• adam link vermiş. verdiği linke göre myanmar polisiyle kendilerine saldıran cihatçı gerillaların arasında geçen çatışmalarda 96 kişi ölmüş. bunların sadece altısı sivil. diyeceksiniz ki o altı kişi insan değil mi, öldürülmelerinin haber değeri yok mu? tabi ki var ama o altı sivilin müslüman değil hindu olmalarını ne yapacağız?

    ülkemizde günlerdir kendilerini müslüman olarak nitelendiren kişiler internetten buldukları ceset fotoğraflarıyla yaygara koparıyor. hedef kesim de tabi ki okumuş, sorgulamayı bilen, google'da fotoğraf araması yapabilecek beyni olan kesim değil, cahil, kolay kandırılan, her söylenene inanan göt kılları. amaç ise bir taşla birkaç kuş vurmak

    - arakan'a yardım diye camilerde bağış toplayıp iç etmek,
    - bakın, laik kesim müslümanların acılarına kulağını kapıyor diyerek müslüman geçinenleri kine sevketmek,
    - batı ancak müslüman düşmanlığı yapar, mazlumlar müslüman olduğunda kılını kıpırdatmaz diyerek batı düşmanlığını körüklemek,
    - kendileri haricinde bir topluluk baskı gördüğü için protesto veya yürüyüş yaptığında, ya da en azından lgbt'nin yılda bir kez yaptığı gibi istedikleri hayatı yaşama hakları olduğunu gösterdiklerinde, arakan'da müslümanlar katledilirken başlatmayın insan haklarınıza diyebilmek,
    - ve tabi bu yarattıkları kinle beyni yıkanmış geri zekalıları dolduruşa getirip önce arakan'a, oradan müslümanların savaştığı başka bir coğrafyaya yollayarak, sonunda ölmez sağ kalırsa onlardan islamcı terörist yaratmak.

    yaygarayı koparanlar böyleleri olduğu için ben de arakan'da olup biteni sikime takmama hakkımı kullanıyorum. adam olup, yalan dolanla insanları yönlendirmeyi bırakırlarsa söylediklerini dinlemeye hazırım, ama tabi ki islamcılardan dürüst olmalarını beklemiyorum.
  • dünyadaki tek gerçek katliam değildir.
    tek gerçek gözyaşlarının aktığı yer de değildir.
    gerçekten insanların yasaklar içerisinde yaşadığı tek yer de değildir.

    nitekim bu arakan dediğiniz yerin hemen yanıbaşındaki ülkelere bir bakalım, bangladeş'in 163 milyon nüfusu bulunuyor, bu nüfusun %86'sı müslüman. 140 milyon civarı müslüman yaşıyor ülkede. hindistan'da 1.32 milyar insan yaşıyor, %14.2 'si müslüman, yaklaşık 190 milyon gibi bir sayıda müslüman yaşıyor ülkede.

    peki, arakan'ın hemen yanıbaşındaki ülkelerde 330 milyon müslüman yaşıyorken, bu insanlar neden din kardeşlerini umursamıyorlar? neden kalkıp da bu olaya bir dur demiyorlar? türkiye insanlığa yapacağı faydayı, savaştan kaçan suriyelileri ülkesine alarak yaptı bile.

    hemen yanıbaşımızdaki suriye iç savaşından kaçan mültecilere bakalım. en çok mültecinin bulunduğu ülke, türkiye'de temmuz 2017 itibariyle kayıtlı 3 milyon mülteci bulunuyor. lübnan'da kayıtlı 1 milyon, toplam 2.5 milyon mülteci bulunuyor. almanya'da kayıtlı 430 bin, toplam 600 bin mülteci bulunuyor, almanya'ya iltica başvurusunda bulunmuş 450 bin kişi daha var. ırak'ta 230 bin kayıtlı mülteci var, krg'dekiler dahil. mısır'da kayıtlı 120 bin mülteci var, toplam sayının 500 bin'den fazla olduğu düşünülüyor.

    suudi arabistan'a yaklaşık 500 bin mülteci gitmiş, hepsi illegal.
    birleşik arap emirliklerine 250 bin mülteci gitmiş, hepsi illegal.
    kuveyt'te 155 binden fazla mülteci varmış, hepsi illegal.
    o götünü toplamaya koşturduğumuz katar'da 40 bin mülteci var, sadece 42'si resmen ülkeye kabul edilmiş, geri kalanları kaçak, yani illegal.

    suudi arabistan, bae, kuveyt ve katar'ın ülkelerine kabul ettikleri toplam mülteci sayısı, sadece 42. o da katar'ın kabul ettiği 42 kişi. geri kalan 1 milyona yakın mülteci ise bu müslüman ülkelerde kaçak bir şekilde yaşıyorlar. müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu ülkeler arasında en çok petrolu çıkaran dördünün kabul edebildiği toplam mülteci sayısı nasıl 42 olabiliyor? ülkemiz insanının büyük çoğunluğunun nefret ettiği gavur ermenistan'da bile kayıtlı ve resmi 20 bin mülteci bulunuyor. karınlarını doyuruyor, ihtiyaçlarıyla ilgileniyorlar.

    kimse duyar kasmasın, arakan'daki müslümanlara vahşet uygulanıyorsa, bu vahşete müslümanlar tepkisi koyabilmeli. bakın türkiye'nin dışişleri bakanı bangladeş'e çağrıda bulunuyor, arakanlılara kapınızı açın, masraflarını biz karşılayacağız diye. az önce üstte saydığım 4 ülkeden çıt bile çıkmıyor.

    arakan'ın yanıbaşındaki 330 milyon müslüman'ın da umrunda değil, biri milyardan fazla öbürü türkiye'nin iki katı nüfusa sahip ülkeler, 3 milyon arakanlıyı doyuramıyor, masraflarını türkiye karşılasın teklifini biz yapıyoruz.

    bak şimdi gel gel, aşağıda vereceğim rakamlar ülkelerin gsmhları (milyar dolar cinsinden) ve bu değerin kişi başına düşen karşılığı şeklinde (sadece dolar cinsinden), veriler imf'nin nisan 2017 verileri,

    katar - 173.6 b$ - 129,700 $
    kuveyt - 126.9 b$ - 71,300 $
    suudi arabistan - 707.4 b$ - 67,700 $
    bae - 407.2 b$ - 54,100 $
    bangladeş - 248.9 b$ - 3,900 $
    hindistan - 2,454.5 b$ - 6,700 $
    türkiye - 793.7 b$ - 21,100 $

    buradan anlıyoruz ki hindistan ve bangladeş, kişi başına bakıldığında fakir ülkeler. ama gerçekten fakirlikten sefaletten kırılan ülkeler mi bunlar? halkları evet, devletleri hayır. isteseler iki ülke de paşalar gibi bakabilir arakanlılara. keza petrol işeyen 4 müslüman ülkesinden kişi başına gsmh'si en az olanı, birleşik arap emirlikleri, türkiye'ninkinin iki katından fazla bir değere sahip. götünü toplamaya koştuğumuz katar'ın geliri kişi başına 130 bin dolar lan! peki neden o zaman arakan'lıların masrafını türkiye karşılıyor? neden çıkıp katar'a "bak ihtiyacın olduğunda asker yolladık, sende şimdi şu müslüman kardeşlerinin karnını bir doyur bakalım" demiyor? çünkü alacakları cevap basit "bize ne?" diyecekler. hemen yanıbaşlarındaki suriyelilere ne kadar baktı bu ülkeler? kişi başına 55 bin dolar geliri olan emirlikler, 67 bin dolarlık arabistan, 71 bin dolarlık kuveyt, 130 bin dolarlık katar niye bakmadılar suriyelilere? çünkü "bize ne?" cevabını veriyorlar, hem din hem millet olarak kardeşleri olan insanlar için hemde. hangisi umursuyor arakan'ı? hiçbiri.

    hemen güzide ortadoğumuzun dibindeki afrika'da olan vahşetler ne olacak peki? arakan'da ki vahşeti çözünce dünya'da ki vahşetler bitiyor mu? afrika'da yüzlerce arakan var. alın size oecd 2016 ve öncesinin verileriyle afrika'ya yapılan uluslarası yardım. müslümanlar neredeler peki? bütün belgede 2014'te bae'nin yaptığı yardım ve afesd'in %1'lik payı dışında müslümanların hiçbir katkısı olmamış.

    nasıl, komşu açken de tok uyunabiliyormuş değil mi islam alemi?

    şimdi hiç ağlamayın arakan'daki vahşet diye. sizin de arakan'da ki vahşeti umursadığınız kadarının tek sebebi müslüman olmaları. ve arakan ile türkiye arasında sınırdan sınıra kuş uçumu 5 bin kilometre var. komşuları baksın, kişi başına en fakiri 50 bin dolar kazanırken zekatını centle veren araplar baksın. arakan türkiye'nin sorumluluğu değildir. dünya'nın hayır kurumu da biz değiliz, dünyayı doyurmakla mükellef olanlar da. 3 milyon suriyeliyi doyuran, bana baktığından iyi davranan ülkemin, konu arakan olduğunda "biz yapacağımızı yapıyoruz, haydi biraz da siz elinizi taşın altına koyun" diyebilmeli.

    yok ama, benim vatandaşıma asgari ücret 1300 lira, 380 dolar. memuruma yapılan zam %3.5 - %3.5 - %4 - %5 oranlarında. benim halkım aysonunu görebilmek için alışverişini 3 farklı marketten yapıyor. hükümetimin en makamsızı yüzbinlerce liralık mercedesle geziyor. 3 milyon suriyeliye bakıyoruz. ve şimdi arakanlılara da biz bakabiliriz. hatta hiç bırakmayın işi bangladeşe falan, alın getirin buraya. trafik ışıklarındaki suriyelilere alternatif biraz da arakanlımız olsun bari.

    eh neticede, yaşadığımız dünya belli, sistem belli. eşek olana semer vuran çok olur.

    düzeltme: imla.

    düzeltme2: 42 suriyeliye bakarak büyük bir yardımseverlik gösteren katar'dan arakan için tepki gelmiş. katar dışişleri bakanı twitter'dan myanmar hükümetine "uluslararası yasalara uyması ve arakanlı müslümanları koruması çağrısında" bulunmuş. eksik olmasınlar. tabi bir türkiye değiller, para konusunda bizden çok daha rahatlar ama bizim varlık fonuna ve kamu mallarına çökmek* için borç para yağdıran katar, yine de türkiye'nin yaptığını yapamıyor, "bangladeş baksın, parası neyse biz vericez" diyemiyor. olsun kınamışlar falan, entrymi görünce utandınız değil mi katar, doğruyu söyleyin. yetmez ama evet mi diyeceğiz şimdi biz bu katar için? ne desek bilemedim.

    yok yok ben biliyorum ne diyeceğimizi, tişikkirlir sipirmin.
  • sozlukteki isidci islamcilar tarafindan fark edilmesi - cografi yeri, nufusu, jeolojik onemi, ithalat ihracat kalemi filan yani orta okul bilgileri - 2012 senesinin ramazan ayi baslangicina denk gelmektedir. bu buyuk kesfi yapan bir hirka bir hurma islamcilar su anda kuzguncuktaki yalilarinda nargile keyfi surmekteler. serkan inci gibi dahi girisimciler viski icer tabi.

    bu arada arakanda zulum var, arakan yaz 571'e gonder basaksehirdeki evin aidatini sen odeyiver.
  • sanırım arakan müslümanlarının durumu düzeldi ki soran eden yok. ilk defa para toplayarak birilerinin durumunu düzeltmiş olabilir miyiz acaba? yoksa ağlama şovu, sömürü, gündem değiştirme derken arakan müslümanlarının da görevi bitti mi?

    geçmiş olsun.
  • myanmar'da yasayla tanınan 135 etnik grup vardır, rohingyalar (arakanlılar) için bu geçerli değildir. bu toprakların islâmiyetle tanışması hicri 1. yılda sa'd bin ebi vakkas ile olduğu söylenir. tarihçilere göre de, abbasi halifesi harun reşit zamanında bu bölgeye gelen arap tüccarların etkileşimiyle bölgede islâm kök salabilmiştir. benim erişebildiğim kaynaklara göre arakan'daki yasaklar, uygulamalar... fransızcadan çevirdim:

    - müslümanlar, ingiliz işgali sırasında ülkeye gelen mülteci olarak görülürler, kimlikleri yoktur.
    - hoparlörlerle ezan okumak yasak. ezan 1983 ramazan ayından beri yasak.
    - müslümanlar, askerlere ya da adli kesime pirinç, kümes hayvanları, keçi, odun ve inşaat malzemelerini ücretsiz olarak vermeye zorlanmakta.
    - müslümanların hacca gitmesi yasak, sadece birtakım kişiler hariç, onlar da hükümetin tanıdığı, yararlı gördükleri kişiler.
    - büyük bilgeler, alimler, sufiler küçük düşürülüp, toplama kamplarında çalıştırılmakta.
    - müslümanlar, herhangi bir müslüman gazeteden, yayından mahrumlar. sadece resmi izin alınan yayınlar hariç, ki bu da neredeyse imkansız.
    - çalışma yerlerinde müslümanların sakal bırakmaları, islâmi bir kıyafetle çalışmaları yasak.
    - camiler yıkılmakta, sonra da barlara, diskoteklere ya da başka bir mekana (park, lojman gibi) dönüştürülmekte.
    - müslümanların tarlaları yakılmakta, hayvanları öldürülmekte.
    - müslümanların arazilerine, av sandallarına el konulmakta.
    - müslümanlar, arakan sanayisinde çalışamaz.
    - müslümanların vakıf arazilerine el konulmakta.
    - müslüman mezarlıkları tuvaletlere ya da domuz, sürü ahırlarına dönüştürülmekte.
    - 2008'deki nargis kasırgası'ndan sonra özellikle, arakan müslümanlarını hıristiyanlaştırma girişimi.
    - müslümanları myanmarlılaştırma girişimleri, budist myanmar toplumunda müslümanları asimile/yok etme çalışmaları.
    - müslüman şiarlarını ve kimliğini yok etme, silme.
    - müslümanların misafir ağırlamaları yasak.
    - müslüman çocuklar, yüksek öğrenim göremezler. yüksek öğrenim görmek için yurtdışına çıkanlar köy kayıtlarından silinir, döndüklerinde tutuklanırlar.
    - müslümanlar bir yerden başka bir yere gidemezler, yer değiştiremezler.
    - müslüman çocuklar, myanmar bayrağı önünde saygıyla durmak zorundadırlar.
    - hükümet, müslüman köy ya da bölgelere budist kolonileri kurmakta.
    - müslümanların sayısını sınırlandırmak adına, kadınlar 25 yaşından, erkekler 30 yaşından önce evlenemez.
    - müslüman kadınlara birçok durumda gebeliği önleyici enjeksiyonlar verilmekte.
    - dul ya da boşanmış müslüman bir kadın, evlenmeden önce 1 yıl beklemek zorunda.
    - müslüman kadınlar, budistlerle evlendirilmeye zorlanmakta.
    - müslüman kadınlar, toplu tecavüzlere uğramakta.
    - müslüman genç bekar kızlar, orduda 6 ay çalışmaya zorlanmakta.
    - müslüman kadınlar aşağılanmakta, başörtülerine dokunulmakta.

    https://www.havredesavoir.fr/…t-lenfer-de-la-haine/
  • burada insanların öldürülmesine çok üzüldüm.

    dincilerin ise şöyle bir üzülme algoritması olduğunu düşündürdü
    eğer haber zaman'da yayınlanmıyorsa, duyama, siktiret.
    eğer haber zaman'da yayınlanıyorsa, başla

    eğer ölen müslüman değilse -> siktiret
    eğer müslümansa -> devam

    eğer müslümansa ve ölüme sebebiyet veren abd ise -> siktiret
    eğer ölümlere abd sebep vermediyse -> üzül.

    tebrikler.
  • canı sıkıldığında cihad ilan vatandaşların yaşadığı myanmar eyaleti. myanmar devleti yıllardır ülkesindeki el-kaide ve taliban destekli cihadçı çetelerle uğraşıyor. canı sıkıldıklarında cihad ilan edip sonra mağdur oluyorlar. paylaşılan fotoğraflar her zamanki gibi başka olaylara ait. umarım babasının yaptığı saçmalıklar için hiçbir çocuk zulme maruz kalmaz.
    edit: geçen yine cihad yaparken mağdur olduk temalı bir paylaşım daha.
  • acı çeken insanların ülkesi.eskiye bakınca hitler'in bir sürü insanı öldürmesine, işkence etmesine ya da ne bileyim uzak doğuda öldürülen tonla insana diğer insanlar nasıl sessiz kalmış, nasıl izin vermiş diye iç geçiriyoruz ya, 30 sene sonra da bizim çocuklarımız arakanı duyunca nasıl insanlıklarından utanmamışlar atalarımız, bu vahşete karşı hiç bir şey yapmamışlar diyecek. ne kadar figüran gibi yaşıyoruz, rollerimiz belli çapımız belli.
  • bu ülkede neden böyle olaylar oluyor? biraz geçmişe gitmek lazım.

    2. dünya savaşı'nda japonlar güneydoğu asya'daki hükümranlıklarını kurmak istediklerinde çeşitli işbirlikçilerle çalıştılar. bunlardan biri de azad hind denen ingiliz karşıtı hindu örgütü ve geçici hükümetiydi. bunun yanında burma bölgesinde burma özgürlük ordusu da japonlar tarafından kurulmuş ve eğitilmişti. adalara yapılan operasyonlar yanında, fransız indoçinası denen ve bugünün vietnam gibi ülkelerini kapsayan bölgenin japonya tarafından işgali ile, japon kuklası siam (tayland) sayesinde kara yolu açılan hindistan'a bir operasyon düzenleme hayali japonların iştahını kabartıyordu.

    klasiktir, hatta klişedir, emperyalizm "böl ve yönet" prensibiyle işler. ayrılıkları, farklılıkları belirginleştirir, birleşmeyi zorlaştırır, etnisiteye, mezhebe, dine vurgu yapar. emperyalizmin tek arzusu, karşısında "millet" olmamasıdır. bugünkü hindistan, burma, bangladeş, pakistan ve mücavir alanı ingiliz sömürgesiyken tam da bu yapılmıştı. kurulan dini topluluklara temsil yetkisi verilmiş, karmaşık ve çok parçalı bir toplumsal düzen tesis etmişti.

    bu düzen tesisi o kadar etkili olmuştur ki, hint milliyetçisi bir yazar, "kast sistemi eski hindu inancında bu kadar güçlü değildi. ingilizler, toplumu daha kolay yönetebilmek için, sizlerin inançlarına saygı duyuyoruz kisvesiyle, kast sistemine dayalı bir toplumsal örgütlenme geliştirdiler. kastı yazıya geçirdiler, insanları böyle kaydettiler ve bu sistemin çok daha katı, sert, haşin bir manzaraya kavuşmasına neden oldular." der.

    elbette buna karşı birçok hareket başlıyordu ama en başından beri bu hareketler ya bu kastlar, ya din, ya mezhep, ya yok sayılabileceği halde sayılamayan basit etnik farklar yüzünden gelişemiyordu. sömürgeciliğe karşı bağımsızlık hareketleri de bu yüzden alman-japon mihverinin propaganda ve vekalet savaşı araçlarına dönüştü.

    ingiltere'nin ezelden beri üzerinde çok çalıştığı islam ve islamcılık, bu bölüşme sürecinde ingiltere'nin payına düşmüştü. şimdi bundan sonrasında kaynaklar ayrışıyor; kimin ilk saldırdığı hususunda. fakat manzara şu: japonlar kara harekatına başladılar. ingiltere japonlar karşısında geri çekilirken, arakan bölgesi müslümanları pro-ingiliz, budistler pro-axis. çatışmalar başlıyor, kaynaklar kısıtlı ve ingilizce başvurabileceğimiz kaynaklar en çok wikipedia'da listelenmiş. oradan ve google'dan ulaşabildiğim kaynaklarda emin olacağım sonuçlar elde edemedim, rohingya.org gibi siteler aşırı yanlı. ama biraz akıl yürütürsek, ilk budistler saldırmış olmalı, zira bağlı bulundukları mihver saldırgan tarafta. ancak budistlerin saldırılarından sonra ingiliz destekli müslümanların çok ciddi kıyımları var, karşılığında japonların girdikleri her bölgede müslümanlar kıyıma uğruyor. ve burma bölgesi budistleri ile müslümanları arasındaki korkunç düşmanlığın temelleri böyle atılıyor. bu düşmanlığın arkaplanında iki etnik ve dini grubun da özne olmadığını görmek zor değil, daha büyük bir stratejik çerçevenin taktik unsurlarından ibaretler, o kadar.

    insanın aklına ırak, suriye gibi ülkelerdeki mezhep çatışması geliyor değil mi? birbirinin aynı insanlar, millet olamadıkları için hangi tarihi ve gereksiz karakter önce halife olmalıydı, cariyeleri götürmeliydi tartışması yüzünden birbirlerini boğazlıyorlar.

    bu yönüyle sevr'i yırtıp atmanın ne demek olduğunu daha iyi anlıyorum. kanıyla kendi sınırlarını çizen ülke, millet olmayı başarmıştı. attila ilhan'ın "bir millet olarak çıktılar sarıgöl boğazı'ndan" dediği gibi. bu sayede etnik farklılıkları, mezhep farklılıklarını tehlike olmaktan çıkaran bir anlayış ve anayasayla türk milleti'nin egemen olmasını sağladılar yine. bugün etnikçilik ve mezhepçilik hala post-modern yöntemlerle kaşınsa da, hatta alevilere yönelik terör eylemleri ve islamcı bir iktidar eliyle millet olma haline savaş açılsa da, türkiye arakan olmuyorsa bu edilgenlikten kurtulması sayesindedir. kendi sınırlarını çizen millet, başkalarının savaşlarında piyon olup, onlarca yıl sonra hala gereksiz bir düşmanlığın avcunda kardeşini kesmez.
  • her dini bayram zamanı ısıtıp ısıtıp konulan yer. mis gibi paralar toplanıyor, mis gibi evler arabalar alınıyor. 5 yıldır saf insanımız da inanıp bunlara para kaptırmaya devam ediyor.

    tanım: büyük ihtimalle yalan haber. medyada kullanılan her görüntünün başka yerlerden alındığı da tek tek ortaya çıkıyor.
hesabın var mı? giriş yap