hesabın var mı? giriş yap

  • 893 kişiye 1 cami olan ülkede hesaplanması saçma olan istatistiki bilgi. caminin maliyetiyle heykelinkini karşılaştırmaya hiç girmeyelim.

  • direkt çevirisi "hiç kimsenin lafı üzerine" şeklinde olan horatius vecizesidir.

    aslında horatius cümleyi tam olarak bu şekilde değil, "nullius addictus iurare in verba magistri, quo me cumque rapit tempestas, deferor hospes." şeklinde yazmıştır. bu cümlenin wheelock's latin'den hallice latince bilgim ve ingilizce çevirilerinden yola çıkarak yaptığım esnek türkçe çevirisi "hiçbir efendiye sözlerimle bağlı olmadığımdandır, fırtına beni ne yöne sürüklerse o yönün misafiri olurum" şeklindedir.

    horatius'un bu cümlesi zamanında kendisinin finansörü olan, dönemin imparatoru augustus'un yancısı maecenas için yazdığı epistulae ismindeki mektubumsu yazılarından oluşan derlemelerinde geçer.

    cümlenin içinde yatan "kimseye bağlı olmamak ve hayatın gerçekleri nereyi işaret ediyorsa oraya bakmak" fikri 17. yüzyıl ingiliz bilim insanlarına oldukça cazip gelmiş olsa gerek, aynı ingiliz bilim insanları cümlenin başlangıcındaki nullius ve devamındaki in verba kısmını 1660 yılında ingiliz bilimini ilerletmek için kurdukları the royal society isimli kurumun mottosu olarak seçmişler.

    isaac newton, robert hooke, stephen hawking gibi kişilikler görüp geçirmiş olan the royal society için seçilen mottonun fikrinin türk toplumundaki karşılığı "önce lafa bakarım laf mı diye..." şeklindedir. yani bir lafı kimin söylediği o kişi kim olursa olsun önemsizdir. önemli olan lafın akla ve mantığa ne kadar uygun olduğudur. kişi bir fikri benimsemeden önce kendi aklıyla, kendi mantığıyla, tercihen deneyerek ve gözlemleyerek o fikrin doğruluğundan emin olmalı ve tüm bu süreç boyunca o fikri söyleyen kişinin kim olduğunu tamamen gözardı etmelidir. newton'dan bu yana süren bilim kültürünün özeti budur.

    tabii bunları okuyup gaza gelecek ve the royal society'nin mottosu uğruna sevgilileriyle kavga edecek olan genç kardeşlerim için dipnot düşmekte fayda var. lafı söyleyen sevgiliniz ise ve söylenen laf mantığınıza yatmıyorsa siz yine de memleketi savunur gibi kavgaya tutuşmayın. sonra "tartışmayı kazanmak hiçbir işime yaramasa bile fikrimi savunacağım" derken kendi başınızı yakarsınız. benden söylemesi.

  • ülke, basit arapça duaları ezbere bilen ateist, deist, agnostik vs. dolu. akıllı bebeyse, ilerde anlamadığı duayı neden vurgularıyla okuması gerektiği hakkında tirat atanların içinde "türkçesi ne bunun acaba?" diye düşünecektir.
    gerisi gelir sonra.

  • suyu bedava veriyorlar ya, bir de ona hastayım. doldur doldur iç. ekmek mi bitti, hiç söylemene gerek yok, hemen doldururlar. küçük kebapçıda işin tıkınmak, büyük kebapçıda, restoranda "garsonla gözgöze geliym de bi su istiym boğazımda kaldı" derken geberir gidersin haberin olmaz.

  • iletişim daire başkanlığı çalışanı arkadaşlar tarafından hala bir kusur bulunamamış başlık. fahrettin abilerinden fırçayı yiyecekler bu gecikmeler yüzünden.

  • gecen hafta olcum yapmak icin calve'nin uretim tesisindeydik. sabahtan basladik olcume, her sey normal, ancak aksam uzeri kesif bir sarmisak kokusu yukseldi. refakatcimiz olan calisana sordum, "sarmisakli mayonez mi" uretiliyor. adam soyle yanitladi, "evet, saat beste vardiya degisimi oluyor, arkadaslar da uretimi sonraki vardiyaya birakmak icin bu saatte basliyorlar ki kendileri kokudan etkilenmesin."

    "haaaah" dedim, iste insan nedir diye sorsalar tanım olarak kullanılacak bir hadise. ınsan neydi, insan, "kötü koşullardan ben etkilenmeyeyim de benden sonrakiler napiyorsa yapsin" diyen aklievveldi. seni sevmiyorum insan, seni bulacam oglum!

  • güne milli eğitim bakanlığı tarafından alınmış yerinde ve güzel bir kararla başladık. bu garabetin kaldırılması için ilk kurşunu atan koca yürekli (bkz: sınıf annesine tepki gösteren ilkokul öğrencisi)'ne minnetarız, artık ne idüğü belirsiz, pedagojik eğitimden bihaber, hasta ruhlu kadınlar çocuklarımıza yaklaşamayacak.

    edit: haber linki

    haber özeti: valiliklere, meb temel eğitim genel müdürü zarife seçer tarafından gönderilen 'mevzuatta yer olmayan uygulamalar hakkında (sınıf annesi)' konulu yazıda, bu kişilerin sınıflarda çeşitli faaliyetlerde bulunarak velilerden aidat topladıklarına, ders araç-gereci temini yönünde faaliyette bulunduklarına, zaman zaman derslere müdahil olduklarına ve öğrencilerin görüntülerini kaydettiklerine dikkat çekildi.

  • siz ne istediğinizin farkında mısınız? yağmurdan kaçarken doluya tutulmak mı istiyorsunuz ? kiradan fazla vergi ödemek istiyorsunuz herhalde.