• içerisinde bir çok orospu çocukluğu bulunan kitap.
    insanların düşüncelerini kontrol etmeyi amaçlayan amerikan gizli servisinin deneylerini üzerinde denedikleri, cathy adlı genç kızın hikayesi anlatılmakta.
    bu zavallı cathy, doğduğu gün anne sütü yerine ilk olarak, babasının menisini içmiş.
    böyle boktan hikayelerle dolu, yarısı bile gerçek olsa, en kral korku öğelerine taş çıkarır.

    not: ben de bu kitabı lise çağlarında okuyarak kendime ne kadar büyük bir iyilik yapmışım oh süper valla.
  • uzun uğraşlar sonunda edindiğim kitabın orijinal ismi.
    türkçe ye baykuş imparatorluğu adı ile çevrilen, aykırı yayıncılıktan yayınlanan biyografi.
  • okuduktan sonra, insanların ne kadar kötü olabileceklerini gösterir ölçülerimi menfi olarak ikiye katlamak suretiyle revize etmiş kitap.

    arka kapak yazısı (mine g. kırıkkanat'ın ara sözünden alıntı):

    bu kitabın türkçesine, benim aynı kaynaklardan yola çıkarak 1 haziran 2001 tarihinde radikal gazetesinde yayınlanan makalemin başlığı konuldu ad olarak : baykuş imparatorluğu.

    az sonra okuyacaklarınıza inanmak kolay değil. zaten inanmak zorunda da değilsiniz. hatta gerçek güç, inanmak değil düşünmektir. eğitim ise, inandırmak değil düşündürmek. çünkü doğru tek değildir, tek doğrular ancak dogmadır ve mantık silsilesine devam edersek, doğasında tartışmazlık yatan hiçbir fikir, yani dogma, doğru kabul edilemez. dolayısıyla bu kitabın asıl görevi, sizi düşünmeye tetiklemek, dünyayı yönetenlerin ve yönetmeye kalkışanların neyi, nasıl ve niçin yaptıklarını çözmeye, neden ve sonuç ilişkilerini irdelemeye yönlendirmek olacaktır.

    baykuş imparatorluğu olağanüstü bir zihinsel manipülasyon öyküsü ve günümüz koşullarında "küresel" bir anlam kazanıyor. çünkü toplu hipnozda, psikolojik tekniklerin yanı sıra "din" faktörünün ne denli önemli olduğunu, ne kadar sık kullanıldığını kanıtlıyor. bu kitap, sanki islamiyeti fon alarak beyin yıkayan terör senyörlerine karşı, hristiyanlığın ortak belleğine abanarak bir dünya hegemonyası kurmaya çalışan abd imparatorluğunun arka bahçesi. al birini, vur ötekine. çünkü erek aynı : etten kemikten robotlar, koşullandığı hedefe yürüyen yöneticiler ve onlara hizmet eden köleler yaratmak. düşünmeden inanan; inandığını, daha doğrusu inandırıldığını, körü körüne uygulamaya koyan insanlar üretmek. ister hristiyan tınılı olsun, ister islami, beyin yıkama programlarının sonucu aynı : faşizm.
  • bir türlü bulunamayan kitap. pdf formatına bile razıyım, türkçe olsun yeter ama yok.

    kazaen bir sahafta filan bulursam umarım kitapçı o gece kuşkulu biçimde yanmaz, benim de kayıplar listesine adım yazılmaz. :(
  • uzun ugraslar sonucunda bugün elde ettigim biyografi kitabi. yazarlari mark philips ve cathy o'brien. kitabin satisi yok, yayincisinda da yok. o yuzden piyasada zor bulunuyor. elinde olan sahaflar da 250-300 civari fiyat cekiyorlar. firsatciligin böylesi.

    abd'nin tüm kirli camasirlarinin anlatildigi bir kitapmis. bakalim dedikleri kadar var mi?

    birazdan okumaya baslayacagim.
    sf 44

    şöyle bir göz gezdirdim de gercekten ürkütücü bir kitap . yazarın çocukluğundan itibaren sistematik bir biçimde programlanan zihnini ve defalarca bölünen kişiliğini anlattığı sayfalar çok sinir bozucu çok üzücü. umarım bu kitapta anlatılanlar gerçek değildir.
    zihin kontrolü

    görsel

    edit:imlâ
  • wikipedia üzerinden ingilizce olarak pdf formatı bulunan kitap. birkaç bölüm bitirdikten sonra söylebilirim ki konu oldukça yaralayıcı evet fakat bir kısmının doğruluk payı olsa bile bana kitapta anlatılanlar gerçek dışı geldi. belki de bir insanın başına bu derece korkunç şeyler gelebileceği gerçeğini beynim kabul etmek istemedi. bunun başka bir sebebi de yılar önce okudğum sözde sra kurbanı michelle smith'in yaşam hikayesini anlatan michelle remembers kitabının sonradan tamamen düzmece olduğunu öğrenmiş olmam olabilir bilemiyorum.
  • cia zihin kontrol kölesi oldugunu iddia eden cathy o'brien'in gercek yasam oykusunu anlatan, elimde hem turkce hem ingilizce pdf'i mevcut olan kitap.
    her ne kadar bazi bolumleri inandirici gelmese de vay anam vay neler dönmüş serhat ya diyerek bir solukta okunabilir.
  • hakkında ilginç yorumlar bulunan ve skandal bilgileri içerdiği iddia edilen kitap. ahlak ve vicdan anlamında normal insanların algılayamayacağı bir dünyayı ve bu dünyada yaşama mücadelesi veren bir kadının hikayesini anlatıyor.

    açıkçası komplo teorilerine sıcak birisiyim ama kitapta anlatılanlar hiç inandırıcı gelmedi. artı olarak kitap biraz eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürecek cinsten. sapık içgüdüleri olup da farkında olmayanları, eyleme dönüştürmeye itebilir diye düşünüyorum.

    olayın kahramanının anlatımıyla, kızımız palu ailesine rahmet okutacak cinsten bir ailede doğmuş ve yıllarca gerek aile içine, gerekse ailenin gözetimiyle dışarıya sunulmuş cinsel açıdan. uzun süren yıllar boyunca seks kölesi olarak kullanılmış ve amerikan yönetiminde başkanlar dahil bir çok insana hizmet vermiş. nihayetinde bir şekilde hayatını kurtarmayı başarıp, geçmişinde başına gelen şeyleri ve tanık olduğu ülke yönetimine dair bilgileri ifşa etmek için bunu yazıya dökmüş.

    inanıyorum ki bu olayların bir kısmı gerçektir ve yazar ciddi olarak travmatik bir yaşam sürmüştür ancak her iki cümlede bir vurgulanan beni programlıyordu, başka türlü hareket etme yetim elimden alınmıştı ve benzeri cümleler ikna edici değil. 10 dakika bile sürmüyor kahramanın sözde programlanması. bir de şaka gibi ruhuma giremediler ve bu yüzden kurtulabildim diyor açıklamada. bacım daha ne yapacaktın ki, minnacık bebeğini bu sisteme sokarken ruhun neredeydi. gözünün önünde minnak çocuğuna yapılanları gördüğün zamanlarda ruhun aya gezmeye mi gittiydi.

    başına gelenleri anlatırken; "anormal bir ailede doğdum ve başıma gelenlerin normal olmadığını farkedecek bir ortamım olmadı; olsa da kendimi kaçıp kurtarabilecek olanak ve destekten yoksundum şimdi normalin ne olduğunu biliyorum ve içimdeki zehirden kurtulmak için yaşantımı kitaba döktüm" deseydin inandırıcı bulurdum seni. başına gelenler için seni suçlayan insan sayılmaz zaten ama sende biraz kendine dürüst ol. benim iradem yoktu, hep programlandım, elimden birşey gelmezdi, hep başkaları suçlu tarzında yaklaşımın da hiç inandırıcı olmuyor. koskoca amerikada bir tane bile mi seni sömürmeye kalkmayan biriyle karşılaşmadın. okulunda, komşularında bir kişi bile mi durumunuzu fark etmedi. mark phillips'e toz kondurmuyosun ama.

    mark efendi her ne kadar üniversiteden diplomasını alamamışsa da über zeki birisi, cia de dostları var, beden dilini iyi okuduğu için başarılı arkadaşları onun iş bitiriciliğine ve sorun çözmesine hayran ve artı olarak zihin programlama konusunda çokkkk bilgili. iyi bir yatırım olan geleceği parlak şirketini? neredeyse bedavaya devrediyor ve zaten geçinemediği karısıyla boşanıyor. bunun tek nedeni de kahramanımızı ve kızını kurtarmaya karar vermesi(?). kahramanımızı kurtarıp, onun onlarca parçaya bölünmüş kişiliğini tek bir çatı altında toplamaya adıyor kendini. tam bir hayırseverlik örneği hem de amerikan toplumunda,.

    ne diyelim allah kuvvet versin. bir tarafta külkedisi, diğer tarafta hayırsever prens olunca hikayenin sonu masallardaki gibi oluyor haliyle yersen. onlar ermis muradına, biz çıkalım kerevetine.....

    saygılarımla.
  • elinde olan varsa bir yeşil uzağındayim.

    peşin edit: astonomik rakamlar isteyenler nadir kitapta var niye bura yazdim sizce ?
hesabın var mı? giriş yap