• kariyerine bbc cocuk programlarinda oyuncu olarak baslayan, yirmili yaslarinin basinda ise senaryo yazarligina gecen a way of life in genc yazari ve yonetmeni.
  • interracial filmlerin yönetmeni. kendisini siyahi erkek - beyazi kadının or siyahi kadın - beyazi erkeğin aşklarını işleyen filmlere adamış gibi görünüyor. 2. filmi belle beyaz bir aile tarafından ayrıcalıklı bir şekilde yetiştirilen siyahi bir kadının olgunlaşmasına, üvey - beyaz kız kardeşiyle bağına ve tabii ki beyaz bir erkekle aşkına odaklanıyordu. fena değildi. bunu takip eden a united kingdom'da bu kez beyaz bir kadınla kral olmaya hazırlanan afrikalı bir adamın aşkını işlemişti. yan temalar gene aynıydı: beyaz kadının siyah toplumdan dışlanma / topluma kabul edilme süreci, kadının ailesinin ilişkiyi kabul etmemesi vs. gene klasik romance önplandaydı, ciddi temalar (ırkçılık vs) sabun köpüğünden hallice işlenmişti (yani yüzeysel). belle bu açıdan daha iyiydi gerçi. bu geriye adımı basbayağı kötü bir film olan where hands touch takip etti, ki buna ayrı paragraf açmak gerek.

    aslında where hands touch'ın çıkış noktası iyi. pek bilinmeyen bir konuya sahip bu film: nazi zamanında almanya'da yaşayan siyahilerin yaşamı nasıldı? genelde o dönemlerde yaşayan siyahilerle ilgili fazla bilgi yok, bildiğim kadarıyla. amma asante, belle ve a united kingdom'da londra'nın farklı zamanlarında yaşanan interracial ilişkilere ve aile bağlarına odaklandıktan sonra mekân değiştirmeye karar vermiş, çıkış noktası doğru ama geriye kalan her şey epey yanlıştı. where hands touch'ta klasik interracial romance'inden taviz vermemiş asante han'fendi. ama bu kez ortada yetişkin değil, iki ergen var. bi-racial hanım kızımız bir nazi'ye âşık oluyor. bu genç nazi de kıza âşık oluyor, sonra nazilikten pişman oluyor, günah çıkartıyor falan. olabilecek, yapılabilecek en klişe romantik filmi yapmış asante, konunun işlenişi filan binlerce romantik filmden farksız. ama işin kötüsü almanya'da o dönemde yaşamış siyahileri "durumları, yaşamları gayet iyi bir kitle" olarak göstermesi, ki bembeyaz, aryan, sapsarışın bir toplum hayaliyle kafayı kırmış hitler zamanında siyahilerin ayrıcalıklı olduğunu düşünmek pek komik. asante hanım bir kitap açıp da okumamış besbelli. neyse o değil de işin daha kötü tarafı nazizmi hafifleştirerek işlemiş olması. zaten bu bi-racial kızla nazi erkeğini birbirlerine âşık ettirme de pek garipti. saçmasapan bir filmdi.

    bakalım asante bi interracial film daha yapacak mı? yaparsa da umarım bu kez bilgi sahibi olduğu bir dönemi fon alır da yüz kızartacak sahnelere imzasını atmaz...
  • smilla's sense of snow; yönetmenin yeni -uyarlama- dizi projesi olacak.
hesabın var mı? giriş yap