• müslümanlar arasında ilk fitneyi çıkaran ve eshab ı kiram düşmanlığı aşılayan yahudi dönmesi, "sebeiyye" diye bilinen sapık yolun kurucusu. aslen yemenli olup, doğum tarihi belli değildir. annesi san'alı siyahi bir yahudidir.

    hazret i osman'ın halifeliği zamanında yemen'den medine'ye gelerek müslüman olduğunu söyledi. halifenin gözüne girmek istediyse de yüz bulamadı. bunun üzerine her yerde halifeyi kötülemeye başladı. fitne ve fesat çıkaracağı anlaşılarak medine-i münevvere dışına çıkartıldı. bunun üzerine gittiği basra, şam ve kufe'de de halife osman'ın aleyhindeki faaliyetlere devam etti. eshab-ı kiramın büyüklerinin aleyhinde uygunsuz sözler söyleyerek kardeşi kardeşe düşürmeye çalıştıysa da taraftar bulamadı. mısır'a gelerek cahilleri etrafına topladı. "hazret-i isa'nın döneceğine inanıp da hazret-i muhammed'in döneceğini yalanlayana şaşarım." diyerek, ric'at fikrini ortaya attı. "halifelik hazret-i ali'nin hakkıydı, hazret-i osman onun hakkına tecavüz ederek zalimlik yaptı." dedi. hatta hazret-i ebu bekr ve hazret-i ömer'in hilafete geçmeye hakları olmadığını, onların ve diğer eshab-ı kiramın zulüm işlediklerini ileri sürdü. cahil kimselerden etrafına topladığı taraftarları vasıtasıyla müslümanları halifeye karşı ayaklanmaya teşvik etti. abdullah ibni sebe' ve taraftarlarının yaptığı menfi propagandalar tesirinde kalarak mısır ve irak'tan medine'ye gelen isyancılar hazret-i osman'ı şehid ettiler.

    hazret-i osman'ın şehid edilmesinden sonra halife olan hazret-i ali zamanında da fitne ateşini körüklemeye çalışan abdullah ibni sebe', kufe'ye giderek hazret-i ali'ye yaranmak istedi. abdullah ibni sebe'in fitnenin başı olduğunu bilen hazret-i ali, onu medayin şehrine sürdü. hazret-i ali'ye sen tanrısın diyecek kadar ileri giden abdullah ibni sebe' ve adamları, cemel ve sıffin vak'asında müslümanların karşı karşıya gelmesine sebep oldukları gibi, hazret-i ali'yi de şehid ettiler. hazret-i ali şehid olunca; "o ölmedi. bulutlara yerleşti, şimşek, yıldırım onun emri ile olmaktadır." diyen abdullah ibni sebe' daha nice düzmece sözleri ile cahilleri aldatıp müslümanları içeriden yıkmaya çalıştı. ibn-i sebe'in fikirleri başlangıçta pek kabul görmediyse de müslümanlar arasına ayrılık ve fitne tohumları atılmış oldu. ne zaman ve nerede öldüğü kesin olarak bilinmeyen abdullah ibni sebe', islam ümmeti arasına kapanmaz bir ikilik ve fitne soktu. fakat ehl-i sünnet alimleri, ayet-i kerime ve hadis-i şeriflere dayanarak, abdullah ibni sebe' ve onun yolunda olanların yazdığı bozuk kitaplarına ve düzmece sözlerine çok sağlam cevaplar verdiler.
  • gerçekte var olmayan, hiç yaşamamış zat. zaten yüzyıllarca kan döktükleri yetmemiş olan emevi taifesinin, "şiayı yahudiler kurdu" demek için uydurduğu mitoloji karakteri. kendisinin hiçbir zaman yaşamadığı önemli şia ve ehli sünnet alimlerince ortaya konmuş durumdadır. dileyen arasın.

    hz. ali'ye sen tanrısın diyecekmiş de, müslümanlar arasında ikilik çıkaracakmış da, hz. ali de bunun karşısında onu sadece başka şehre sürecekmişmiş. sırf bu iddia bile allah'ın aslanı hz. ali'ye hakaret olup, kişinin imanını tehlikeye sokar. islam'da fitne çıkaran biri varsa, o da muaviye ve peygamber evladını şehit eden ardıllarıdır.
  • alamet-i farikası nickinden belli bazılarının hayal kahramanı olduğunu iddia ettiği fitneci şahsiyet. gerçekten yaşadığı ve malum fitneleri çıkardığı lev nikolayeviç gumilev'in eserlerinden bile okunabilir. tarafsız bir rus bilim adamından sünni-şii ayrışmasının temellerini ideolojik sapkın gözlüklerinizi bir kenara bırakarak okumanızı tavsiye ederim.
  • kendisi tam bir fitneci olmakla birlikte en kritik nokta "cahilleri aldatması ve etrafına toplaması"dır. hem islam'ın hem de bu ülkenin başına en büyük bela işte bu cehalet. bugün de tam gaz süren, kahrolasıca cehalet..
  • islamcı sağ cenahın, hz.ali'yi şia'nın elinden "kurtarmak" maksadıyla hareket eden necip fazıl gibi usta spekülatörleri eliyle, ali'nin uğradığı haksızlığın gerçekte bir yahudi komplosu olduğu yollu dezenformasyonlarla saftirik müslümanları ve becerebildilerse, ki hiç sanmıyorum, alevileri saflarına katmak için kullandıkları uydurma karakter.
  • necip fazıl tarafından uydurulduğu sanılan fitneci yahudi. yahudilerin pavlus'u ''isa ve meryem bana göründü, ühühühüh, hristiyanlık hakmış'' diye isevîlerin arasına sokup dini içten tahrip etme sevdasını islâmiyet içerisinde sürdüren adamdır. bu da kafayı hazreti ali'ye takmış ve gulat-i şia'yı kurmuştur; yani hazreti ali'nin tanrının ilahî ruhunu taşıdığı öğretisi... onlarca kıymetli islâm tarihi eserinde geçer. bunu reddedenler sadece şiîlerdir. ki onlar hakkında söylenmiş güzel bir tekerleme vardır:

    (bkz: bring me shia hadith)
  • ethem ruhi fığlalı'nın ammar bin yasir'in kod adı olduğunu iddia ettiği fikşınıl karakter. ibn-i sebe, serbest tercümeyle ''yemen'in oğlu'' anlamına da geliyor olabilir. gerçekten de ammar bin yasir, hz ali adına yemen taraflarını organize eden hz muhammed'in çok değer verdiği bir sahabedir.

    sünnilerin yaptığını iddia ettiği manyaklıkları aklı selim bir insanın yapabileceğini düşünmek son derece abestir. güya hz ali'nin karşısına çıkıp sen tanrısın demiş de hz ali bunun yakılarak idamına karar vermiş. bunun üzerine işte senin tanrılığına bir delil daha çünkü yalnız allah ateşle azap eder demiş falan. deli saçması şeyler. ve adam yahudi... 20. yüzyıl islamcılığı için ballı börek yani.

    hakkındaki hikayelerin amatörce uydurulmuş kara propagandadan ibaret olduğu benim açımdan kesin. hikayelerin kökeninde ammar bin yasir'in yemen'de hz ali lehine giriştiği faaliyetlerin olduğu da akla yakın bir açıklama.
  • iranlı gıyaseddin cemşid al-kaşi rical isimli kitabında :
    abdullah bin sebe yahudi idi ve müslüman oldu, hazret-i ali’ye tâbi oldu, (yahudi iken de taşkınlıkta bulunurdu ve yuşa bin nun musa vasisiydi diyordu.) hz muhammedin vefatından sonra da hazret-i ali hakkında aynısını söylemistir. ilk önce açıkça hazret-i ali’nin imamlığının farz olduğunu söylemis ve kendilerine karşı gelenleri kâfirlikle itham etmistir. (rical el-keşi – s.101 müessetül eâlimi bikerbelae el ırak)
  • anladığım kadarıyla böyle bir şahsın gerçekten olup olmadığı ile ilgili tek kaynak : seyf bin ömer isimli tarihçi. taberi onun anlatısını sahiplenince bütün ehli sünnet de sahiplenmiş ve bütün kitaplar dolusu anlatı bıradan gelmiş.

    yanlışım varsa bilen doğrusunu yazsın öğrenelim.
  • osman'ın katliyle ilgili duyduğu pek çok sebebi yazmadığını kendi söyleyen taberi'nin tarihine almayı tercih ettiği kurgusal kişilik.

    bu hikayeye göre sahabeler iradesi olmayan mankurtlardır. sebe'nin gazına gelip osman'ın evini 45 günden fazla kuşatmışlar, canları sıkılıp öldürüvermişlerdir. bu hesaba göre ali de onun gazına gelmiş olmalıdır.

    e her şey bu yahudi bireyin suçu olduğuna göre; osman'ın hazine gelirlerini akrabası emevilere peşkeş çekmesi, devleti kaynaklarını mekke'nin fethi sırasında zoraki müslüman olan emevilere paspas yapması, arap milliyetçiliğini geçtim emevi milliyetçiliği yapması gibi meseleler de herhalde yahudi uydurması olsa gerek dimi?

    ah sünni tarihçiliği sen yok musun
hesabın var mı? giriş yap