• bilim sosyoloğu.
  • özenilecek derecede donanımlı, katedecek çok yolunuz olduğu hususunda cesaret kırıcı birikimiyle menfi hissiyata sahip olmanıza sebebiyet veren, bir buluşma öncesi ''laflarıma dikkat edeyim de fazla batmayalım'' dedirten, sokratik yöntemi kullanırken kendine hayran bırakan, mütevazı, kibar, erdem sahibi biri.

    dawkins'in paslarını nasıl da güzel gollere çevirdiğini ''an introduction to logical fallacies: dawkins' the god delusion" isimli makalesinde bulabilirsiniz.
  • hem doğa bilimlerinin alanını ve otoritesini yanlış yansıtan bilimciliği (scientism) hem de bilimciliğe kızıp bilime cephe alanları eleştiren bilim sosyoloğu. kitabı okudum. aynı şekilde kitapta da çok doğru bir yerde duruyor yazar. hem harris gibi doğa bilimlerinden ahlak reçetesi çıkarmaya çalışanlar hem de dobzhansky'nin zikrettiği suudi imam eleştiriden nasibini alıyor. son olarak kitap bir yeni-ateizm eleştirisi de olsa okurların felsefe ve tarihe doyacağını garanti ediyorum
  • twitter üzerinden sorduğum soruya değer verip,mail adresime ayrıntılı bir cevap gönderen sosyolog.
    sosyologluğu nasıl henüz bilmiyorum ama kesinlikle " insana değer veren biri " olduğunu söyleyebilirim.
    böyleleri günümüzde gerçekten az. takibindeyiz.*
  • bilimin amacının daha iyi müzisyeni bulmak olmadığını bilen, bunun bilimin konusu olmadığını söyleyen bilim ne değildir kitabının yazarı sosyolog.

    bu adamı takip edin. söylediklerini dikkatlice dinleyin.
  • ilk defa dün gece trt haber - sosyal medya’da izlediğim genç sosyolog. sosyal medya yeni bir tür yalnızlık mı yaratıyor sorusunu sherry turkle’ın “alone together” isimli kitabından yola çıkarak cevaplamış, ama orada kalmayıp sosyal medyanın insanı nasıl bir objeye dönüştürdüğünü yeni ve içerikli örneklerle açıklamıştır (trtde “chat roulette” örneğini duymak da garip oldu doğrusu). açıkçası ben mcluhan’nın “medium is the message”, postman ve putnam’ın da “form kötüyse içeriği de etkileyecektir” tarzı açıklamalarının, hatta baudrillard’ın “hiperrealite” kavramının bu denli sade bir dille anlatılabileceğini pek düşünemezdim. hem de isim ve kavramlarla seyirciyi boğmadan yaptı bunu. bilmek ayrı anlatmak ayrı, malum. bir de sosyal medyanın yeni bir tür narsisizm yarattığı şeklindeki iddiası kafamda şimşekler çakmasına neden oldu. sosyal medya hem kendimizi olduğumuzdan önemli gösterdiğimiz ve önemimize kendimizi de inandırdığımız; hem de insanlar benim için ne düşünüyor güdüsünün baskınlığıyla hareket ettiğimiz bir yer dedi. o halde buradan psikolojiye mi yönelsem ne yapsam, bilemedim.
  • sosyal adeletin sağlanması için neler yapılabilir başlıklı videosu izlenmeye değer.

    sosyal adalet
  • twitter da denk geldi bu arkadaş. "bilimcilikten neden hatalı görüştür" diye bir konu hk fikir beyan ediyor. diksiyon anlatım cümle kuruluşları falan dinlettirici. bir dinleyeyim dedim. 3.dk saçmalamaya başladı. doğa bilimleri bir hayatın nasıl yaşanacağını söyleyemiyor diyor tolstoy dan örnek veriyor. doğa bilimlerine inanan birisi dikkatli olmalı çünkü ahlaklı yaşamayı da öğretmiyor diyor. doğa bilimleri sanatın estetiği hk. ..... oradan 2.dünya savaşına gidiyor stefan zweig tan bir örnek veriyor. aklınca bilimcilik diye bir müessese uydurmuş, gerçek bilim adamlarıyla bilimcilik oynayanları ayrıştırmaya ve gerçek yol göstericinin bilim olmadığını ispatlamaya calısıyor. bilim adamı=din adamı, bilimci=dinci benzerliğini oluşturup dincileri kötüleyenlere karşı bilimcileri kötülüyor. neymiş bilim haddini bilmeli ve sınırlarının dışına çıkmamalıymış. yani dini kendinize rehber edinmelisiniz diyemiyor da bak bilim bilim dediğin şey çok bişey değil diyerek bir zemin hazırlıyor.
  • en sevmediğim dersler sıralamasında açık ara birinci olan sosylojiyi bana sevdiren akademisyen. hem bilgili, hem kibar, hem başarılı. konuşmasındaki akıcılık ve karşıt görüşte olduğu insana yaklaşımındaki ölçü diğer akademisyenlere örnek olmalıdır.
  • dindar değil, akılcı müslüman akademisyen. filozofluğa meyletmiş olduğunu düşündürmektedir
hesabın var mı? giriş yap