*

  • bir ülkede iktidarın bütünüyle bir kişinin elinde olmasının ne demek olduğunu, bu güce sahip bir insanın neler yapabileceğini çok etkili bir dille anlatır. 31 yıl sürdürdüğü diktatörlüğü boyunca trujillo 3 milyon nüfüslu ve "kendine kapalı kutu" olan dominik cumhuriyetinde istemediği insanları rahatça öldürmüş, istediği genç kızlara -istediği şekilde- tecavüz etmiş, santo domingo şehrinin ismini trujillo kenti olarak değiştirmiştir.

    kitapta olaylar üç farklı gözden ele alınır ve bu farklı bakış açılarına ait yaşantılar ustalıkla örülür. kitabı bitirdiğimizde türlü karmaşık olayları süzülmüş ve bir bardak su berraklığında önümüze konmuş olarak buluruz.

    yazarın bir dönem yazarlığa ara verip arjantin'de seçimlere katılmasının - ve kazanamamasının, politik oyunları anlatmada kitaba olan katkısı yadsınamaz sanırım.

    ispanyolca'dan çev. peral bayaz charum
  • bir mario vargas llosa romanıdır.
  • bazi kitaplar var, insan okurken hikayenin gectigi yere atmak istiyor kendini.

    bu kitap da oyle.

    her turkiyeli entel kekonun ruyasini susleyen latin amerika seyahatine zorla yeni bir ulkeyi daha dahil edip, bir dunya zarara soktu beni simdiden kagit uzerinde.

    o guzelim peru'su, arjantin'i, kuba'si dururken oralardan kisip illa ki bir de dominik cumhuriyeti'ne goturecek adami.
  • mario vargas llosa'nın neden nobel edebiyat ödülüne layık görüldüğünü içselleştirebilmek için gözden kaçırılmaması gereken bir eser. 491 sayfalık uzun bir roman olmasına rağmen hemen hemen gereksiz bir kelime bile yok. oldukça akıcı. tarih ve kurguyu bu denli başarılı bir anlatım tekniği ile harmanlayabilmek ancak llosa gibi yazarların başarabileceği bir iş. okunması gereken bir yapıt. çevirisi de oldukça yetkin. kimi bölümleri bana gabo'nun bir kaçırılma öyküsünü hatırlattı. o da mükemmel bir kitaptı bu arada.
  • illa ki düşündüren ve bugünümüzle kıyaslara sürükleyen bir kitap, düşündürüyor dedik her kitap düşündürür evvela ama kimi sıkıntılı diliyle gereksiz tavrıyla bir yerlerden aşırılıp sindirilememiş taraflarıyla düşündürür bu kitap öylesi bir kitap değil işte, bir ülkenin zorba gününü, istismar defterini, katliam üstatlarını sayfalara nakledip insanın güne geleceğe umudunu ne feci yaşantılamalar üzerinden kurduğunu hatırlatan bir kitap ve eğer bir diktatörün soluğunu ensenizde hissetmişliğiniz varsa derinden sarsan da bir kitap bu...

    üç kanaldan anlatının yer aldığı üç gidişatın aynı gerçeklikte farklı yazgıları paylaştığı kitapta ister istemez o günlerin dominik cumhuriyeti ile bugünün türkiye'sindeki benzerlikleri görmek zorluyor kişiyi hani aradan yıllar geçmiş diyorsunuz hala bir diktatörlüğün izleri mi var ülkemin üzerinde bu can sıkıyor sansürler, faili meçhuller, zorbalıklar, işkence ve işkencenin en acımasızı olan tecavüzler hala ben buradayım bir yere gitmedim diyor ya ülkemizde işte bunlar apansız birbiri üzerine yığılarak hatırlanıyor kitap üzerinde yol aldıkça.

    okuyucu için hem akışı hasebiyle merak uyandıran hem birtakım önsezilerle parçaları ufak uafak birleştirmeye yardımcı olan, o düşsel geleceğin kurgusu nasıl acılar üzerine inşa edili bunu gösteren ve yeni gerçeklikler içindeki marazları bulduran mutlaka okunup belleğe kazandırılması gereken bir kitap, diyip
    kitabın şahsıma aksetme betimini noktalarım.
  • yeni türkiye'yi anlatan kitap.
  • dehşet içinde, şaşkınlıktan gözlerimi belerte belerte okuduğum ilk kitap olabilir. bir diktatörün etrafındaki yalakaların, yalakalıkta ne kadar ileri gidebileceklerini göstermesi açısından dehşete düşürdü beni.

    kitabın arka kapağını buraya yazıyorum sizin için, buyrun:

    " bir diktatörün ülkesine, kendi insanına verdiği zarar nasıl tanımlanabilir? 31 kayıp yıl? binlerce ölü? binlerce sakat? binlerce kayıp? yüzlerce işkence tekniği? yüzlerce türedi zengin? yurtdışındaki bankalarda biriken kara paralar? sansür? muhbirler? şantaj? köpekbalıklarına atılan, vahşice yok edilen muhalifler?

    teke şenliği, 31 yıl dominik cumhuriyeti'nde hüküm süren ve bu süreçte yaklaşık 50.000 insanın ölümünden sorumlu tutulan diktatör rafael trujillo, namı diğer teke'nin iktidarı süresince yaşananlara, diktatörün has adamlarından birinin kızı urania cabral'in ve diktatöre suikast düzenleyen bir grup dominikli vatanseverin gözünden bakıştır... söz sözü bağlar ve araya diktatörün anlatımları da girer. nobel ödüllü yazar llosa'nın gerçek kişiler arasına ustaca yerleştirdiği "kurgu kahramanlar" öyküyle öylesine bütünleşmiştir ki gerçek sanılanilir. çok canlı, gerçekçi ve zengin anlatımıyla teke şenliği, diktatörlük üzerine yazılmış önemli eserlerden biridir. "
  • dominik cumhuriyeti'ndeki trujillo rejimini ve rejimin çöküşünü anlatır. karakterler urania cabral hariç tamamıyla gerçektir. mario vargas llosa kitabı "dominikli dostlara" adamıştır. bu sayfada en az 5 sayfa entry görmek isterdik...

    --- spoiler ---

    kitap, rafael leonidas trujillo molina'ya yakın çevresi tarafından 30 mayıs 1961 gecesi düzenlenen suikasta odaklanır. suikast ekibi (komplocular) antonio de la maza, juan tomás díaz, amadito garcía guerrero, antonio ımbert barrera, salvador estrella sadhalá(el turco), huáscar tejeda, pedro livio cedeño, luis amiama tió ve fifí pastoriza'dan oluşuyor. bir de pupo lakaplı genel kurmay başkanı josé rené román fernández işin içinde. ama pupo komplocuları fena satıyor.

    kim kimdir?
    antonio de la maza: dominikli iş adamı, de la maza ailesinin medarı iftiharı. trujillo rejiminde bakanlık, askeri gizli servis başkanlığı yaptı. galindez cinayeti sonrası "teke" ile ters düştü. çünkü trujillo adamalarına kardeşini öldürttü ama inkar etti. olayı eşelememesi ve unutması de la maza'ya otoyol ihalesi verdi. antonio da o gün teke'yi öldürmeyi kafaya koydu. ölümü sım denen rejimin silahlı gücü elinden oldu. suikasttan 1 gün sonra santa domingo'daki ünlü bolivar caddesinde üzerine çevrili makineli tüfeklere karşı 45'lik tabancıyla dövüşerek öldü.

    juan tomás díaz quezada: komplonun planlayıcılarından. deniz kuvvetleri komutanı gib ibir şeyken, teke'nin karısını düzdüğünü öğrenir. karısı teke'ye kocasının rejim aleyhtarı görüşlerini aktarınca rütbeleri sökülür. antonio de la maza ile birlikte bolivar caddesindeki çatışmada öldü. taksiden indiklerinde "calie"ler tarafından takip edildiklerini fark etmişlerdi. kaçmak ya da yakalanıp işkence görmek yerine çatışmayı seçtiler. dominikliler bu ikisi için hala "mangal gibi yürek varmış" derler.

    salvador estrella sadhalá: koyu katolik, dini itikatları yüksek. rejimde savunma bakanlığı yapmış, bugün hala 30 mayıs kahramanları arasında. komplodan sonra sım tarafından ağır işkencelerden geçirildi. kurşuna dizilerek öldürüldü, cesedi asla bulunamadı. yakın dostu amadito garcía guerrero'nın intikamını almak için komploya katılmıştı.

    amadito garcía guerrero: teke'nin yaveri. hayatının aşkıyla evleneceğini trujillo'ya anlatırken teke ondan bu evliliği unutmasını söyler. sebebi, kızın kardeşinin 14 haziran üyesi bir komünist olmasıdır. amadito da teke'ye bağlılığını göstermek için kızı terkeder. ancak bununla da bitmez. teke sım'e bir 14 hazirancıyı öldürme talimatı verir. silahı da amadito'ya sıktırırlar. başına çuval geçirilmiş komünistin ölü bedeninin kime ait olduğunu gösterdiklerinde şoka girer. zira, biricik aşkının kardeşini öldürtmüşlerdir. bu olay sonrası tekeyi öldürmeye yemin eder. suikastın ardından saklandığı evde kuşatılır. çatışmada ölür. rejim yanlıları o evi içindeki kadınlar birlikte ateşe verir.

    pedro livio cedeño: suikast sırasında gözcülük yapan 2'nci araçtaydı. silah seslerini duyup teke'nin öldüğü yere geldiklerinde bir kurşun da buna gelir. ya kan kaybından ölecektir ya da sım'in eline geçme pahasına hastaneye kaldırılacaktır. 2'nci şık tercih edilir ve yaralı yaralı işkence edilir. hayatta kalması için her şey yapılır. bütün isimleri verir. sürek avı livio'nun çözülmesiyle başlar. trujillo'nun oğlu ramfis günlerce üzerince vahşi işkence yöntemleri dener. o işkencehanede can verir.

    huascar tejeda: pedro livio cedeno ile birlikte 2'nci araçtaydı. direksiyon ondaydı. aylarca işkence gördü. ramfis trujillo onu da katletti. amerika'da mühedislik eğitimi görmüş, dönemin dominik cumhuriyeti'nin önde gelen akademisyen ve aydınlarından biriydi.

    antonio ımbert: araçtaki dört kişiden biri, aracı kullanan kişi. rejim çatırdayıp, balaguer iktidarı alınca içerdeki yüzlerce kişiyle birlikte salıverilir. suikast ekibinden hayatta kalan 2 kişiden biridir.

    luis amiama tió: sım'in yakalayamadığı tek suikastçi. rejimde santa dominfo kentinin belediye başkanlığı görevini yürüttü. haftalarca bir evin duvarındaki tablonun arkasında bir gizli bölmede saklanmayı başarır. işler yoluna girince ortaya çıkar. kendisine general rütbesi verilir, mutlu ve trujillo'suz bir hayat yaşamaya devam eder.

    josé rené román fernández (pupo): suikastın ardından yönetime el koyması planlanan ama korkak bir tavuk olduğu için bunu yapamayan komutan. bu basiretsizliği yüzlerce insanın hayatına mal olur. kendisinin de işin içinde olduğu er geç ortaya çıkar, en ağır işkencelerde katledilir. eşi ve çocuğu da öyle.

    johnny abbes garcia: sım'in şefi, teke'nin en güvendiği adam. leblebi yer gibi adam öldüren bir kansız. beleguer hükümeti döneminde yurt dışına sürülmüş, yaşadığı yerde haiti gizli servisi tarafından anası sikilmiştir. bugün bile pek hayırla ananın olmadığı söylenir.

    edit: karakterlerin yanlışı yoktur, eksiği belki vardır. araştırmadan, romandan aklımda kaldığı kadarıyla yazdım.
    --- spoiler ---

    edit2: spoiler
  • "ülke dibe vurmuştu; ilk başta sayısız hizmetler vermiş olsa da sonraları yasayı dinlemeyen bir rejim ülkeyi karantina altına almıştı; dejenere olmuş, evrensel tiksinti yaratan bir despotluk rejimine dönüşmüştü."

    şu an içinde bulunduğumuz durumu, bundan daha iyi ifade edebilecek bir cümle yok.

    bu kitabı okurken aklımda sürekli "tarih tekerrürden ibarettir." sözü yankılanıp durdu. 1930-1961 yılları arasında yaşanan olaylar, elli sene sonra da binlerce kilometre ötede hayat bulabiliyor.

    bu kitapta da; ederinden fazla değer gören tıynetsiz akrabalar, yalakalıklarıyla koltuk sahibi olanlar, ilk ters hareketiyle gözden düşen yandaşlar, hatta işin ilerleyen boyutlarında "ayakkabı kutuları"yla ülkeden para kaçırmaya çalışan akrabalar var.
    coğrafyanın etkileri, belki sonuca ulaşma biçimimizi değiştiriyor ama yolumuz tek bir sona çıkıyor aslında.

    kitabın bir güzelliği de otuz sene sonrasını da okuyabiliyoruz. yaraları kapanmayan insanlar var seneler sonra bile. insanlar değişmediği, beyinler gelişmediği için değişmeyen hayat standartları var.

    sorun baştakiler değil, güdülmeye meyilli halk aslında. önce kendimizi sonra evlatlarımızı iyi yetiştirmeliyiz ki, kimse üç kuruşluk aklıyla hayatlarımız üzerinde kumar oynayamasın. ama koyun olmaya meyilliysen biri gelir çoban olur illaki.

    tanım: fırsatı olan herkesin okumasını dilediğim bir kitap.
  • "kişisel direniş, başkaldırı ve yenilginin keskin resmini ve güç yapılarının şemasını çizdiği için” gerekçesiyle nobel ödülü almaya hak kazanan yazarı okunacaklar listeme ekledim. bir ülkede iktidarın tamamıyla tek bir kişinin avucunun içinde olmasının nelere yol açtığını görmek, göremeyenlere gösterebilmek ve cumhuriyetin değerini anlayabilmek için bulunmaz bir eser.

    kitabı merak edenler için;

    https://www.instagram.com/…hl=tr&taken-by=bookogina
hesabın var mı? giriş yap