ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
anneanne evindeki 30 kiloluk beton yorgan
-
garip şekilde hoşlandığım yorgandır. ağır olsun, sıcak olsun hatta bir de kundak olayım oh mis.
36 saat nöbet çıkışı direksiyonda uyuyan doktor
-
üst edit: rahmetli arkadaşın ismi rümeysa berin şen, mesajla uyaran arkadaşlara teşekkürler.
çalıştığı kurum ankara şehir hastanesi’nin konuyla ilgili baş sağlığı mesajı
tweet
geçirdiği kaza sonucu vefat etmiştir. kanı ona 36 saat nöbet tutturanların ellerindedir.
link
edit: (bkz: tamponsuz kamyon kalmasın kampanyası)
her ne kadar bu tip kazalarda kusurlu genelde arkadan çarpanlar olsa da kamyonlarda arka tamponun önemi de ortada bence.
edit2: olayın kamera kaydı: link
edit3: türk tabipler birliği’nin konuyla ilgili açıklaması
link
çanakkale köprüsü'nün geçiş ücretinin 70 tl olması
-
(bkz: çanakkale geçilmez)
yaran fıkralar
-
her gün yamaçtan tarlalarına ekine giden bi gelin-kaynana
varmış.. iki adam gelinle kaynanayı gözlerine kestirmişler..bunları
alıp kaldıralım, diye düşünmeye başlamışlar..bi gün, gelinle kaynana
tarlaya giderken ortalığı yıkan bi ağlama duymuşlar..dinlemişler ki,
kulübeden geliyor..çıkalım bi bakalım, demişler..gidip kapıyı
çalmışlar... adamlardan biri açmış..
kaynana:
"hayırdır" demiş "ne oldu ? "
adam demiş ki:
"cenazemiz var...buyrun içeri"
gelin kaynana içeri girmişler...giriş o giriş...!!!! adamlar
işlerini halletmişler.. neyse..gelin kaynana evden çıkmışlar..
gelin sormuş:
"ana be, naapcaz şimdi ? "
kaynana cevap vermiş:
"valla gelin seni bilmem ama ben yedisine de gelicem kırkına da sevaptır...
ingilizce konuşurken yapılmış en büyük salaklık
-
"we are about to finish zaten" gibi bir cümle kurulması... "zaten" kelimesi de cuk oturdu yani...
bu söz, arkadaşım tarafından, tatil köyünde bir rus animatöre sarf edilmiştir...
12 ekim 2010 azerbaycan türkiye maçı
-
"almanya yenilgisini unutturacagiz" diye buyurmustu hiddink bu mac arifesinde. unuttuk valla. hakliymis adam. isini biliyor.
31 ağustos 2020 ekonominin %9.9 küçülmesi
-
ekonomi %90,1 küçülmedi.
arap defol
-
mülteci istemeyenler nazidir algısı oluşturmak için arapların da yazmış olabileceği duvar yazısı.
mühendisleri sinir eden sorular
-
- sizin sinifta kac kiz var? eku eku eku...
- 10 erkege bir erkek dusuyor...
ekşi sözlük başlık altı entry gidişat paradigması
-
durumu anlatabilmek adına bulduğum en uygun başlık buydu.
örnek: aldatan karımı terk etmiyorum (troll başlığı)
x kişi: sen gavatsın
y kişi: bence böyle şeyler normal
z kişi: buna normal diyen gavattır
tekrar y kişi: buna gavatlık diyen yobazdır.
örnek: volkan demirel türk futbolundan atılsın.
x kişi: atılsın çünkü terbiyesizdir. (hafifletilmiş ifadeler tercih ediyorum yoksa evlilik hayatından olaya girenler var)
y kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın
z kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın diyen şikecileri görmemize vesile olmuş başlık
y kişi: fransız döllerini ortaya çıkartan başlık.
iki durumda da; "ne neden yapılır?" "bu durum hangi sosyolojik durumlar sebebiyle bu hale gelmiştir", "bu durumu düzeltmek için ne gibi öneriler sunulur" gibi önermeler yok, hesapta burası kutsal bilgi kaynağı ama gel gör ki kuşlubahçe muhtar heyetinden farksız. bu iki örnek özelinde sergilenen uygulamayı alın bütün başlıklara yayın. ben okuyan adamım, dünyadaki olan bitenle meselem var, ilgileniyorum ve gelip böyle bir platformda yazıyorum diyen zekanızın eseri bu mudur? seçimlerde bok attığınız milletten tek farkınız elinizin altında internet olması diyeceğim sonra aktroll olacağım ama onlarla sizi kıyasladığım için kemalist yavşak da diyecekler. ben olacakları önceden söylüyorum. kendinize çeki düzen verin, akıllı olun.
(yazıyı o son cümleyle bitirmeyecektim fakat içeceğim masaya döküldü.)
ne alacağını anlamadan bakkala giden çocuk
-
eğer ki algıda büyük bir problem yaşamışsa, dünyanın en saçma talebinde bulunabilen çocuktur.
apartmanın altıncı katında oturan yaşlı teyze sokakta oynamakta olan bana seslenir:
- evladıııım; bana bakkaldan '...' alır mısın?
- ne aliiim?
- '...' oğlum '...'
- ne kabıııııı?
- '...', '...!!!!' al bu da parası!
- ne kabuğu yaaaaa anlamadım ki (mırıldanarak tabi)
- kısa olsun unutma!
teyze kağıt parayı mandala sıkıştırıp atar, sarı bir paraydı ama miktarını hatırlamıyorum. parayı alıp bakkala giden ben, çekingen ve ne dediği kendi kulaklarım tarafından bile anlaşılmayan bir ses tonuyla:
- abi balkabağı var mı?
- ne?
- balkabağı abi, kısa olcakmış
- yok be evladım, bakkalda ne işi olsun balkabağının
- tamam abi hayırlı işler
sokağa dönen ben, sepetini salmış balkabağını bekleyen teyzeye;
- teyzeeeee balkabağı yokmuuuuuş???
- ne balkabağı oğlum, maltepe maltepe, kısa maltepe alıcaksın
- heeee tamaaaam (bozuntuya bile vermeden)
şimdi düşünüyorum da;
balkabağı lan balkabağı...
hangi insan evladı bakkala gidip balkabağı ister, ulan?
o değil de, balkabağı dediğimde bakkalın suratındaki ifadeyi hatırlıyorum da.. :)