• 1 haziran 2010 ergenekon operasyonu ile öğrendiğimiz suç isnadı.

    savunma hakkı? (bkz: savunma dokunulmazlığı) ?

    "ergenekon soruşturması kapsamında yargılama sürecini etkilemeye yönelik faaliyetleri olduğu" iddia edilen bazı kişilere yönelik istanbul ve ankara başta olmak üzere çeşitli illerde belirlenen adreslerde polis tarafından arama çalışması başlatıldı."

    "arama kararlarında "kovuşturmayı etkilemek" suçlaması yer alıyor. sanık avukatları, üstlendikleri davalar hakkında yargılamayı etkilemekle suçlandı."
    ___

    bundan daha beteri sanığın kendini savunurken yargıyı etkilemekle suçlanmasıdır. hrant dink son yazısında bahsetmiş:

    "işte bu ruh haliyle, kapımda hazır bekleyen ve "daha önce dile getirdiğim gibi ülkeyi terk edip etmeyeceğim"i teyit etmek isteyen basın ve medyadan arkadaşlara şu açıklamada bulundum:

    "avukatlarıma danışacağım. yargıtay'da temyize başvuracağım ve gerekirse avrupa insan hakları mahkemesi'ne de gideceğim. bu süreçlerden herhangi birinden aklanamazsam ülkemi terk edeceğim. çünkü böylesi bir suçla mahkum olmuş birinin benim kanaatimce aşağıladığı diğer yurttaşlarla birlikte yaşama hakkı yoktur."

    bu sözleri dile getirirken yine her zamanki gibi duygusaldım. tek silahım samimiyetimdi.

    kara mizah

    ama gelin görün ki beni türkiye insanının gözünde yalnızlaştırmaya ve açık hedef haline getirmeye çalışan derin güç, bu açıklamama da bir kulp buldu ve bu kez de yargıyı etkilemeye çalışmaktan hakkımda dava açtı. üstelik bu açıklamayı tüm basın ve medya vermişti ama onların gözüne batan ille de agos'takiydi. agos sorumluları ve ben, bu kez de yargıyı etkilemekten yargılanır olduk. "
    ___
    "suç!
    ankara’daki son dalgada işçi partisi avukatı mehmet cengiz de gözaltına alındı. cengiz silivri’de doğu perinçek ve arkadaşlarının avukatlığını da üstlenmişti. işçi partisi yaptığı açıklamada bir tuhaflığa değiniyor:
    “arkadaşımızın gözaltına alınma gerekçesinde; ‘yürütülmekte olan kovuşturmayı etkilemek ve yönlendirmek’ şeklinde bir suç tarifi yapılmaktadır.
    bir avukatın görevi nedir? avukatlığını yaptığı sanıklar lehine mahkemeyi ‘etkilemek’ ve ‘yönlendirmek’ değil midir?”
    tutuklama gerekçesi gerçekten ilginç..."
    ___
    "bir davada savunma görevi yapanlarin ayni dava ile ilintili olarak “yargilamayi etkilemeye çalişmak” iddiasiyla görevleri sirasinda işledikleri iddia edilen bir suçtan tutuklanmasi, 1136 sayili yasanin 58. maddesinde öngörülen güvenceyi yokeder. avukatlara bu yolla gözdaği verildiği izlenimi yaratilmasi savunma dokunulmazliği ve dolayisiyla adil yargilanma hakkina ilişkin aihs’nin 6. ve kişi hak ve özgürlüklerine ilişkin 5. maddelerinin de ihlali niteliğindedir.

    yarginin savunma ayağini oluşturan ve kamu görevi ifa eden avukatlarin yargisal süreçleri yasal çerçevede ve görevlerinin gereği olarak etkilemesi de doğaldir. buna karşin, suçlamalarin “yargiyi etkileme” olarak açiklanmasi basina yansiyan bir diğer komik ve dikkat çekici gelişmedir.

    öte yandan soruşturmanin 2009 yilinin ilk aylarinda başladiği gözetildiğinde, kanitlarin karartilmasi tehlikesinden sözedilemeyeceği açiktir. avukatlik mesleğini icra eden kişilerin başka tedbirlerle soruşturulmasinin da mümkün olmasina karşin, kaçma şüphesini hakli gösterecek olgular da mevcut değilken tutuklanmalari masumiyet karinesinin ve adil yargilanma hakkinin ihlalidir.

    özel yetkilerle donatilmiş ve aihm kararlarina aykiri olarak gizli tanikla da güçlendirilmiş mahkemelerin kolaylikla ve son derece siklikla tutuklama önlemine başvurmasi, “yargilamadan cezalandirma” olgusunu gündeme getirmekte ve yargisal süreçlerin uzamasi nedeniyle kişilerin yargilanmadan infaza tabi tutulmalari sonucunu yaratmaktadir. bu sonuç en çok hukuksal güvenliğin zedelenmesi ve yargiya olan güven duygusunun aşindirilmasina hizmet etmekte, savunmanin da baski altina alindiği izlenimine güç kazandirmaktadir.

    bütün bu gelişmeler göstermektedir ki erzincan başsavcisi ilhan cihaner’e yapilanlara benzer ve o sürece paralel, sanki hiç bitmeyecek bir süreç yaratilarak avukatlar ve yargi mensuplari yipratilmaya ve yapilan hukuksuzluklar da içerik tartişmalari ile perdelenmeye çalişilmaktadir.

    böylece olasi bir anayasa referandumu öncesinde yargiya olan güvenin aşindirilmasina ilişkin çabalara ivme kazandirilmaktadir. yapilan tüm teknik takiplerin ve soruşturmalarin da bu hukuksuzluklara karşi duruş gösteren yargi mensuplari ve hukukçulara yöneltilmiş olmasi ve buna koşut geliştirilen medya destekli kampanyalar ifade özgürlüğünün, savunma hakkinin yok edilmesi, karar süreçlerinde yer alanlarin baski altina alinmasi ve korkunun egemen kilinmasi konusundaki kararliliğin hangi noktaya taşindiğinin bir göstergesidir.

    şurasi unutulmamalidir, hukuksuzluğun alip başini gittiği dönemlerde mücadele azmi de pekişir, gelişir, bayraklaşir. ülkemiz, bugün böyle bir süreci yaşamaktadir.

    yarsav’in bu karanlik günlerin son bulacağina ve ülkemizde hukukun üstünlüğünün egemen olacağina olan inanci tamdir. kamuoyuna saygi ile duyurulur."

    8.6.2010

    yarsav yönetim kurulu
  • hayatım boyunca duyduğum en saçma suçlama. bu tip bir suçlamayı görmek, duymak, yaşamak ve inanamamak herkese nasip olmaz.

    (bkz: kendi kendini çürüten önermeler)
    (bkz: paradoks)
  • (bkz: mehmet cengiz)
  • anladığım kadarıyla mevzubahis avukat mahkemeyi hem etkilemeye, hem de yönlendirmeye kalkmış. bu kadarına da pes doğrusu, olacak iş değil! herşeyin bir sınırı var yahu!

    zaten ateş olmayan yerden duman çıkmaz. aslen savunmaya bile gerek yok ama ne yapacaksın işte.

    şu güzelim ortamı bozuyorsunuz ya bir şey demiyorum ben size.
  • bazı insanları çok şaşırtan iddia

    oysa bu olay türkiye'de yıllardır oluyor, binlerce olayda oldu

    dosyada gizlilik kararları veriliyor, taraf avukatları bile göremiyor...

    demokrasiyi, hukuku, insan haklarını, adaleti pek çok insana hatırlattığı için ben o mahkemeyi tebrik etmem belki ama, görünür hale gelmesi için hayırlara vesile oldu diyebilirim...
hesabın var mı? giriş yap