• shakepeare trajedilerinde soytarı "komik" bir karakter olarak trajediye uyumsuz gibi görünmektedir. yani alınan her kararın ve söylenen her sözün yıkımı getirdiği, trajik çıkarımlarının olduğu bu oyunlarda soytarının ne işi olduğunu düşünüp de işin içinden çıkamazsak şöyle düşünerek soytarıya trajik bir işlev yükleyebiliriz: soytarı kimseyi tüm olan bitenin bir soytarılık olduğuna, yaşananın bir trajedi değil komedi olduğuna ikna edemez. bu da genellikle kefeni yırtan, ama kendini trajik sanan gerçek soytarılarla yaşamaya mahkum olan soytarının trajedisidir.

    (bunu söyleyip böyle ufka doğru yürümek istiyorum. böyle gözümde bir damla yaş, nassıl "ben de o soytarı gibiyim" tribindeyim, bilemezsiniz.)
  • ortacag ingilteresinde dusuk egitim duzeyi dolayisiyla insanlarin trajedilere, onu birakin tiyatroya ilgisi pek dusuktu. shakespeare'in oyunlari birer saheser olabilir, fakat bunu anlayabilicek adamin sayisi o donemde soylular icinde bile pek azdi. tiyatroya gelenlerin buyuk bir kismini da halk olusturacagindan, shakespeare trajedideki yogun havayi kiracak "comic relief" diye adlandirdigimiz kisa sahneleri oyunlarina dahil etti. bu sahnelerde "soytarilar" (sadece kraliyet soytarisi anlaminda degil, "komik karakter" anlaminda), halkin anlayabilecegi duzeyde espiriler yaparak oyunu yumusatirlar. bu espiriler genellikle cinsel icerikli olur.

    shakespeare "comic relief" icin sadece soytarilari kullanmaz. macbeth'deki porter (ki kendisi favorimdir) da kelime anlamiyla bir soytari olmasa da komik repliklere sahiptir.
  • trajik kahramanin hubris'ini daha da vurgulu bir sekilde ortaya cikarmaktir shakespeare soytarilarinin islevi. yani bir nevi kontrpuan islevi gorur. oyuna sadece nefes aldirip elizabeth donemi tiyatro izleyicisinin gormek istedigi kaba komediyi sunmaz, ignelemelerle ve zeka dolu laf ebelikleriyle heybetli trajik kahramanin kendi heybetinden buyulenip nasil aptallastigini gosterir. belki de shakespeare soytarisinin en onemli trajik 'hubris'i sadakatidir. her seyi gorur, anlatir, insanlarin dikkatini yaklasan felakete cevirmeye calisir ama trajik kahramanla beraber dibe vurmaktan geri kalmaz. king lear herhalde en iyi ornektir buna.
  • bu trajedilerde çoğu zaman en asil en güçlü karakterler öyle bariz hatalar yaparlar, ağdalı konuşmalar eşliğinde öyle bir sıçar batırırlar ki oyundaki en akıllı karakterin soytarı rolüne bürünüp olan bitenle dalga geçmekten gayrı bir şey gelmez elinden. o da "nasılsa soytarıyım, bizi skine takan yok" deyip kralından dilencisine kadar oyundaki tekmil karakterlere hatta hızını alamayıp ışıkçıya, set işçisine, yayında ve yapımda emeği geçen bütün arkadaşlara laf sokar ayar verir. şahsi kanaatime göre oyunlardaki en güzel replikler de genelde bu soytarılara aittir...
  • (bkz: #1553966)
  • soytarının bizzat bulunmadığı oyunlarda bile "soytarı işlevi" ni gören karakterler mutlaka yaratılmıştır. oyunun özünü çıkaran bu yaklaşım, shakespeare trajedilierinin yüzlerce yıldır tazeliğini muhafaza etmesinin, sadece karmaşık merak düğümleriyle dolu oyunlar olarak basit bir noktada kalmamasının en önemli nedenlerinden biri; yazarın can sıkmayan, parmak sallamayan ağırlığının, oyundaki etkisinin en belirgin olduğu karakterlerdir.

    diğer yandan soytarıların otorite karşısındaki özgürlüğü, sanatın, yazarın aynı otorite karşısındaki özgürlüğünün sanki bir metaforu gibidir.

    lear'ın soytarısı ya da hamlet'te sadece bir kuru kafa olarak var olan soytarı, bütün oyunun dışında ve de çok yükseğinde olan havalandırma delikleri gibidirler. tam olaylar içinde boğulurken, ne dediğini bilmeyen soytarının aslında ne kadar anlamlı şeyler söylediği ortaya çıktığı zaman, lear'ın yaşadığı deliliği anlamakta öte geçip, bunu yaşamaya bile başlar seyirci. soytarı bu oyunu okuma klavuzu, yazarın yakip edilesi ayak izleri gibidir.
  • soytarinin boyundan daha onemli oldugu soylenegelmistir.
  • shakespeare trajedilerindeki soytari sagduyunun oyuna yansitilmasi görevini görür.olan biten tüm hengamenin icinde gerceği olduğu gibi tüm ciplakligiyla dile getirmek soytariya duser;soytarilar ciddiye alinmayan karakterler olduklarindan soylediklerinin agirligi* oyun esnasinda diger karakterler tarafindan gecistirilir ve üzerinde durulmaz .seyirciye ise bu satır aralarindan ders cikarmak duser ve cogu kez shakespeare seyirciye vermek istedigi mesaji ,onlara bu yolla ulastirmayi tercih eder.
  • yunan tragedyalarındaki koro'nun vazifesine benzer bir işlevdir.
hesabın var mı? giriş yap