avustralya'nın hiçbir sıkıntısının olmaması
-
sıçarken götünün altından çıkan zehirli örümcekler, klozetlerin kenarlarına kıvrılan yılanlar, sahilde köpekbalıkları ile tam bir korkudur avustralya kıtası.
evrim gereğince herhangi bir kara bağlantısı olmayan kıtada, az doğal kaynak ve kurak yaşam ile hayatın zorlukları yüzünden sadece en zehirli örümcek ve yılan türleri hayatta kalmayı başarmıştır.
öyle cennet filan değil.
evet ayrıca böyle
böyle
bi de böyle
bir cennet. sanki biz avustralya yeniosmancık köyü gibi yer dedik, adam gelmiş binaların resmini atıyor.
0. -
göç dalgası yok; ışid yok; yobaz yok; sorunlu komşu yok; sinirli azınlık yok; ekonomik ambargo yok; iklim güzel ve koca kıta sana ait; ohh ne güzel lan. eskiden ingiltere'yi düşünürdüm bu minvalde ama avustralya'nın durumu daha iyi. avustralya'nın kafası da rahat. kafa dinginliği deyince avustralya'nın uçsuz bucaksız ovaları geliyor aklıma.
bir tek hasretlik var avustralya'da. onun dışında her şey süper. petrol kavgası, yok güçlü ülkelerle çıkar çatışması, soğuk savaş, sıcak savaş filan yok, takılıyorlar işte ne güzel.
ulan biz o kadar göç ettik yürüdük, taa orta asya'lardan, arabamızı şerefsizlerin ülkesinde bırakarak geldik ve geldiğimiz yere bak. doğal ortam ve iklim güzeldi ama hem onun içine ettik, hem de abuk sabuk bir ortamın içine düştük. her gün başımız ağrıyor; sürekli üzerimizden oyunlar oynanıyor; birilerinin maşası; ötekilerin üssü oluyoruz. kimse bizi bize bırakmıyor. üstelik deprem kuşağındayız. anadolu'nun kapılarını açtık girdik ama kapı arkamızdan kapandı ve anahtar dışarda kaldı.
ama avustralya, avustralya'm, avustralya'cığım öyle mi?! keyfe keder yaşıyorlar. trafikte bile kibar kibar tartışıyorlar. ne güzel şey avustralya. öyleyse siktir git diyenler olacaktır. keşke alsalar. -
şimdi baktım yancı akraba derdi bile yok resmen. türkiye'den sydney'e sadece gidiş bileti 13480tl.
-
dünyanın kulağının arkası da orasıysa demek ki. bırakın bir orası kalsın madem.
-
yeni zelanda'nın yanında salı pazarı gibi kalan memleket
-
geçen sene berlin'de bir avustralyalı abiyle tanıştım. eleman gezi mezi herşeyi biliyordu. dedim hacı abi biz birşey duymuyoruz sizle alakalı. bizde bir olay yok birader dediydi.
buda böyle gereksiz bir anım işte -
korkuymuş avustralya kıtası. ben şahsen kafamı ışid'in kesmesindense götümü örümcek sokmasını yeğlerim.
-
o korkunclu resimleri oradakiler gitmeyin diye nete yayiyorlar, ki bu anlasilabilir bi ölcüde, 3. dünya ülkeleri oraya abansin istemiyorlarsa mesela. sehir bölgelerinda öyle kanatli timsahlarin havada ucup yarasalari yedigini falan sanmiyorum ben. gitme imkaniniz varsa gidin, gittirin, hatta önce gittirin ve öyle gidin.
-
(bkz: cilt kanseri)
-
kangroo ve walabee'nin arasındaki farkı öğrenmeden.
her gün ayakkabınızın içinde black widow arama alışkanlığı kazanmadan
kuru sezonda tuvalete oturma sanatını öğrenmeden
kasabanızı deve basması ihtimaline karşı ordu özel birliklerinin acil destek numarısını telefonunuza kaydetmeden
gezme hevesiniz tutarsa taşıtınızı mad max normlarına getirmeyi bilmeden (evet, o öndeki çarptığı şeyleri öğüten bir aparat)
vb.
gitmeyin bence.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap