ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kürt olduğu için zorluklarla boğuşan hülya avşar
-
milyon dolarlar kazanmışsın bir de bunu gizli saklı yapmamışsın. tam tersine göz önünde bulunarak yapmışsın. magazin medyası tarafından 20 yıldır yok şöyle güzel yok böyle yetenekli hem de ne biçim sporcu diye sürekli pohpohlanmışsın. sonra da ben çok zorluklar çektim.
tanımayan etmeyen biri olsa sanacak ki kürt olduğu için işten çıkarılmış, aç kalmış kimse yüzüne bakmamış. sonra azim etmiş kendi işini kurarak tüm bunlara rağmen zengin olmuş.
15 temmuz'da sokağa çıkanlar gezi gençliği değildi
-
"vatanını seven, milletini seven gençlerdi." diye devam eden recep tayyip erdoğan sözü.
--- spoiler ---
"o gece [15 temmuz] oraya gelenler, gezi parkı'nın gençleri değildi. vatanını seven, milletini seven gençlerdi."
--- spoiler ---
doğru söz. ne işimiz var iki tarikatın kavgasında.
gezi'de "emri ben verdim" dediği emniyet müdürü fetö'den içerde, olayların baş aktörü akp'li istanbul valisi de fetö'den içerde. gezi'nin gaddarlığı ile ünlenen güvenlik şube müdürü mithat aynacı 15 temmuz'da tankın içinden çıktı, o da fetö'den içerde. gezi'de emir verdiği ve verdiği emri uygulayanlar bugün terörist oldukları gerekçesiyle içerideler. fetöcu teröristlere emir veren kimdi?
gezi zamanı fetö'nün türkçe olimpiyatları için "bir tarafta taş,sapan,molotof diğer tarafta türkçe, şiir ve şarkı vardı" diyen kimdi?
https://i.hizliresim.com/qadd6y.jpg
gezi gençliği fethullah gülen'in evinin önünde "her yer taksim her yer direniş" sloganı atarken fetö yayın organı zaman'da bu manşetleri atan kimdi?:
https://i.hizliresim.com/lykqjz.jpg
https://i.hizliresim.com/r3wbq3.jpg
https://i.hizliresim.com/7q9gon.jpg
https://i.hizliresim.com/p08bro.jpg
siz ortaktınız. gençlik hiç aldanmadı.
vatan demişken: (bkz: #67092663)
annenin tavuk döneri lüks zannetmesi
-
mümkündür.
senede ancak iki kere yaşadığı muhitten çıkabilen, onda da ya nicedir ağrıyan beli için doktora, ya da yeğeninin düğününe giden, kendi iradesiyle markete ya da mağazaya girip birkaç parça şey almaya dahi imkanı olmayan milyonlarca kadın yaşıyor şu ülkede.
hatta benim teyzemdir bu. köyden neredeyse hiç çıkmamıştır, öyle başlığı açan arkadaşın annesi gibi tavuk döner yemeye dahi gidememiştir oğlunu yanına alıp. bir akşamüstü çıkıp eşiyle kahve içmemiş, bir mağazadan kendisi beğenerek etek seçememiştir hiç. hazır satın alıp yiyebileceği her şey lükstür onun için; bir poğaça versen eline, yolda yemez öyle, eve gelene kadar saklar da yanına çay demler...
nerede doğdunuz, nerede büyüdünüz bilmiyorum ki...
çok kötü bir insan olduğu düşünülen ünlüler
diş macununun marketlerde satışının yasaklanması
-
bu gerizekalılar 2-3 sene önce "ilaçlar marketlerde de satılabilecek" diyorlardı ayarı yok bunların.
snob
-
edgar allan poe the literary life of thingum bob adlı kısa hikayesinde yazın hayatından çekilmeden önce son bir eser ortaya koymaya yeltenen bir yazarı anlatır. yazar ilk şiirinin sonuna snob imzasını koyar. bu sıradan bir takma isim değildir. onun karakterini yansıtır. çünkü bob züppe bir yazardır. başkalarını üstün zekasıyla nasıl aldattığını, başarıya nasıl adım adım ulaştığını büyük bir zevkle anlatır. poe bu karakterle kendi yaşamını resimlerken, her yazarın doğasında biraz da olsa bulunan züppeliğe işaret eder. bizim gibi işi yazıdan geçen her insanın okuması ve yazı yazmanın sırları hakkında bir şeyler öğrenmesi gereken bir karakterdir snob:
"bana bakın! - öyle çok çalıştım - öyle çok didindim - öyle çok yazdım ki! ey tanrılar söyleyin, yazmadım mı? gevşemek nedir bilmedim. gündüzleri masamda çalıştım, geceleri sabaha kadar okudum. sarardım soldum. beni görmeliydiniz -gerçekten görmeliydiniz. sağa yaslandım. sola yaslandım. öne eğildim. arkaya yaslandım. dimdik oturdum. tete baissee : başı eğik (kickapooların dediği gibi) oturdum ve başımı ak sayfalara eğdim. ve bu arada sürekli - yazdım. iyi günde, kötü günde - yazdım. açken, susuzken - yazdım. gün ışığında, ay ışığında - yazdım. ne yazdığımı söylemeye gerek yok. tarz! - önemli olan buydu. bunu fatquack'ten öğrendim ve işte size bir örneğini sunuyorum."
türk insanının kavga çıksın ister gibi konuşması
-
bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama sanki müşteri temsilcisi veya satış elemanı değilse, yani üstününastı konumda bulunmuyorsa, iletişime geçtiğimiz her tip medeni cesaretten yoksun, devamlı kompleksli bir şekilde ters yapmasıdır.
- ne yani kardeş biz godoş muyuz?
- anlamadım kardeş, yani sen dinsiz misin tövbe haşa?!
sürekli terslemeler. birader kafan basmıyor herhalde; sana kaç defa anlatacağız vs... bu ve buna benzer laflar. canımı sıkmasınlar bilmemne. trafikte de böyle mesela. yol boyu herkes yayalara ve birbirine sövüyor. gündelik yaşam sürekli restleşmeyle devam ediyor. herkes sinir küpü. herkes kompleksli. nasıl konuşuyon sen birader... yalnız erkekler de böyle değil. sürekli aşağılamalar; kalk oradan sen; çekil kenara; ben yapacağımı bilirim...
her şey diken üstünde anlayacağınız.
istiklal marşı ırkçı bir dayatmadır
-
bak ben buna gülerim işte.
niye?
çünkü kürdistan özerk yönetiminin marşı gelir aklıma ve ne kadar da evrensel ve ırkçılığa uzak olduğunu görürüm.
--- spoiler ---
hey düşman, kürt ulusu dili ile yaşamakta
hiçbir zaman düşmanlar tarafından yenilemez
hadi kimse kürtler ölü demesin
kürtler hayatta
kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmeyecek
biz, gençlik yenilenmenin kırmızı rengidir
bu yolda başlattığımız kanımızı izle
hadi kimse kürtler ölü demesin
kürtler hayatta
kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmeyecek
bizler medler ve keyhüsrev'in çocuklarıyız
inancımız ve dinimiz memleketimizdir.
inancımız ve dinimiz kürt ve kürdistan'dır
hadi kimse kürtler ölü demesin
kürtler hayatta
kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmez.
--- spoiler ---
https://tr.wikisource.org/…erk_bölgesi_ulusal_marşı
buna da tepki koysana selo.
don't look up
-
güzel film, hayatınızı değiştirecek film olmayabilir ama zaman kaybı demek de zalımlık olur. o kadar da şaabmayın gençler.
--- spoiler ---
başkanın özel kalem müdürünün bizzat başkanın oğlu olması, nasa'nın başında anestezi uzmanının olması aslında çok paralel evren sayılmaz, birkaç bin km ötede olabilecek şeyler bunlar. abartı olsun diye yapmışlar ama abartı olmamış bizim için.
"kuyruklu yıldız aslında hiç yok" diyenler sanırım covid diye bir hastalık yok diyenlere ithafen eklenmiş.
look-up'ı don't look-up olarak değiştirerek bunun üzerinden hamaset yapan siyasiler var...
"size yukarı bak diyolar çünkü onlar size yukardan bakıyolar" falan gibi akp siyaseti var. gerçekten amerika da böyle mi lan?
bizim kadar varoş ve kalitesiz mi siyaset?
--- spoiler ---
anlatacak çok şey varken susmak
-
ruhun takatsizliğindendir. ya da anlatmaya nasıl başlanacağı konusunda bocalarken, zaman kaybetme sonucu ortaya çıkan eylemdir.
anlatsan da hiçbir şeyin değişmeyeceği ihtimali ile her şeyin kötüleşebileceği olasılığı arasında kalırsın bazen, sonra susarsın.
anlatmamak, konuşmamak, içini dökmekten daha iyi bir fikirmiş gibi gelir. sonra bir bakarsın sustuğun her kelime içinde büyüdükçe mutsuz, huzursuz bir insan olup çıkmışsın. bir zaman sonra söyleyeceklerini unuttuysan ne ala, nitekim söyleyeceklerinin çok da kaydadeğer şeyler olmadığını gösterir bu. ama içinde tutup biriktiriyorsan, söyleyemediklerin sinirini bozmaya, canını yakmaya başlar.
sonuç olarak, söylenmek istenen her neyse, saçma sapan bir şey olmamak koşuluyla, söylenilip kurtulunması en doğrusu sanırım...
(bkz: avaz avaz susmak)