• fransızca 19 ve 18. yüzyıllarda günümüz ıngilizcesi gibi global bir dilmis. tüm osmanlı subaylarının ileri düzey fransızca eğitimi aldığı bilinen bir şeydir.

    ayrıca aynı şey ruslar içinde geçerlidir. 19. yüzyıl romanı olan savaş ve barış kitabında da çoğu soylu ve asıl ailelerle birlikte tüm subay kesiminin de iyi derece de fransızca konusabildikleri gorulmektedir.
  • "o sıfırdan yarattığınız orman çiftliğine şimdi koca saray diktiler paşam" diyerek sunuma devam etmek istediğim görüntüler.
  • normaldir.. atatürk doğduğunda osmanlı devleti o büyük rus harbi felaketini henüz yaşamıştı, o sırada kuzey afrikada mısır kontrolünde değil idi ama libya, ortadoğu'da suriye ırak, mekke medine ve aşağıda yemen henüz osmanlı hakimiyetinde idi, yunanistan ve sırbistan gitmişti ama arnavutluk, bosna-hersek, bulgaristan (düzeltme: bu yeni gitmişti), bugünkü makedonya, kosova yani doğu avrupa'daki 5 6 ülke hala sınırları içinde idi. böyle bir alana hükmeden bir devletin yetiştirdiği bürokratik kadro osmanlı yıkılınca ankara'da toplandı, tabi bir kısmı savaşlarda bir kısmı da savaş sonrası iç mücadeledeki ayak oyunlarında tasfiye oldular ama kalanlar herhalde başkent için yeterli idi. yeni devleti de halk esnaf eşraf değil asker dahil bürokratik elit kurdu, dolayısıyla makama gelme seçilim zaten eğitim rütbe kıdem gibi şeyler sayesinde oldu. bu cumhuriyetin iddiası zaten iktidarı halka vermekti, yani halk yönetime gelecek kişileri seçecekti, atatürk halkın seçtiği değil, zor zamanda at binenin kılıç kuşananın deyip göreve talip olmuş ve iktidarı eline almış birisi.. halk seçince halkın değerleri, halka ideolojik olarak yakın olmak önem kazanıp, yöneticilik kalitesi, entelektüel olma önem kaybediyor, halk bunlara önem verse bile bunu kolektif olarak doğru tartamaz, yani tayyip'in kalitesi (aradan geçen yaklaşık yüz yılda ortalama insanın beklenen kalitesinde bir artış olmalıydı demezsek) normal..

    asıl sorun bu değil, demokratik süreçler sonunda ortaokul mezunu yabancı dil bilmeyen mesela bir şoför abim de ülkenin tepesine gelebilir, hatta bu iyi bir şeydir, esas olan burda sistemin ve bu yöneticinin, etrafındaki bürokrasinin kalitesini ne derecede önemsediği, ölçtüğü ve bunu sağladığı..
  • fransızca konuşmasının yanı sıra atatürk'ün nezaketini bir kez daha görmemizi sağlayan görüntülerdir.
    -"anlatır mısınız nasıl başladığınızı?" cümlesindeki ses tonu, hali-tavrı ne kadar başka farkında mısınız?

    birçok ayrıntı gizli bu videoda. atamızın bu ülkeyi nasıl ilmek ilmek dokuduğunu, her ayrıntıyla bizzat ilgilendiğini, sabrını, zekasını görebiliyoruz. insanın gözleri parlıyor izlerken. nur içinde yat güzel atam.
  • atam fransız ajanı olabilir. bu konu hakkında sevgili mustafa armağan'ın görüşlerini merakla bekliyorum.
  • hep diyorum hep de diyeceğim. ayakların baş olduğu zamanlardayız.
  • bir adamın her noktasından karizma mı akar kardeşim.

    fransızca konuşmasını filan geçtim, bir ara tahsin bey inekle ilgili titrek sesiyle brief veriyor, paşam bir eli cebinde diğer eliyle yan yana gelsem tırsacağım boyutta ineğin boynuzundan tutup tartıyor, el ense çekiyor.

    bugün bir diğeri 4 kişinin tuttuğu ata zorla biniyor, at dizginlerinden kurtulup bunu kuma gömüyor. nerden nereye.
  • atatürk'ün aoç müdürüne çorak bozkırı nasıl yeşillendirmeye başladıklarını anlatmasını rica ettiği video.
    gerçekten bugünle aradaki fark akıl alır gibi değil.
  • hayranlıkla gözlerim dolu dolu izlediğim bir görüntüsü daha.

    yahu neden bu kadar duygulanıyorum ben bu adamı görünce?
  • osmanlı eğitim sisteminin yetiştirdiği devlet adamıyla cumhuriyet sonrası eğitim sisteminde yetişen idarecileri mukayese etmemize neden olan görüntülerdir.
hesabın var mı? giriş yap