmiş milletler insiyatifinde imzalanan ateşkesin ardından son durum 690 numaralı resolution ile; özerklik hakkının referanduma gidilerek elde edilmesi yönünde karar bağlanmıştır. ateşkesin şartlarına göre, fas, bölge topraklarının 80%'ini kontrol altında tutacak, geri kalan 20%'lik alan polisario'ya ait olacaktır. fakat 1992 yılına gelindiğinde, referandum henüz yapılamamıştır ve sürekli ertelenmektedir. referandum konusunda da ortada büyük bir anlaşmazlık vardır. fas, bu oylamaya arapların da katılması gerektiğini iddia ederken, polisario halkı, yalnızca bölge halkı arasında oylama yapılmasından yanadır. arapların böyle bir oylamaya katılması durumunda fas'ın lehine karar çıkacağı aşikardır.
    1997 yılına gelindiğinde kofi annan, eski amerika başkanlık sekreteri james baker'ı özel temsilci olarak bölgeye göndermiştir.
    1999 yılında, hala çözüme ulaşılamamış olup tepkiler artmaktadır. 22 eylül'de eel ayoune'de meydana gelen vahşet de buna karşı oluşmuş tepkidir.
    2000 yılında james baker'ın hazırladığı plan "baker planı" ile, amerika, fas'a, polisario bölgesine geniş çaplı otonomi vermesini teklif etti. dış temsil konusunda fas'ın söz sahibi olacağı fakat iç işlerinin bağımsızca yürütülebileceği; polisario'ya devlet statüsünün tanınmadığı bu plan , fas tarafından geri çevrildi.
    2003 yılında, baker 2. bir plan hazırladı.bu yeni plan yine bir referanduma dayanıyordu. 5 yıl süreyle otonom olacak bir sahra'nın ardından yapılacak olan referandum optimal bir çözüm gibi görünüyordu.
    2004 yılında fas, bu öneriyi de geri çevirdi. (mohamed 6). bunun üzerine james baker görevden alındı.
    2005 yılında genel manzara itibari ile iki tarafın da ayakta olduğunu, amerika'nın önerisinin uygulanamadığını, sorunun büyüdüğünü ve çığrından çıktığını görüyoruz. nerdeyse tüm şehirlerde bağımsızlık için intifada manifestosunun yürütüldüğü bu tarihte halklar kaosa sürükleniyordu.
    2006 yılında mohamed 6 tarafından göreve getirilen konsey, otonomi ve bağımsızlık arası bir çözüm önerisi getirdiler. bu öneri temelde baker'ın ilk önerisine benziyordu. polisario'nun dış işlerinde fas'a bağlı, fas'ın para birimini kullanan, birleşmiş milletlere üye olma hakkı tanınmayan otonom bir bölge olmasını öneren fas, bu kez polisario'nun red cevabı ile karşılaştı.
    2007 yılından beri, durum bu şekilde devam etmekte ve hiçbir sonuç alınamamaktadır.

    fas'ın yayılmacı politika izlediğini ileri süren cezayir, bu savaşta polisario halkına destek vermektedir. tabi ki bu noktada sosyalist ideolojiye sahip cezayir ile amerikan yandaşı fas arasındaki politik tabanın etkisi büyüktür. yıllar boyunca bu ihtilaf çeşitli yüzeylerde ortaya çıkmıştır. bu çatışmalarda cezayir asla aktif görev almamaktadır. birleşmiş milletler ise iyiniyetine rağmen yorum yaparken seçtiği batılı uzmanlar vesilesi ile kendi çıkarını gözetmekte ve duruma fazla müdehale etmemektedir. birleşmiş milletlerin bugune kadar bu topraklar üzerine aldığı en doğru karar, bölgenin "terra nuilis" yani sahipsiz toprak olmadığı yönünde bildirge yayınlaması olmuştur. fas ısrarla bu konunun kendi iç politikasını ilgilendiren bir konu olduğunu savunmakta ve polisario halkını fanatik islamcılık ile suçlamaktdır.

    bugun, polisario'yu bu derece önemli yapan etken nedir sorusunun cevabını marx'ta arayabiliriz: altyapı... yani ekonomi...
    polisario, yer altı kaynakları bakımından çok zengin bir bölgede bulunuyor. 10 milyar tonun üzerinde fosfat yatağı bulunduruyor. ayrıca petrol, demir, uranyum ve nikel bakımından da zengin. atlantik okyanusu boyunca uzanan kıyısında balık ticareti çok önemli yere sahip. tüm bunları elinden çıakrmak fas için çok büyük ekonomik kayıba neden olacaktır. bu nedenle, müzakereler sürmekte fakat bir sonuca varamamaktadır. varabileceğe de benzememektedir.

    şu anda sol frame'de en üst sırada yer alan ve entry sayısı her dakika artan abaza'nın el kitabı başlığından daha fazla değer verip bu konuyu seçtiğiniz ve bu entry'yi okuduğunuz için teşekkür etmem gereken günlere mi kaldık?
  • frente popular de liberación de saguía el hamra y o de oro. yani, ispanyolca'dan cevirirsek "saguia el-hamra ve río de oro halk kurtulus cephesi" denilebilir sanirim.

    (bkz: sahara libre)
  • polisario (ispanyolca: frente popular de liberación de saguía el hamra y río de oro) saguia el hamra ve rio de oro'nun kurtuluşu için halk cephesi. afrika'nın kuzeybatısındaki, batı sahra'daki fas egemenliğine son vermek ve bu bölgenin bağımsızlığını sağlamak için savaşan ayrılıkçı örgüt.

    polisario hareketinin temelleri, batı sahra'nın yerli göçebe halklarından sahravilerden oluşan güçlerin, komşu moritanya'da üslenerek batı sahra'daki ispanyol denetimine karşı verdikleri mücadeleye dayanır. ispanya'nın 1976'da batı sahra'dan çekilmesinin ardından fas ve moritanya bölgeyi aralarında paylaştılar. bölgenin denetimini ele geçirmek isteyen cezayir polisario'ya kendi topraklarında üsler ve savaş teçhizatı sağladı. 1979'da moritanya ile polisario arasında barış yapıldıysa da, fas batı sahra'nın moritanya'ya ait kesimine tek taraflı olarak el koydu. 1980'lerde polisario gerillaları batı sahra'daki fas karakollarıyla savunma birliklerine saldırı düzenlediler. 1991'den beri tek taraflı olarak ilan ettiği ateşkese uyarak silahlı saldırılara ara vermiştir.

    ayrıca diplomatik bir kampanya yürüten polisario sahra arap demokratik cumhuriyeti adını taşıyan bir hükümet kurdu. şu anda 43 ülke bu hükümeti tanımaktadır. 1984 yılında, fas hükümeti polisario hükümetini tanıdığı gerekçesiyle afrika birliği örgütü'nden çekilmiştir. abd de batı sahra'daki fas egemenliğini tanımamaktadır.

    kaynak: vikipedi
  • fas ile batı sahra konusunda çatışan ülke. zaten fiili olarak bu ülkenin üçte ikisi halen fas tarafından kontrol ediliyor.

    bir haber - http://m.news24.com/…ion-in-western-sahara-20160926

    bir analiz - https://www.foreignaffairs.com/…africas-last-colony
  • fas'ın , iran ile diplomatik ilişkilerini sonlandırmasına sebep olan bölge\örgüt. fas , iranı hizbullah aracılıgı ile polisario cephesine destek vermekle suçluyor.
    [ http://www.hurriyet.com.tr/…iskileri-kesti-40822935 ]
  • fas sınırlarında faaliyet gösteren ayrılıkçı terörist örgüttür. temelde kendisine ait bir tasarrufu yoktur, cezayir'in bölgeyi de-facto işgal etmesine zemin hazırlamak için cezayir tarafından beslenir.

    kendisine islami hava vermiş cihadist kafalarca yönetilir, boko haram ile pek bir sıkı fıkıdır. daha detaylı bilgi için #76582059
  • karabağ’dan sonra çözülmeye başlayan bir diğer dondurulmuş çatışmanın tarafı.

    1991’den beri ateşkese uyan fas ve sahra demokratik arap cumhuriyeti tekrar çatışmaya başlamıştır. karabağ savaşı birçok bölgede domino etkisi yaratabilir. bilmeyenler olabilir, karabağ sorunu aslında koskoca sovyetlerin dağılmasını tetikleyen ve toparlanmasına imkan tanımayan olaydı. lokal gibi görünse de küresel sonuçları olabiliyor.
hesabın var mı? giriş yap