• hayalgücünün filmi bu film. ve her zaman en sevdiğim filmler arasında olacak.
  • sudan cikmis arizona collerine dusmus bir baligin ruyasidir. tabir edilir ki baliklar herseyi bildigi icin dusunmezler. insan ise hicbirsey bilmedigi her seyi ogrendigi icin cok dusunur. bu sebeple en buyuk dusunurler insanlardan cikar.
    ogreniriz ki insanlar ve yaptiklari ucmaz, kuslar ucar. insan ve yaptigi havalanir.
    ibret aliriz ki biraz hava versen butun balonlar manhattan'a gelir ve orada patlar.
    patlamadan onceki hayatin mi ruyaydi yoksa su anda mi ruyadasin bilemezsin ama intihar etmezsen yasayarak ogrenme olasiligin var.
    her seyi ta bastan bilen baligin huzurunu kiskanirsin.
  • arizona dream var ya die dillere pelesenk olmuş lakin gel zaman git zaman nihayet elime geçmiş ve sukutu hayale uğratmış bir filmdir. peki bu entry nedir sorusuna cevap üç isimdir:jerry lewis,faye dunaway veeeeee vincent gallo. diğer iki oyuncunun hem hatırları hemde filmdeki performansları bir yana bir gallo vakası vardır. bir karakter bu kadar yarmış yardırmış olur. kafayı raging bull la bozmuş verandada kendinden geçmiş halde yatarken adeta kabus yada humma geçirircesine -did you fuck mywife die inlemeleri insanda derman, mecel bırakmayıp filmi tekrar tekrar geriye sararken kaçıncı kez izlediğinizi sayamaz hale gelirsiniz.
  • emiyr kustiristza* nın tarzından "mekan" dışında taviz vermediği filmidir bu film . çingenelerle dolu, kalabalık oyuncu kadrolu, harala gürele içeren neşe fışkırtan bi sinematografi bir tarz değildir. bunlar bir tercihtir, ve senariste aittir. ben 30 kişiyle anlatacağım bi hikayeyi temadan ve konudan kopmadan 5 kişiye de uyarlayabilirim 100 kişiye de.. ama bu bi tarz yaratmaz dediğim gibi..alt kümelerden birinde yer alır bu tercih ..
    emir kusturica bu filmini her zamanki ekibiyle (görüntü yönetimi ve montaj) cekmiş. diğer filmlerindeki gibi bu filmindede olağanüstülükler, mucizelerle başbaşa bırakmış bizi. bir sınır eyaletinde çekilmiş film, haliyle farklı kültrlerin biraradalığı mevcut , ve en önemlisi karakterlerdeki tuhaflık ve aşırılık bu filminde de çook vurgulu. widescreen kompozisyon çalışmış, yani amerikan standartları dışında , her zaman yaptığı gibi.. adamın filmi piyasaya sürülmedi amerikada uzunluğundan dolayı, kısaltıp öyle sürdüler piyasaya .. daha ne diyim , arizona dream emir kusturica nın en olgun ve kendini aştığı (bir yabancı yönetmenin amerikalı oyunculara tam olarak ne istediğini ifade etmesi güçtür heralde, ve tabi kendini oyunculara kabul ettirene kadar yaşadıkları ) filmidir . oyuncuların harikulade oyununa baktığımızda kusturica nın koçluk yeteneğini pekala farkederiz.

    karakterler çok iyi çizilmiştir bu filmde. misal bi paul ledger (vincent gallo) kimliği oluşmamış, halen bukalemunluk yapan ve işini de bu eğilimi nedeniyle kovalayan çok yönlü bi karakterdir. daha gelişmemiştir hala çocuktur, ve çocuk olduğunun farkında değildir, muhtemelen olmayacaktır da.
    aynı şekilde axel blackmar... büyüdüğünü sanan ve filmin sonunda daha yeni büyüdüğünü farkeden çocuk.. amcasının sözünü hatırlar "büyümek için bir fırtına atlatmalısın" kabilinden bi şey .. ve filmin sonundaki blackmar ile başındaki blackmar çok farklıdır. blackmar artık öyle zırt pırt hayal görmeyecektir. o evre bitmiştir, ve o güzel evreye biz bu filmde şahit oluruz. axel blackmar ın hayatının en renkli ve acı günlerine hem de onun gördüğü, kusturica nın perdeye yansıttığı şekliyle.. (böyle de güçlüdür bu karakter`):hellööoo`

    --- spoiler ---
    elaine stalker 45 yaşında bi genç kızdır bu filmde. hala hayalleri olan ve hayallerine o yaşına kadar ulaşamamadığı için çıldırma aşamasına gelen .. elaine stalker için iş işten geçmiştir artık.. axel onun son umududur ve muhtemelen o da intihar edecektir, ama mutlu bi ölüm olucaktır zira hayallerine ulaşmıştır artık ..
    grace stalker fiilmin en aklı başında karakteridir belki de. sigara içer, akordeon çalar kaplumbağa besler, çalışır, iş güç sahibidir . yani hayat onu ele gecirmiş , hayallerine zaman kalmamıştır . ve zengindir aynı zamanda. bu ağırlığı kim olsa kaldıramaz, ama belki de hayatının en mutlu anında (aşık olduğunu anladığında) intihar eder, zirvede bırakır yani kendini. artık gülen bi kaplumbağa olarak hayata dönebilecektir.
    --- spoiler ---

    akıl almaz trickler mevcuttur filmde. misal, kamera yerine masa döner bi sahnede.. çatı camından bakarak iki kat aşağı ineriz . "it s fucking raining" (vincent gallo) loop u vardır bi yerde. hayrete düşürmüştür beni . ( doğumgününde elaine in eşeğe vurduğu plan,) bi çok sinematografik ekleme/güzellik vardır, "sıkıcı" olmaması için çok farklı kamera hareketleri, renkler kullanılmıştır filmde, anlamasa da insan sırf izlese takılır kalır yani.

    paul ledger ın ölmek istediği usül ( votka dolu küvette north by northwest izlerken , en sevdiği sahnede tv yi küvete almak ,otuz beş yaşında ) de yine muhteşem bi johnny depp performansı izlediğimiz fear and loathing in las vegas ta kanlı canlı mevcuttur . tv yerine radyo gecer, north by northwest yerine white rabbit ve elbette benicio del toro . ve o sahne o filmin unutulmayan sahnelerinden biridir örneğin . bu da demek oluyo ki arizona dream deki ayrıntılara dikkat edildiği vakit filmden aldıınız tat kat be kat artar, artıcaktır.

    filmin ilk ismi de american dreamers tır bu arada . 142 dakkadır fakat biz bi çok kesilmiş sahneli versiyonunu izleriz. örneğin bi çıkartılan sahnede axel millie (polonyalı hatun) ile evlenmekte paul leger da ünlü bi film yıldızı olmuştur. dvd sinde mevcuttur, izleyebilisüğüz.
  • gulumseten, neseli, ama biraz da buruk, nostalji gibi bir melodi, dudaginda sigarasi akordiyon calan bi kiz ve "siktir git" manasina gelen bir dudak-burun hareketidir bu film.. kaplumbagalar, baliklar ve ay ve besame mucho bile onunla birlikte birer "iz" haline geliyorlar siradan nesneler yerine, sanirim anlami degisiyor bir suru seyin bu flmi izledikten sonra.. yine de bi turlu anlatamiyorum keske anlatabilsem benim icin tam olarak ne ifade ettigini. mesela ruyanda fame city'nin yeniden acildigini ve cocuk olup define adasi na girdigini gorup sonra cat diye yeniden igrenc bi gune uyanmak gibi.. ya da biseyin olmasini cok istiyorsun ve yapamiyorsun diyelim, tam aglamakli olmusken pencereden isigi gozune giren dolunaya benziyor arizona dream. ne bileyim..
  • --- spoiler ---
    filmin ilk yarısında elain ile axel açık havada bir masada sohbet etmektedirler, derken masa ve sandelye üzerindeki çiftimiz dönerek yavas yavas yükselmeye başlar. o sırada elain hayallerinin gerçekleşmesi için başkasına söylenmemesi gerektiğinden bahseder. filmin en sevdiğim sahnesidir.
    --- spoiler ---
  • bence muthi$ olan film degil, muzikleri ve bazi klasikle$mi$ sozleridir. mumkunse; ben de oldugumde ayda altin cadillac'im ile dola$mak isterim.

    soundtracklari ;

    1- in the death car
    2- dreams
    3- old home movie
    4- tv screen
    5- 7/8 & 11/8
    6- get the money
    7- gun powder
    8- gypsy reggae
    9- death
    10- this is a film
  • --- spoiler ---
    en sonunda** gecen eskimo hosbesi harikadir:

    one eye begins to move to the other side.
    then it's better to have both eyes on the same side?
    no. different. what do you lose? your other side. you lose something, but you also gain something.

    iste hayat dedigimiz sey de boyle bir seydir*...
    --- spoiler ---
  • aska dair cok sozu olan bir filmdir. yurek sizlatir; izlenmesinin uzerinden seneler gecse, o seneler boyunca alakali-alakasiz yerlerde defalarca kulaga calinan muzikleriyle dimagdaki goruntuleri siliklesse de sadece adinin bile verebildigi sizi hep ayni kalmaktadir.

    o sizi hissini bir baska filmden quote ile aciklamak gerekirse;

    it is a film. everything is constructed. still it hurts.

    (bkz: reconstruction)
  • ogrendigim cok onemli bir seyi tam da unutmaya baslamisken gece ruyamda karsima cikarak hatirlatan film.. bir ak sakalli dede..

    "when i was a little girl, i always wanted to fly. from the top of the house. at night, i'd close my eyes, and imagine i was on the roof, looking down at my parents in their bed. and then i'd jump off... and i'd fly... while everyone was sleeping, i'd be soaring around, looking through their windows, flying... and resting in the trees. i always knew i could, but i never told them. once someone knows, they can make you fall.. they can make you fall.."

    filmi yaparken boyle seyler olabilecegini dusunuyorlar mi acaba.. yani hayatlarin icine bu kadar girebileceklerini, her seyi bu kadar degistirebileceklerini falan..
hesabın var mı? giriş yap