• içindeyken bunaltıcı uzaktayken özletendir. ayazı havası betonu trafiği kaosu soğutsa da yaşanmışlıklardır vazgeçtirmeyen
  • ankara tartışma götürmeyecek derecede kötü bir şehirdir. ankara'yı özleten ankara'yı sevdiren yaşanmışlıklardır.

    birçok öğrenci bir çok insan anadolu'nun küçük yerleşimlerinden ankara'ya gelir, ilk defa orada aşık olur; kendi başının çaresine bakmayı orada öğrenir; büyük bir şehirle ilk defa orada tanışır; orada güzel arkadaşlıklar kurar.

    bunları yol geçmez bir dağ köyünde bile yaşasanız ayrıldığınızda orayı özlersiniz. mevzu o şehir bu şehir mevzusu değildir, mevzu yaşanmışlıklardır.

    tekrar ediyorum ankara bombok bir şehirdir. güzellik algısı özneldir ama bu kadar da öznel değildir diye düşünüyorum.
  • sokakları denize çıkmıyor olsa da birkaç kez muhtelif sebeplerle gittiğim ve gerçekten tarihi dokusunun , ikliminin ve başkent vasfından dolayı taşıdığı resmiyetin kaynaşmasıyla bana huzur veren şehirdir.
  • trafikten nefes alamadan hatta belki denizi görmeden istanbul'da yaşayanlar deniz yok diye bok atmaya çalışır. zaten izmir'de yaşayanların hepsi kordon'da yaşıyor, istanbullular emirgan'da yalıda...

    ankara'nın kıymetini bir ankaralılar bilir diğerleri zaten bir şey bilmez. zaten bilen adam bile bile istanbulda trafikte ömür çürütmez.

    *** ankara'ya çamur atan istanbulluların yeşil ve denizli istanbulu*
  • dün bir sağlık durumu için günübirlik gittiğim şehir. sanki ben paralel evrenlerden birine geçtim. ankara bir tuhaftı. insanlar bir tuhaftı. hiç benim bildiğim şehir değildi abi. tamam bir buçuk sene aradan sonra gittim, daha önce arayı hiç bu kadar açmazdım lakin çözemediğim bir gariplik vardı. paralı belediye otobüsleri bildiğin dolmuş gibi olmuş. normalde asla kendi durağı dışında durmayan otobüsler, bırak durağı trafik ortasında bile yolcu indirip bindiriyor. metro da o kadar acelemiz varken bozulmak için bizi beklemiş. dün ankaray bozuktu. iki kez bindik ikisinde de saatte beş km hızla gidiyordu. arada tünelin ortasında tınk diye durup bizi odalarda ışıksız bıraktı falan. bu kötü bir tesadüftü. ama ilginç şeyler de olmuyor değil. bak şimdi. otobüsteyiz, bir kadın bir sokağı sordu nasıl gidebileceğini. ben de “ulan taksi mi bu be” diye düşünürken bir anda o sokağı bildiğim fikri doğdu içime. sonra biraz tarif etti kadın ve benim taaaaaaaa üniversitenin ilk senesi kaldığım yurdun olduğu sokak olduğunu hatırladım. koskoca ankara’da sen gel benim o civarda bildiğim tek yeri sor ve bana denk gelsin. ehe mehe. hadi bye bye.
  • bana yalnızlığı, çaresizliği, endişeyi ve beklemenin verdiği o huzursuzluğu hat safhada hissettiren şehir. ancak aynı zamanda sabretmeyi ve şükretmeyi, sahip olup da fark edemediklerimi görmemi sağlayan şehirdir aynı zamanda.
  • üç beş ay ankara'da yaşayanların bile "ankara mı istanbul mu" sorusuna maruz kaldığı, insanların kendilerini sürekli ankarayı başka bir şehirle kıyaslamak durumunda bulduğu; tarihinden i. melih gökçek'in, atatürk orman çiftliğinin, öğrenciliğimin geçtiği; asık yüzlü insanlarla dolu ama yine de iyi zamanlar geçirdiğim başkenttir.
  • son bir senedir düzenli olarak gittiğim şehirdir. cidden bir halta benzemiyor.
  • tek kelimeyle iğrenç bir şehir. hayatımda 3-4 kez gittim birkaçı iş ve anıtkabir ziyaretiyle geçti son gidişim biraz daha gezme odaklıydı.

    bir şehir düşünün böyle ortalama üstü avm lerde mekanlarda vs bile herkes ortanadolu köylüsü gibi konuşuyor aşağılamak için söylemiyorum yanlış anlaşılmasın ama kardeşim bırakın o şiveyi köylü amcam konuşsun sen biraz diksiyon eğitimi al birşeyler yap aş kendini, he şiveyle de kendini aşmak olur mu o da ayrı bir mevzu sonra mesela ortalama cafe barlarında pop rock falan çalarken birden sikimsonik ankara havalarına giriliyor kopuyorlar falan çok sikik bir ortam.

    trafik yok diyorlar ama evet trafik olmayabilir aslında ancak ben bu şehirde insanların araç kullanabildiğinden emin değilim herkesin dilinden düşmeyen e5 trafiği bile kendi içinde belirli bir düzenle akar bir şekilde akar yani ankarada koca cadde trafik yok fakat nedense akamıyor trafik ya da benim şansıma bir cadde dolusu acemi şoför denk geldi bilemiyorum altan.

    istanbul çok mu güzel hayır tabiiki, 3ü arasında bir sıralama yapacak olsam izmir, istanbul, ankara olurdu heralde. 3 ü arasında yapmak zorunda olmasam ankara listeye girmez.

    oldum olası sıkıcı basık havaları da sevmem, istanbulda da yağmur yapmadan bir gün önce hafiften bu basık hava olur bazen evden çıkmam tüm gün, bu şehir sürekli böyle anladığım kadarı ile yağmur yağmayacaksa bile o basıklık mevcut, kaldığım 5.gün hayatımda ilk kez panik atak krizi geçirip ayrıldım şehirden.
  • sağanak yağmura yakalanınca otobanda jack sparrow gibi ilerleyebileceğiniz muhteşem şehir. araba bildiğin suda gidiyordu bir karadenizli olarak hala şaşkınım.
hesabın var mı? giriş yap