ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
pegasus airlines
-
bir kayak gezisi sonrası kendilerine gönderilen,
"golf takımlarının taşınmasından ekstra ücret almıyorsunuz ama kayak takımlarından alıyorsunuz,
gereğinin yapılmasını rica ederiz"
minvalindeki maile,
"geri bildiriminiz için teşekkürler, artık golf takımlarından da ekstra ücret alınacaktır"
şeklinde cevap veren firmadır.
kocasından dayak yiyen kadının kocasını savunması
-
çok defa anlattım tekrar anlatayım.
yıl : 2013
yer : migros caddebostan sahile inen merdivenler.
tam merdivenlerin orada sevgili veya çift, çocuk kadını öyle bir dövüyor ki, ağzı burnu kan içinde kalmış. çocuğu tutup önce geri çektim, bana hamle yapınca da tekmeyi koydum merdivenlere düştü (zaten belli halinden sarhoş) bir kaç kişide kadına su falan veriyor, arkamı döndüm giderken, kadın sağ kulağıma öyle bir tokat attı ki, haftalarca çınlama gitmedi, döndüm bir tane de ona vuracaktım, lanet gitsin dedim yoluma devam ettim.
mazoşist kadınların hepsi, acı çekmekten, itilip kakılmaktan, aşağılanmaktan, inanılmaz derecede zevk alıyorlar.
gittiğim yerlerde de buna benzer şeylere şahit oluyorum, adamlar köpek çekiyor kadınlara, kadınlar adamın ağzının içine bakıyor.
dolmuşta dört mevsim çalan şoför
-
eger kendi caliyorsa ekstra takdir ettigim sofor. bu devirde hem keman hem direksiyon kolay degil.
0.
israil'in lod şehrinde hakimiyeti kaybetmesi
-
aynı görüntü 2 saat önce"filistinlilerin arabalarını yakıyorlar" diye servis edildi şimdi filistinliler israillilerin arabasını yakıyor deniliyor.
bir karar vermeniz lazım ama kim kimi koparıyor.
ayrıca bu gülerek haber yapılacak bir şey değil, ortada mucize yok, o gençleri öyle gaza getirerek yarin israilin tankına, silahına kurban etmeyin.
34 plaka ile ege'ye tatile gitmek
-
ilk dakikasindan son dakimasina kadar kufur yemenize sebep olur.
şu arabalari istanbul bok çukurunda kullandiginiz gibi kullanmayin.
emniyet şeridine dalmayin,
aralara kaynayip şerit sayisini arttirmayin,
ondeki araca yakin takip yapmayin
ondeki araci taciz etmeyin
hiz limitinde giden öndeki araca habire sellektor yapmayin,
ana yola çikarken gelen arabayi göre göre aniden yola atlamayin,
serit degistirirken arkadaki araca sıfır geçmeyin, en az 2 metre mesafe birakarak degistirin.
kisacasi insan olun. bu olaylari bok çukurunuza donunce doya doya yaparsiniz ama egede yapmayin. alişik degiliz bunlara.
34 plakanin egede karizmasi sifirdir. gene geldi a. koduklarim denir sadece.
pınarbeyli köyü canlı yayını
-
bakınız yaşını başını almış, kariyer sahibi adamım. açtım izliyorum... zira şu an memlekette gördüğüm en normal şey pınarbeyli köyündeki durağanlık olsa gerek.
ekonomisi, politikası, magazini, tacizi, tecavüzü, şiddeti derken memleket olarak lağım çukurundaymışçasına bir hayat yaşıyoruz.
sanırım muhterem bir arkadaşımız biraz trollemek, biraz da köyündeki bu inovatif hareketi bizlerle paylaşmak adına hepimizi bir nebze gülmeye davet etmiş.
kendisine saygı duyuyor ve iştirak ediyorum...
zeytin dalı harekatı
-
bir kemalist olarak afrin operasyonunu elbette destekliyorum. yalnız afrin bir kahramanlık hikayesi değildir. salonun ortasına sıçan birisinin o salonu temizlemeye çalışmasıdır. bu bağlamda afrin'de savaşan türk askeri hariç siyasilerden kahraman yaratmak isteyenler 'kifayetsiz muhteris'lerdir. tek kahraman cephede, ayaklarıyla toprağa basan, bu soğukta üşüyen ve hayatı pahasına orada şu an nefes alıp veren türk askeridir. hürmetimiz de onadır.
erkek giyiminde en güzel renk kombinasyonları
-
ne giydiğine göre değişir.
kot & t shirt = lacivert beyaz
şort & t shirt = bej beyaz
pantolon & gömlek & ceket & kravat & ayakkabı & kemer = beyaz beyaz lacivert lacivert kahve kahve
forma & şort & konç = sarı/lacivert beyaz beyaz
bir minibüste yaşanabilecek en dumur olaylar
-
minibus normal yolunda giderken bir kızın bağırarak "müsait bir yerde inebilir miyim. yaa kaçırdım tüh" diye bağırması. aşırı heyecanlanarak çantasını falan savurarak aşağı inmesi. henüz 200 metre gitmemişken yerde bir cüzdan görmem. en arkada oturduğum için yan tarafta oturan bir çocuğa "kızın cüzdanı düşmüş alıp şöföre versene" demem. çocuğun cüzdanı görür görmez "duruuun" diye bağırması. şoföre bir kahraman edası ile dönerek "kapıyı aç kaptan" demesi. cüzdanı kaptığı gibi aşağı inmesi. minibüsün geldiği yöne doğru son sürat koşmaya başlaması. en arkada oturan ben ve bir arkadaşımın minibüs ahalisine olayı canlı canlı anlatmamız.
rt:ben
a: arkadaş
rt: olm bu cüzdanı alıp kaçmasın şimdi?
a: yok lan kızın peşinden gidiyo. ona verecek cüzdanı.
rt: aha kıza bağırıyo.
a: duydu kız. döndü geliyo o da bak.
rt: hee gördüm.
a: bak verdi cüzdanı.
rt: aha muhabbet ediyorlar. hadi abi işimiz var.
a: harbiden çocuk iyice muhabbeti koydu
rt: lan yoksa bir aşk mı başlıyo.
bizi dinlediklerinden haberimiz olmayan minibüs ahalisinin yarılarak gülmeye başlaması. çocuğun aynı deparla gelip minibüse atlaması. minibüsün alkışlarla sarsılması. şoförün " aslansın be. sizin gibi gençler oldukça..." temalı bir konuşma yapması.
22.00-05.00 arası sokağa çıkma yasağının mantığı
-
barlara gidip iciyormussunuz, icirtmemdir.
özgüven sahibi olmak için gerekenler
-
iyi bir aile. aksi takdirde sahip olacağınız şey özgüven değil, özgüven kisvesine bürünmüş aşağılık kompleksidir.
tüm üniversiteler ücretli olmalı
-
misal, 10-15 yıl önce öyle olsaydı ben üniversite okuyamayacaktım.
çünkü maddi imkanım yoktu.
kredi mi?.. üç kuruş öğrenim kredisi bile vermemişlerdi o zaman.
sonuçta, üniversitede okuyamayacaktım.
şu anda yaptığım mesleği yapamayacaktım.
tanıdığım benim gibi onlarca arkadaşım gibi...
çok muhtemeldir ki, çocuğuma da üniversitede okuma şansını, yani parayı sağlayamayacaktım.
işçi çocuğuydum.
işçi olarak kalacaktım.
çocuğum da öyle kalacaktı..
ama aldığım her nefes için vergi ödemeye devam edecektim.
peki her bir boku devletten parayla satın alabileceksem, ben neden bu kadar çok vergi ödüyorum anasını satayım? bir tek polisin copu mu bedava kamu hizmeti olacak bu ülkede?