• uyguladığımı öğrenince anneannemin şöyle bir laf ettiği yöntem: "tembel kadının çocuğu hamarat olurmuş." yani tembel kadın ben, püre yapmaya üşendiğim için çocuğun önüne al epmek yi diye koyuyorum, o da yeyince hamarat oluyor. neyse, buna epey güldüm.
    iyi ki, o tabak bitecek mi? kitabını okumuşum, iyi ki bu yöntemi kullanmışız. evde, dışarıda çok memnunum. 1 yaşında kızımız ve kendi kendine löpür löpür yiyor. sabır gerektiren bir yöntem olduğu doğru. eskilerin deyimiyle "ko önüne yesin" diye özetlenebilir.
    etrafın batmaması için bazı çözümler var tabii:
    - halı, kilim vs kaldırınız.
    - sandalyesinin altına gazete koyunuz, iş bitince toplayıp atınız.
    - sandalyesinin altına hiçbir şey koymayınız, ıslak bir bezle artıkları siliniz.
    - yumuşak, dayanıklı, güzel bir kollu önlük alınız. yerken giysin.
    - bırakınız evi bok götürsün, rahat olunuz.
  • ek gıdaya geçiş süreci o kadar şukela, o kadar rahat oldu ki bu yöntem sayesinde, anlatamam. resmen hiç zorlanmadan, pıt diye kendiliğimizden geçiverdik. onu yiycek mi, bunu yer mi yok, ne verelim endişesi yok. üstelik de seyretmesi çok komik.

    5.5 ay civarı ufaktan başladık, 6 ay civarı tam gaz blw'ye geçtik. şimdi adam 7.5 aylık, brokoliden kuşkonmaza, dolmadan köfteye, omletten gözlemeye her şeyi yiyor. evet etraf batıyor, ona yapacak bir şey yok ama hem biz eğleniyoruz, hem kendisi çok zevk alıyor. bu yöntemi deneyip başarıyla uygulanışını gözlemledikten sonra püre niye hala var diye soruyor insan.

    ek gıdaya geçecek bebiş sahiplerine kesinlikle öneririm. altındaki mantığı okuduğunuzda çok da doğru geliyor üstelik.

    boğaza kaçma endişesi doğal elbet ama kaçmıyor. öksürüyor, öğürüyor ama boğazına kaçmıyor gerçekten de. istatistikler de bu yöntemle boğaza kaçma riskinin püreyle aynı olduğunu söylüyor zaten. biraz güvenmek gerek bebişlere!

    "o tabak bitecek mi" diye türkçeye çevrilmiş başucu kitabı da var.

    hastası olduğum ek gıda yöntemi, evet, kesinlikle!
  • çocuk için çok gerekli, güzel yöntem ama vakti dar, birden fazla çocuğu olan, aşırı titiz bir ebeveynin uğraşabileceği bir şey değil.
    bebekle ilgilenen insanın ruh sağlığının ve güç kuvvetinin yerinde olması, inanın bu yöntemlerden daha önemli. aşırı vakitsiz ve yorgun insanlar var, acele etmeden kendileri yedirebilirler; başka bebeklerin yeme içme kabiliyetine bakıp kendilerini üzmeleri doğru olmaz. eninde sonunda öğrenecekler yemek yemeyi nasılsa.

    kendimden örnek vereyim, çocuğu yerken özgür bıraktığım için günde en az 4 kere mutfağı siliyorum, en az 1 kere süpürüyorum, en az 5 kere bebeğin kıyafetlerini baştan aşağı değiştiriyorum, en az 7 kere elini ağzını kollarını yıkıyorum, her akşam komple duş aldırıyorum, kendi üzerimi en az 2 kere değişiyorum.
    buna müsait değilseniz kalkışmanıza inanın gerek yok.
  • blw uygulayıcıları çoğunlukla bebeklerin katı gıdaya geçişi hususunda da aceleci değildir sütü* bırakma manasına gelen "weaning"i bebeğe bırakmaktır bir nevi.

    bebeğe, mıncıklayabileceği, koklayıp ağzına götürmeye çalışabileceği türden gıdalar sunulur ancak o istemezse henüz buna hazır değildir denilerek emzirmeye devam edilir. dördüncü ayda elma püresi vermeliyim telaşına gerek kalmaz. `:özel durumdaki anne ve bebekleri, emzirme sorunları yaşayanları tenzih ediyorum.`
    benim yavru, bu sistemle büyüdü, 7 aylık olana dek katı gıda istemedi, 6 aylıkken denemiştim. etrafta beni uyaranlar oldu. erken başlamadığın için iştahsız olacak, yemek seçecek, yeme problemleri yaşayabilirsiniz gibi cümleleri sık sık duydum.

    7 aylıkken sadece tadıyordu, 8 aylıkken hafif hafif yemeye başladı, kendi başına yiyemese de deniyor, uğraşıyor mıncıklıyordu. 11 aylık olana dek çok az katı gıda aldı ağırlık anne sütündeydi.*
    çatal kullanmayı iyi kötü kıvırdıktan sonra iştahında bir sıçrama yaşandı bu her bebekte böyle mi olur bilemiyorum. o gün bugündür nadir durumlar dışında oldukça iştahlı. ben bunu blw'nin bebeği hiç zorlamayan yöntemine bağlıyorum biraz.

    bir artısı da çocukların ince motor becerilerine ciddi anlamda katkı sağlaması.

    velhasıl deneyip de "iyi ki böyle yapmışız" dediğim uygulamalardan birisi bu.
  • bebeklerin kati gıdalara geçerken hangi besinleri ne miktarda yiyecegi konusundaki kontrolün doktorlarin verdigi listelerde ya da ailede değil bebegin kendisinde olmasi gerektigini savunan gorus.
    alisildik ek gidaya gecis surecinden farki sudur: bebeklere ek gidaya geciste verilen meyve/sebze pureleri bebekleri once yutup sonra cignemeye yoneltir, eger pure vermeden ufak kati besinler vererek bebegin kendisinin yemesi saglanirsa, sanilanin aksine bebek bogazina kacirip bogulmaz. havuc, salatalik, mango vs kucuk parcalar halinde, ya da belki rendelenmis halde verilerek baslanabilir. yetiskinlerin yedigi yemekleri tuzsuz olarak pisirmek bebege vermek icin yeterlidir,bebege haslanmis sebze puresi vermeye gerek yoktur.
    bebek bunlari mama sandalyesinin tepsisinde kendi yiyecegi ve dokecegi sacacagi icin mutlaka ortalik batacak, ama cocugunuz yemek yemeyi boyllike ogrenecek, der bu gorus.
  • blw türkiye diye bir facebook grubu vardır. sayfa adminleri blw yi adeta bir din, kendilerini de peygamber gibi görmektedirler. bu adminlerden cesaret alan bazı üyeler de kendilerini bi bok sanıp, çocuğuna mama yediren veya muhallebi yapan anneleri küçümser hatta cahil olmakla suçlar, hor görürler. her şeyin en iyisini onlar bilir. onlardan daha çok bileni sevmezler. sorguladığın anda gruptan atarlar. sözde saygılı! demokratikler! neeeee bebeğine 7. aydan önce yumurta mı verdin? çoklu besin alerjisi diye bi şey duymadınız mı? bebeğinizi nasıl riske atarsınız? amk çomarı çoklu besin alerjisinin ne olduğunu burda duymuştur. her yerde bunu satmay çalışır. adminler açtığın postu zart diye kapatır. neymiş, yeterince bilgi verilmişmiş. bi sor bakalım soruyuy soran kişi; küçümseme, telkin, alay, kınama, küstahlık içeren cevaplar arasında istediği cevabı bulabildi mi. bi de ezbere konuşurlar hep "ilk 6 ay anne sütü", "her annenin sütü yeter", " anne sütü 1 yaşa kadar her şeyi karşılar"... ulan kadının sütü yok. çocuk aç. bunlar hala eline brokoli verecekler de çocuk yicek. te allam. pediatri kongresinde konuşmacı bi doktorun anlattıklarını söyledim. benden kaynak istediler. ne bilim adamın kaynağı ne. zaten sunumu iggiliççe yapmış. marankinin sitesinden okuyup anlatacak değil ya. amerikan güvenilir gıda birliği araştırması diyor, 2016 son veriler diyor. avrupa gıda sağlığı bilmem ne diyor 2015 yılı son verileri diyor. doktorlara laf anlatıyor adam ama blw adminleri ondan daha çok biliyor. ha bi de bildikleri tek şey gün kurusu ve pankek. bunlara değil yabancı ecnebi blw gruplarına itibar edin. bunların hepsi ukala dümbeleği. bi skm bildikleri yok.

    sık kullanılanlar:
    barsak florası
    çoklu gıda alerjisi
    pankek
    o verilmez
    bu verilmez
    bulamacı kendin ye
    blw bilmiyorsanız burada işiniz ne
  • tanım : idealist anaların 'mutlaka yapacağım!' dediği yöntem.

    şimdi gençler, mantık güzel. evet, tabi çocuk kendi ne kadar yiyeceğini seçsin, tanısın yediğini falan çok güzel. ancak ben blw olayının abartıldığını düşünüyorum.

    bunu tam anlamıyla yapabilmek için ya evinizde arkanızı toplayacak insan olması ya da instamom olmanız, ne bileyim idealizmin doruklarında falan yaşamanız lazım.

    bizim oğlan ek gıdaya geçtiğinde zaman zaman biz de koyduk önüne mıncıklasın, oynasın, isterse yesin diye ama her gıdayı, her öğünde böyle vermedik. yemek istiyorsa yedirdik, istemiyorsa zorlamadık. ortalığın devamlı batması, bin türlü şeyle beraber bir de bunun temizliğiyle uğraşmak sabır işi. ben ki ayakları yerden kesilecek derecede sabırlı bir insanım, benim öyle bir sabrım olamadı. sadece ortalığı değil çocuğu da temizliyorsunuz ayrıca. ben mesela saç doğurdum, sonradan kolu bacağı çıkıp insan oldu. şimdi bu canlının saçından bir şey ayıklamak, yıkamak, temizlemek ne demek biliyor musunuz? ben o dönem zaten kendim yıkanabilirsem seviniyordum yani, öyle günler oluyor.

    her neyse, çocuğun tabiatıyla da alakalı bu işler. blw yapsan da yemeyen bir çocuğun veya klasik beslesen her şeyi yiyen bir çocuğun olabilir. modern dünyanın, sosyal medyanın, arkasında bir çalışan ordusu artı 7 robot süpürge ve 35 ayaklı faraş olan insanların gazına gelip de lohusa halinizle kendinizi paramalayın. 'anne sütü almayan çocuk sağlıksız olur, bağışıklığı yerlerde sürünür' gibi laflarla 'blw mihtişim bişi kisinlikli yipilmili, çiçik biriydir kindi kirir virsin' aynı şey.

    sütüm yoksa mama vereceğimdir, vaktim ve sabrım yoksa kaşık. bu kadar basit. kimseyi kötü anne yapmaz bunlar.

    benim oğlum küçükken her şeyi yiyordu. 3 yaşına kadar gaps diyetiyle büyüdü, onun kapsamındaki her şeyi. bağırsak florasının önemine inandığım ve kendi başımdan geçen olaylarla teyit ettiğim için bu yolu seçtim. iyi de yapmışım, işe yaradı. kıymalı karnabaharı adamın önüne koymadım ama, ben yedirdim. yoğurtlu ıspanağı da. kekini, meyvesini, kuru yemişini kendi yiyordu. bazen köfteyi mıncırıyordu, ne bileyim deneysel füzyon mutfağı tadında saçma sapan şeyler yaptığımda koyuyordum önüne, inceleyip yiyordu falan...sonra büyüdü. okula başladı 3 yaşında. rafine şekerle, anam babam bembeyaz ekmekle, her öğlen makarnayla pirinçle, hazır meyve suyuyla tanıştı. her şeyi yiyen o çocuktan eser kalmadı. istersen tencereyle koy önüne, yemiyor. sebzeyi türlü çeşit şekillere soktuğumda yiyor artık.

    kendi kendine yeme kısmı ise; sevdiği yemek varsa kendi yiyor, okulda kendi yiyor, biz yoksak kendi yiyor, bilhassa ben varsam 'anneaaa sen yedirir misiiiiin?' diyor bazen. o kadar nazlanması da olsun artık, gece kalkıp ışık yakmadan kendi kendine tuvalete giden bir insan neticede *

    velhasıl kelam, canınız istiyor ve bünyeniz müsaitse, sabrınız zorlanmıyorsa elbette yapın ama böyle beslemediniz diye ya da besleyemiyorsunuz diye üzülmeyin hemşirelerim. asıl mesele gereken gıdanın, gereken zamanda, gereken yere ulaşması. çocuğu bacaklarınızın arasına sıkıştırıp zorla ağzına tıkmıyorsanız sorun yok. bir de naçizane tavsiyemdir; hiçbir şeyi tam anlamıyla püre halinde vermeyin ilk günden itibaren. muhakkak hafif taneli olsun. zamanla taneleri büyütün. püreye alışan çocukla hayatınız çok zor olur. ve lütfen ama lütfen tek tek verin gıdaları. yumurta, pekmez ve peyiniri mesela çekmeyin o blenderda. size verseler yemeyeceğiniz şeylerle evladınızı sınamayın. bu en önemli noktadır bence çocuk beslenmesinde. yaptığınız her şeyin önce tadına bakın, siz beğenmiyorsanız ona vermeyin. insan yiyecek bunu sonuçta *

    hepinizi öpüyor, kucaklıyorum. oğlanın günlük okul defterinde yazan 'öğlen sadece revani yedi' notunun siniriyle gidip kendime cips ve birayla blw yapacağım şimdi. kedi temizlesin.
  • yeni başladığımız macera. bizim oğlan ilk gün nerdeyse hiç ağzına sürmedi patatesi. üçüncü gün öğüre öğüre yedi. bu öğürme olayından korkmamak gerekiyor. çünkü bu bebişlerin öğürme refleksi bizimkinden çok daha hassas ve damaklarının ön tarafında. zamanla arkaya doğru ilerliyor. hatta 1 haftada bizimki havucu hiç öğürmeden çiğneyebilmeye bile başladı damağıyla. sabırlı olursanız ne kadar yetenekli olduğunu göreceksiniz. bu yöntem bence insan doğasına en uygun ek besine geçme şekli.
    ağzına zorla bir şeyler tıkıştırmak hem bebeğe hem kendinize eziyet. maalesef doymuyor, besinsiz kalacak diye çocuklara zorla bir şeyler yedirerek yemekten soğutuyoruz. misal ben çiğ soğanı üniversitede yemeğe başladım. resmen beslenme tarzım değişti ondan sonra, ufkum açıldı. baharatlı, acılı şeyler yemiyordum, artık yiyorum. şimdi bakıyorum bu blw türkiye facebook sayfasında vermişler bebenin eline soğanı hapur hupur yiyor ya la. çocuğun besinlerle zorlanmadan ve tek tek tanışması çok önemli. elbette zaman içinde daha çok sevdiği ve tercih etmediği şeyler olacaktır. ama yani kazık kadar olduktan sonra ya bu soğan ne güzel bi şeymiş demek çok yazık.

    keşke herkes tarafından benimsense. ancak dikkat edilmesi gereken önemli şeyler de var tabii. bir kere besinlerin uygun yumuşaklıkta olması çok çok önemli. damağıyla rahatça ezebilmesi lazım. ama çok büyük ısırsa bile korkmayın, kendisi öğürerek çıkarıyor. aslına bakarsanız püreyle beslemekten daha tehlikesiz bence. ya piyasada geriye yatabilen mama sandalyeleri var. çocuğu geriye yatırıp ağzına mamayı tıkıştırmak için. o kadar tehlikeli ki. kesinlikle dik konumda olması gerek ki, boğazına bir şey kaçarsa rahat öğürüp çıkarabilsin.

    yalnız bilgi sahibi olmak şart. bebeği küçük olanlar, hamile olanlar bol bol okusun, öğrensin. zamanı geldiğinde hazırlıklı ve bilgili olun. blw türkiye topluluğu gerçekten bu anlamda insanı çok iyi hazırlıyor ve motive ediyor. takip edin derim.
  • bebeğim için denediğim sistem
    muz püresi veriyorum istemiyor eline muzu veriyorum birazcık çıkan tek dişi ile kemirip yiyor.
    oturdum kendim tadına baktım pürenin
    gerçekten bana verseler yemem
    püre olunca cazibesi kaçıyor muzun ama çocuğun eline verince ona hem oyun gibi geliyor hemde tadı daha iyi geliyor büyük ihtimal
    koca bir muzun yarısını düşüre düşüre minicik tek dişi ile yedi kendisi.

    tuttum ben bu blw tekniğini
  • 17 aylık oğlanın kendi yemeğini kendi yemesidir. 6. aydan itibaren yiyebilecegi ve güvenli yiyecekleri hep eline verdik. hatta bir yaş civarı eline çatal verdik bir süre kullandı ama sanırım zor geldği için vazgeçti. bu sıralar bulgur pilavını ve yoğurdu çok sevdiği için ben kaşıkla veriyorum arada ama bunu da kendisi istedi.
    bizimki emmeye devam ediyor. bazen memeye agırlık verdiği oluyor bazense yemege. kendi ihtiyacını kendi ayarladığı kanısındayım.
    etraf gerçekten çok kirleniyor.yemekleri yere attığı, tükürdüğü çok oluyor. kıyafetleri de çok kirleniyor. bazen mama sandalyesinin içine dolduruyor yemekleri. yemekli ve yağlı ellerini kafasına bol bol götürüyor saçlardan az yemek temizlemiyorum. çocuk işte.
    annelerin pratikte merak ettikleri şeyler varsa seve seve cevaplayabilirim.
hesabın var mı? giriş yap