*

  • nathz; (bkz: sadabat pakti)
  • bir de "sadabad viyadüğü" vardır. fatih sultan mehmet köprüsü'nün (e6) uzantısındadır, kağıthane deresi'nin üzerinden geçer.
  • istanbul, eyup sultan civarindaki kagithane semtinin osmanlilardaki ismidir.
  • (bkz: kagithane)
  • (bkz: sadabat)
  • sadabat kelimesinin dogru yazili$i.
  • (bkz: sadabad)
  • osmanlı saray sairlerinin unlu nakaratinda istanbul dilberleriyle yasanan alemler anlatilirken sozu edilen mekan: "gidelim serv-i revanım, yürü sadabad'e"..
  • #2946002 nomerolu entaride nedimin dizelendirdiği hali hatırlanan, son d'sinden önce bir "^"(inceltme işareti) bulunan, aynen "sadabâd" şeklinde yazılan kelam.
  • bakin bakalim, bir yerlerden gözünüz isiracak mi:

    ülke ekonomisinin bozuldugu 18. yüzyilda, zaten sevilen bir mesire alani olan kagithane, tabiri caizse acayip popüler bir eglence yerine dönüsür. sultan 3. ahmet ve sadrazam nevsehirli damat ibrahim pasa'nin memleketi yönettigi dönemdir. fransa’dan getirilen saray planlari uygulanir. yetmez, dere yatagi degistirilerek yeni bir kanal olusturulur; iki kademeli yapay çaglayanlar ve havuzlar insa edilir. büyük havuzun içine 30 mermer sütun üzerine sa'd-âbâd sarayi kurulur. kisa sürede 173 kasir yapilir ve bölge artik "sa'd-âbâd" olarak anilir.

    bu çal patlasin, vur oynasin dönemi, halkin patlamasiyla sarayl?lar?n kiçinda patlar; "patrona halil isyani", sadrazamin kellesinin gidisi ve sultan 3. ahmet'in tahttan indirilip öldürülüsü, buradaki saray ve kasirlarin yakilisi ile son bulur.

    tüm bu göz kamastiran debdebe ve sefa size tanidik geliyor mu? gelmiyorsa sorun yok. ama ben, disarida kiyamet koparken mutlu azinligin kendini içeriye kapattigi sevgili mekânlari reina’lari, leila’lari görür gibi oldum. eglensin tabi millet, ona lafim yok. sadece merak ettim de; halk için pek nahos bir dönem de olsa lale devri’nin en azindan nedim gibi bir ?aire ve daha birçok sanatçiya ortam hazirladigini söyleyebiliyoruz. reina’lardan kim çikacak, ben esas onu bekliyorum.

    bana ilginç gelen bir sey daha var. geceleri bu yüzden uyuyamiyorum. tabi. efenim, bugün kagithane, görkemli geçmisine dair hiçbir iz tasimiyor. vallahi bak. gözümle gördüm diyorum! tamam, gecekondulasma, çarpik yapilasma tüm istanbul’un sorunu ama yine de tarihi dokusu olan her yerde mutlaka geçmisi yasatan ya da animsatan bir seyler vardir. bir seyler kalmistir. olmadi, havasinda, suyunda, kokusunda bir seyler sezeriz. ama kagithane sanki hiç böyle bir geçmis yasamamis gibi görünüyor. bir yerlerde okuyup ögrenmeseniz burayi dogustan "ormandan bozduk, türlü türlü garip yapilari, gecekondulari diktik" gibi bir yer zannedebilirsiniz. az önce yine baktim, yine bir iz göremedim. alla alla…
hesabın var mı? giriş yap