hesabın var mı? giriş yap

  • başka suser'lar da vermiş linki elden geldiğince türkçe olarak yazalım.

    2019 yılında 7.5 milyar kutu enerji içeceği satmışlardır. bu neredeyse her bir insan için 1 kutu anlamına gelmektedir. etkileyici satış sayısına rağmen sadece enerji içeceği üreten bir firmanın tüm bireysel profesyonel sporculara, futbol ve formula 1 takımlarına, manşet değeri taşıyan tüm olaylara sponsor olmayı nasıl başardığı merak konusudur.

    redbull gerçekte nasıl para kazanıyor?
    sorunun kısa cevabı "pazarlama makinesi" olmasıdır. youtube kanalı athletic interest hazırladığı video ile bu durumu açıklıyor.

    video

    firma hakkında öne çıkan birkaç istatistik:

    *1 kutu redbull'un üretim maliyeti - yaklaşık 0,09 abd dolarıdır.
    *batı ülkelerinde bir kutunun ortalama toptan satış fiyatı - 1,87 abd dolarıdır.
    *batı ülkelerinde tek bir kutunun önerilen perakende fiyatı - 3,59 abd dolarıdır.
    *2019'da satılan 7,5 milyar kutu ve şirketin 6 milyar abd doları gelir elde edilmesine yardımcı oldu ve bu gelirin üçte biri yeniden pazarlamaya yatırıldı
    *felix baumgartner’ın atlayışının gerçekleşmesi red bull’a 50 milyon abd dolarına mal olmuştur. atlayışın reklam değeri ise 6 miyar dolardır.
    küresel raporlamanın geri dönüş değeri mi? 6 milyar abd doları
    red bull new york futbol takımı 2006 yılında tahmini olarak 25 milyon dolara mal olmuştur. takımın bugünkü değeri ise forbes'a göre 290 milyon abd dolarıdır.

  • narsist kişilik bozukluğu olarak da adlandırılan, abartılı bir şekilde kendini olduğundan önemli hissetme, kendine hayranlık duyulmasını isteme ve başkalarıyla empati kuramama gibi belirtileri olan bir kişilik bozukluğudur. narsist kişiler zamanlarının çoğunu güç ve başarı elde etmeyi düşünerek ya da görünüşlerine özen göstererek geçirirler. çevrelerindeki insanlardan yararlanmaya, onları kullanmaya çalışmaları tipik özelliklerindendir. yetişkinliğin erken dönemlerinde baslar ve çeşitli durumlarda ortaya çıkar.

    narsist kişilik bozukluğunun nedeni bilinmemektedir. dramatik, aşırı duygusal ve öngörülmesi güç davranışlar ve tavırların incelendiği “cluster-b” tipi kişilik bozuklukları arasında incelenir. teşhis konunun uzmanı bir sağlık personeli tarafından rahatsızlığı olduğu düşünülen kişiyle görüşme yapılarak konulur.

    tedavi yöntemleri üzerinde yapılmış ayrıntılı çalışmalar bulunmamaktadır. rahatsızlığa sahip kişiler kendilerini hasta olarak görmedikleri için terapi uygulamalarının sonuç vermesi zordur. insanların yüzde birinin hayatlarının bir döneminde bu rahatsızlıktan etkilendikleri düşünülmektedir. gençlerde yaşlılara, erkeklerde de kadınlara göre daha yaygın olarak bu rahatsızlık görünmektedir.

    narsist kişilik ilk olarak psikanalist robert waelder tarafından 1925 yılında tanımlanmış, narsist kişilik bozukluğu tanımı ise heinz kohut tarafından 1968 yılında literatüre sokulmuştur.
    [https://en.wikipedia.org/…r_b_personality_disorders
    https://en.wikipedia.org/…stic_personality_disorder]

  • *edit: en basa bu dalga neyin dalgasi onu soyliyelim. einstein'in genel gorelilik teorisinin ozetine gore "madde" ** uzay ve zamana nasil egilip bukulecegini soyler; uzay ve zaman da cisimlere nasil hareket edecegini. yani uzay aslinda boyle gorunur ama bugune kadar boyle goremiyorduk:) iste cisimler, uzay ve zamani bukunce uzayda isik hizinda dagilan kutlecekim dalgalari* olustururlar. bu dalgalar bugune kadar gozlemlenememisti. bu dalgalar gozlemlenemeyince de, bu dalgalardan baska bi sey yaymayan uzay cisimleri de gozlemlenememisti. yani yasasin karadelikler!*edit bitti*

    ligo'nun yaptigi uygulamalı gözlemi basitçe anlatması çok zor:)

    (büyük harfle) "l" şeklinde bir kompleks düşünün. l'nin kolları 2-4 km uzunluğunda. biri diğerinden uzun, l'nin köşesinde bir beam splitter (ışın ayırıcı) var, l'nin alt tarafında yani ışın ayırıcının solunda ışın detektörü var... l'nin iki ucunda da asılı duran dev aynalar var. şöyle bir şey kendisi

    şimdi bir lazerle (ls diye gösterilen) ışın ayırıyıcıya (b diye gösterilen) ışın yolluyos, ayırıcı da iki demeti iki koldan (l'nin kollarından) dev aynalara yolluyor. deva aynalar demetleri gerisin geri ayırıcıya yolluyor. ayırıcı da aynalardan gelen ışınları lazer silahı ve ışın detektörüne (ld diye geçen) yolluyor. böyle bir görüntü hayal edin.
    ortada gravitational wave'in eğip büktüğü uzayzaman yokken, ışın atımları kollardan biri daha uzun olduğundan detektöre farklı, ancak düzenli ritmli zamanlarda geliyor. detektör de pek bi şey detect etmiyor :) (ışık dalgalarının süperimpozisyonuyla* ilgili bir dalga sebebiyle, birbirlerini nötralize ediyor isinlar)

    şimdi kollara gravitational wave atalım, böyle "vocurk vocurk" etsin... animasyonda gördüğünüz üzere sağdan giren gravitational wave, yüzeydeki partikelleri gah uzatıyor gah kısaltıyor... bu durum bizim "l"'de (ki adı interferometre-yani suya attığınız taşların birbirine girişen dalgalarını ölçen nane) iki boyutlu düzlemde şöyle bir görüntü yaratıyor. yani kollar bir uzuyor bir kısalıyor. tabii animasyondaki kadar degil. hidrojen atonu kadar ohom:) artık gelen ışın atımları düzenli ritmde değil. suya atılan taşların birbiriyle girişen (bkz: superimpositon) görüntüsü şeklinde. duzensiz girişen dalgalar da yeni bir dalga yaratıyor (biraz daha basitleştirirsem fizik ilmi çökecek:(( ışığın dalga fonksiyonundan da yararlanan detektör de gravitational wave'den sonra oluşan yeni dalganın ışığını tespit ediyor. böylece ölçüm gerçekleşyor.

    not: gerçeklik yukarıda anlattığımdan çok daha komplike, işbu entry aşırı basitleştirme adına fiziğin de müzğin de ırzına geçmiştir:)

  • 2 maçta 1 gol bile atamadığımız fenerbahçe'ye balıkesirspor'un 41 dakikada 3 gol attığı maç. hay yapacağımız şampiyonluk yarışının...

    not: tiner çekiyorum.

  • bir türkiye gerçeği.

    saat 19:00'dan sonra;

    - herkes evine kapanır,
    - sokaklarda araba park edebilecek yer bulunmaz (herkes evde çünkü)
    - toplu taşıma araçları; caddeler, sokaklar bomboş olur,
    - insanlar tv'nin karşısına geçip program izler,
    - yetişkin çocuklar odasına geçip nette takılır,
    - kimi müzik dinler,
    - kimi yalnızlıktan dem vurur,
    - kimi işini düşünür,
    - kimi sevgilisini..

    aslında herkes asosyaldir.
    sosyal olmak; pazar günü avm'ye gitmektir.

  • bundan sonra iade edilemeyecek ürünlerin yüzde 95'inin ithal olması ne tesadüf değil mi? cari açığı kapatmak için yaptıkları küçük ama mide bulandırıcı işlere bakın şunların.