• nba stüdyo'nun bu akşamki (18 aralık 2009) programında tanıtılan bill simmons kitabı. the book of basketball: the nba according to the sports guy olarak da adlandırılan kitap özellikle kaan kural tarafından ziyadesiyle beğenilmiş. eğlenceli bir dille yazıldığı söylenen kitapta aynı zaman da çok iyi bir şekilde nba tarihi de anlatılıyormuş.
  • almak için ne zamandır fırsat kolladığım ama bir türlü fırsatını bulup, okumaya zaman yaratıp spariş edemediğim kitap. okuyamaya okuyamaya o kadar gözümde büyüttüm ki kitabı okumaya başlayınca hayal kırıklığına uğramaktan acayip korkuyorum bir yandan.
  • okuyanın kesinlikle hayal kırıklığına uğramayacağı, basketboldan bihaber bir insanı bile bir anda işin gurusu haline getirme potansiyeline sahip muhteşem kitap.

    "footnote orgazmı" diye bir kavram yaratmıştır ayrıca.
  • tr. basketbolun kitabı

    micheal jordan yazmamış mıydı bunu?*
  • basketbol sevenler için kutsal kitap olarak sayılabilecek bir başucu şaheseri. bill simmons tarzı footnote lar ile dolu dolu, üslubuyla aşmış, yalnız modern basketbola değil nba - aba birleşmesi öncesinden günümüze ışık tutan kitap. en meşhur bölümleri "russell*, then vs wilt*" ve simmons' un kendi standartlarına göre oluşturduğu ve nba tarihinin en iyi 96 oyuncusunu sıraladığı "the pyramid" dir.
  • acilen ikincisi çıkması gereken kitap.

    son yazısında (lebron is still painting his masterpiece) lebron'ı jordan ve russel'ın ardından 3. sıraya koyduğunu söylemiş simmons. piramidini güncellemenin vakti gelmişti zaten epeydir, yazsın bi zahmet yenisini.

    "portland oden yerine durant'i seçseydi ne olurdu?" gibi bi soru için kaç sayfa yazacak kim bilir. durant neden hala yüzük takamadı, rose ne kadar çabuk parlayıp söndü, matt damon neden komşum değil gibi sorulara da cevap arayacak herhalde. duncan'ın 5. şampiyonluğu ve geçtiğimiz 2 yılın finallerine daha gelmedi bile bu arada. neyse.

    şu an bu kitabın ikincisinden daha çok beklediğim bi şey yok galiba. belki alman pasaportu. ama yok ya, bu kitabı daha çok bekliyorum.
  • bill simmons tarafından 'book of basketball 2.0' adıyla devamının getirileceği açıklandı, ama podcast olarak. haftalık olarak vereceklermiş bölümleri.
  • türkiye de nereden temin edebiliriz merak ettiğim kitap

    edit: pandora isterseniz bu kitabı sizler için temin edebiliyor. tabi uzun bir temin süresi var
  • bazı açılardan zor bazı açılardan çok zevkli bir kitap.

    kitabı kendi adıma zor kılan etmenler;

    - 50'li yaşlarımda olmamam.
    - kütüğümün san diego/california olmaması.
    - ilk iki maddeye bağlı olarak kablo tv ile 70'lerde tanışmamış olmam.
    - kevin mchale ile herhangi bir hısım/akrabalık durumumun olmaması.

    kitabın eğlenceli tarafları;

    - politically incorrect üslup.
    - olağanüstü teşbih yeteneği.
    -footnote'lar.
    - basketbolu hala çok sevmem.

    elbette 70-80'li yılların cbs ve nbc programlarına verilen referansları idrak etmek kolay değil fakat yazar, analoji kurarken mümkün mertebe çok bilindik filmleri ve müzik gruplarını refere ettiği için kitabın hazmı ve diğer insanlarla geyiğinin yapılması oldukça kolay bir hal alıyor.

    kitabın kendi adıma zirve yaptığı anlar;

    - koçların bilge tribine girdiği ve yazarın overcoaching olarak adlandırdığı dönem anlatılırken yapılan, "koçların birden henry david thoreau gibi ahkam kesmeye başlamaları" benzetmesi.

    - kobe'nin meşhur 2006 sezonu anlatılırken geçen "normal şartlarda en iyi üçüncü ve dördüncü adamı smush parker ve kwame brown olan bir takımın play-off'ları televizyondan bile izleyememesi gerekir." minvalindeki cümle.

    - tek numarası olup da bunun ekmeğini en uzun süre yiyen insanlar listesinde monica lewinsky'nin belirmesi.

    bunlar dışında tarihin en iyi 96 oyuncusunu belirlediği meşhur piramidindeki kriterler konusunda pek uyuşmamamızın sebebinin yine coğrafya olduğunu düşünüyorum. saat farkından ötürü benim oyuncu değerlendirmede en baskın kriterim, "gecenin 3'ünde kalkıp/uyumayıp seyretmeye değer/değmez" faktörü. bu sebeple; ray allen ve paul pierce'ın, tracy mcgrady'den daha iyi oyuncular olarak gösterilmesini bir parça tuhaf buldum.

    son olarak, magic johnson'ın beş pozisyonu da oynayıp yüzüğü taktığı 1980 finali 6. maçının banttan yayınlanmış olması, 70'lerin sonu 80'lerin başındaki uyuşturucu kullanımının bildiğimden çok çok daha fazla olması ve trinity'nin bambaşka anlamlara gelmesi gibi enteresan bilgiler de kazanç haneme yazdığım şeylerden birkaçı.

    özetle; çok fazla objektiflik ve beyaz show düzeyinde bir efendilik aranmadığı takdirde çok ama çok eğlendirici bir kitap. güldürürken şey yaptırıyor.
hesabın var mı? giriş yap