56 entry daha
  • tabanca koleksiyonuna, silahlara veda. hurdaya gidecek domdomlular, adaptörlüler. casus kuşumdan dökülen kehanet gibi karışık bölük pörçük bilgiler. bende kendisine yakın silah bilgisi olmadığını göz önüne alsa, anlatmanın hiç zevki kalmayacağı belli.

    nagant rus toplu tabancası. sistemi usa'daki gibi. double action olanları var. silindirik kurşunlu ve çok pis, yüksek enerjili. bir de, rus kartuşu uzundur, çok fazla barutludur. o türüne raykıran derler. adını hak eder.

    parabellum: bir tip yukarı doğru sürgülü silah. "para" diye bir uzun kurşun türü vardır. walther ppk'larda uzun kurşun veya kurz kısa kurşunu kullanılabiliyor. tabanca namlusu uzun veya kısa olabiliyor. pk olunca daha uzun oluyor, sean connery'de bunun uzunu var.

    kalibrede çok çeşit var. örneğin 4,5 mm var. 0,177 = 4,6 mm dengi. vietnam'da usa büyük kartuşlu ufak kalibreli kurşun kullandı. bunlar otluk arazide kullanılıyor. değmelerde fazla yön değiştirmesin diye ince. kurşun vücuda değince açılıyor, vida gibi spiral sarıyor, iç organları karıştırıyor. çıkış deliği olursa organları da dışarı götürüyor, sürüklüyor.

    domdom, rus silindirik kurşunudur. çıkış deliği büyük olur, organları dışarı doğru söker. kullanımı yasak ama yasak dinlenilmiyor. domdom kurşununun ağzına testereli bıçakla (+) işareti yapılıyor. böylece pirinci açılıyor. faullü dövüş gibi. öyle bir kurşun kol kopartabilir. domdom yapımında meraklısı kullanılmış/artık plutonyum arıyor. o, dağılma özelliğini artırıyor, kurşun un gibi gidiyor, sıkışarak un gibi dağılıyor. patlayınca yakıtı tümden alıp sonra itmeye başlıyor. kurşun tabanca namlusundaki raylara, yiv-setlere oturuyor. sıkışma ve sıkıştırılarak itilme sonucunda kurşun namlunun ucundan dönerek çıkıyor. ucu ile arkası artık çıktıktan sonra yer değiştirmiyor, roket gibi davranıyor, giriciliği artıyor. top güllesi gidişinde ise yuvarlak top güllesi ön arka yer değiştirmeleri yaşar. bunun yanı sıra gülle atan tüfekler (çifteler) de var. çok hızlı gönderilen kurşun, giderek erimiş hale dönüyor, deriye dokunduğunda düzleşiyor, parçalayıcılık ve dağılma oluyor. plutonyumlu ise toz haline geliyor, enerji tamamen vücutta kalıyor, böylece çok zarar veriyor.

    fizik bilimini patlayıcıda yoğunlaştıranlar var. tek kurşun alan silah var. barutu ayrı konuyor. hap gibi. çok sert çelik. sert kap içinde oturuyor ayrıca. nereye varsa dağıtır, duman eder. yaşlılara yer yok'un silahı gibi.

    kuş habercimin tabanca ama kırma gibi olan silahı vardı. kanatlı mermisi var ucunda. bu tip mermi kanatlı olduğundan dönüyor. hızlı değil ama ağır, kütleli. enerjisi, torku fazla. vücuttan çıkamıyor, içeride sönümleniyor.

    tingle berbat bir alet. kısa barutlu. denenince çok kapasiteli çıktı. ruhsatsız silah iken özel ruhsatlıya çevrildi. namlusu aynasızlara teslim ediliyor. bak, onu müzeye vermeyi deneyebilirdi. 1884 model silahı da vardı. onun çeliğini bir şirkete özel şekilde sertleştirtti.

    avusturya çeliği çok iyidir. artık diğerlerinden farklı değil. almanlar mekanik dövmeyi çok kullanıyor. dövme molekülle iletişim, onunla konuşmak gibi. mavi renkli çelik şeritler var. telle birleştirip bağlıyorlar. sonra fırına koyuyor, peşinden mekanik dövüyor, şeritleri birbirine kaynatıyorlar. şeritler kaynadıktan sonra namlu içini elle yapıyorlar. namlu dişidir. şerit halinde ısıtıp, geri geri dövüyorlar. dövülenler kaynıyor, yiv set oluyor, çıkartıyorlar. içine uyacak şekilde ısıtıp soğutuyorlar, çelik rengarenk oluyor. sarıldığı belli. damas çeliği (damascus çeliği, şam çeliği) diyorlar. yay gibi yapıldığından patlatılamıyor, açılıyor, esniyor.

    mermiden başka ağızdan dolma silah yapıyorlar. muhteşem. kuyruğa girmek gerekir, pahalı ve sıralı. poligonda ateşi var. deterjan atılıyor, namlu sıcak suya atılıyor. antipas sıkılıyor. sağlam, yıkanabiliyor sabunla. barut kalıntıları için. silahları içinde en son walther elden çıkacak.

    silah, hakim olacak insan ister. o artık yaşının geçtiğini kabullenmiş. ağzının tadını bozmayıp parkur değiştiriyor. insan, silahşör gücünü kaybediyor zamanla. gücü yetmediği zaman silaha el uzatır, ateşli silah etiğini sıfırlamış olur.

    skeet atan bir arkadaşoğlu var. müthiş ve enteresan bir çocuk. attığını hiç kaçırmıyor. çocuk atış talimine onu taklitle başlamıştı. şimdi onun mirasçısı, ardılı sayılır. oğlanı atışta ziyaret etmiş. müzeye silah bırakabilmek için gazete ilanı vermesi gerekiyor. silahları hafife alıyorlar. bir kere kızmış onlara, müzeye vermek istemiyor. her silahın tarihçesi var. silahları hakkı olan saygıyı görmeyecekse kimse ellemesin. bu biraz eski, köklü bir dükkanın kapanması gibi.

    topraktan, çürümekten çıkardığı colt'un peacemaker'ı varmış. zamanında colt şirketi ikinci abdülhamit'e göndermiş. öyle birkaç tane beyaz, paslanmaz çelik tabanca var. vatanım sensin'de eşref paşa'nın elinde vardı bunlardan. yeşilçam'da sinemacılar zamanında çok güzel, örnek silah seçimleri yapmışlar. o tabancayı filmde görmek hüzünlüydü, zevkliydi, inanmadı ve şaşırdı. skeet hareketli hedef demek. atıcı arkoğlu çocuk kovboy gibi. dedesinin mücevher dükkanını yönetiyor. dedesi artık beleş mücevher, altın vermeye başlamıştı. külçe altın satıyorlar. hareketli çocuk dükkanda sıkılıyor. ava çıkıyor, en az iki çulluk vurup geliyor. domuz da vurabiliyor. iyi kasap ve ahçıdır.

    kendisi fotoğrafçı olsa acayipti, daha verimkardı. silahtan vazgeçerken belki şimdiye fotoğrafa geçmişti. zamanında 2000'lik bir teleobjektif almış. bu objektife kgb'den kabza almış. dayanmazsan titrer, görüntü bozulur. sinir bozucu tiplere fotodürbünle bakıyordu. uzaktan fotoğrafını çekip, artı işareti kondurup, 'değmedi sanma!' diye mesaj gönderiyordu. altınoluk'ta dolaşıyordu. 2 kız -profesyonel seksçiler- var ortada. o balık gibi suya girip çıkıyor, eşi leyla hazine arıyor, keskin göz. kızlar allahlık beybaba sanıp ona yaslanıyorlar, sürtünüp dalga geçiyorlar. oradan uzaklaşmış ve dürbünlü fotoyla, ona hafif şaşkın bakışlarını yakalayıp resimlemiş. asıl onun kendileriyle dalga geçtiğini anlamışlar. bir yıl sonra mı ne bodrum bağla'dan geçiyordu. durakta yolcu dolu. orada o iki kız duruyor, işaret ettiler, bir baktı, bunlar. tanıdılar mı? "nereye?" demiş kızlar. "nasıl, atayım mı sizi bodrum'a?" "ben sizi indiririm, devam edersiniz." fotoğraflarını göstermiş kızlara. kızlar kırmızı. alemsiniz, demişler. silmiş sonra o fotoğraflarını. uzun vadeli de avcı hani. her yerde ayrı bal var. örneğin süslü araplar var, çarşafın altı boş, süsün altında. adam vurmak gibi fotoğraf, bir yerde.

    ***
    her nasılsa pertavsızın hep piştov gibi bir silah olmasını düşlemişimdir. benim için büyük düş kırıklığı oldu. (bkz: pertavsız/@ibisile)

    "cezayı bitirdik çıktık. bunun şerefine ibrahim bana bir takım kopuk elbisesi yaptırdı. halep şalvarı, rengi siyah da ceplerinin ağzı, paçaları siyah ipek kaytanla işlemeli. belimde tosya kuşağı. lacivert sako, bir sivas kaması... bir de nagant taklidi tabanca... arkadaşım, izollu mustafa diyorlar. biz hapisteyken o kerhanede dost tutmuş. deli hatun isminde çirkin bir karı. çirkin ama sesi güzel. bir de beni çok sever. ben ilk defa kerhaneye gidiyorum." kemal tahir - karılar koğuşu

    "derken beyim... oğlan, işi ben meydana çıkarırım, diyor. oğlan hafiye... evvelce bir filmde görmüştüm. o zamanki tabancatoplu tabancaydı. bu sefer brovnik almış. bir tabanca ama, kız gibi... (...) bu ne biçim bir haydut? ben hiç böylesini görmedim. bir ayağı tahta* olmalı. giderken 'tan... tan... tan... tan' vuruyor. birisini de sokakta öldürdü." kemal tahir - karılar koğuşu

    [elinde bir çanta, çantanın içinde gazete kağıtlarına sarılı 'lama' marka iki adet dolu tabanca vardı. ağabeyine "ortalık sakinleşinceye kadar bunları saklayacaksın," dedi.] erdal doğan - sevgi soysal yaşasaydı aşık olurdum

    "western:
    1- eşkiya lejandı. (zenginden alıp yoksula vermek)
    2- sosyal politik haksızlıklar yüzünden kanun dışına düşmüş tek insan (celali hareketleri).
    3- kişisel çekişmeler (miras, kadın, kan davaları).
    4- kabadayılık merakı. (özenti sonucu suçlu düşmek, nam verme tutkusu).
    5- konuşma, konudaki entriği ister istemez derinleştirir (bu derinleşme olmazsa, film sığ olur).
    (...) iki kadından yardım görür. bunlardan biri sevdiği masum kız, öteki haydut çetesi reisinin metresidir.
    (...)- hiç eskimedi.
    - dünyanın en () yerlerinde sürekli olarak tutundu.
    - özelliği, erkek yiğitliği.
    - kadınların hepsi namuslu, iyi.
    - kahraman kanun, hatta devlet kurucusu.
    (...) - kahraman saftır. (ya da çabuk saf görünür). oysa bütün suçluları, kahpelikleri sezer. çünkü sürdüğü tehlikeli hayat...
    - tabanca bir kişisel silahtır. buna karşılık bizim köylümüz uzun silah kullanır, eşkiyalıkta." kemal tahir - notlar (sanat - edebiyat 4)

    "mishima'nın intihar şekli bana havagazıyla intihardan [kawabata'nın sözümona intiharına gönderme] daha uygun görünüyor. yine söylüyorum: hiçbir şeyi savunmuyorum. ama sonuçta kendimi, tanıdık bir yerde elimde tabancayla oturuyormuşum gibi hissediyorum. neden? belki de bu ölüm karşısındaki bir istence işaret ediyor. tabanca, bugün, eski roma kamasıdır ve sizin kılıcınızdan o kadar uzak değildir." andre malraux (intiharlar sözlüğü'nde)

    (bkz: silah/@ibisile), tüfek/@ibisile
    (bkz: bakışlar mayalar tarihöncesi)
    (bkz: parabellum), barabelli
    (bkz: revolver)
    (bkz: railgun)
    (bkz: colt), peacemaker, 45'lik colt
    (bkz: walther p99), walther p38
    (bkz: sten)
    (bkz: lüver), luger
    (bkz: luger p08)
    (bkz: vizör), çek vizörü
    (bkz: smith wesson)
    (bkz: makarov)
    (bkz: browning), brovning
    (bkz: walther), walther ppk
    (bkz: 38'lik), 45'lik
    (bkz: bindirme)
    (bkz: altıpatlar)
    (bkz: çakaralmaz)
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap