hesabın var mı? giriş yap

  • bir vatandaşın ülkenin vergi politikasıyla ilgili sorusu.***

    cevabına gelirsek;

    (bkz: altın yumurtlayan tavuğu kesmek)

    insanlar kendi sgk primlerini kendileri yatırırsa halkın bilinci artar, ödediği vergilerin farkında olur. milyar dolarlara saraylar, yolsuzluklar, onun bunun makam arabaları, konutlar, lojmanlar yani oraya buraya göz göre göre gereksiz harcanan paralar sorgulanmaya başlar.

    olmaz yani. hele bu iktidarda mümkünatı yok.

    ve (bkz: ben vergisini ödeyen bir vatandaşım) cümlesi amerikan filmlerinden çıkıp hayatımızda ciddi bir yer eder.

  • new york city'deki guggenheim museum'un adı tam olarak solomon r. guggenheim museum'dur.
    frank lloyd wright tarafından spiral bir form üzerine inşa edilen bu mükemmel yapıda modern sanat ürünleri sergilenmektedir. spiral bir rampanın üst kotlara ulaştırdığı süreçte geçici sergi takip edilirken rampaya bağlı salonlarda ise kalıcı sergiler bulunmaktadır. yapının omurgası olan bu spiral rampa, müze deneyimini farklı bir noktaya getirip, yaptığı zorunlu yönlendirmeyle kesintisiz bir gezinti sunuyor olsa da, yapıya en büyük eleştiri de bu eğri form üzerinden yöneltilmiştir: "duvarların eğri oluşu tabloların sergilenmesini zorlaştırıyor". iki doğrultuda var olan eğim, yapı içerisinde fotoğraf çekerken, makineniz autofocus modunda ise makinenin odaklanamamasına sebep olacak boyuttadır.
    cephede herhangi bir açıklık bulunmazken ışık yapı içerisine çelik strüktürlü cam kubbeden alınır. yapı üzerinden alınan bu ışık formun da etkisiyle ana kütlenin tamamına ulaşır.
    müzede sergilenen farklı koleksiyonlar bulunmaktadır. solomon r. guggenheim founding collection genel olarak kandinsky tablolarıyla doluyken; the hilla rebay collection hilla rebay'in kendi tabloları ile birlikte mondrian ve başka sanatçıların da eserlerini kapsamaktadır. müzedeki koleksiyonlar, müzenin internet sitesinden görülebilir.
    müzeye bağlı güzel bir mağaza ve mimarın adını taşıyan "the wright" isimli bir de restaurant bulunmaktadır.

  • az once cinli bir i$ arkada$ima yapmak suretiyle bir irki daha bu kli$enin icine bula$tirmi$ oldum pi$man degilim. cok ho$una gitti o da bana aynisini yapti. demek ki biz de ba$ta boyleydik.

  • federasyon başkanı tüpçü, teknik direktörü terim, kaptanı emre, hamisi erdoğan olan bir takım düşünüldüğünde yadırganmaması gereken kişidir.

  • pitbull besleyenler, topluma kendini kanıtlayamamış korkak tiplerdir.

    pitbull’u olan insanlarla arkadaşlık etmeyiniz.

  • eyalet (bkz: yeni guney galler) basbakani birecikliyan onderliginde “*”ler salgin surecinin yonetiminde adeta destan(!) yazmakta oldugu kent.

    alisildik uzere suc – kabahat – ozur lugatlarinde yok. haziran ortasi gibi yeni salgin dalgasi basladiginda onlemleri geciktirip goygoya, “halki ozgur birakiyoruz” propagandasina devam ettiler. salgin alip basini gidince (dogudaki zengin mahalleleri odakliydi baslarda) hafif onlemlerle poz kesmeyi surdurduler. vakalar isci – gocmen yogunluklu bati – guney bati mahallelerine sicrayinca pozlari bozuldu. kisitlamalari (o bolgeler odaginda) arttirip kolluklari devriyeye yollamaya basladilar.

    ortaya cikan fecaatin sorumlulugunu ise tabii ki ustlerine almayip, yaptiklari yanlislari gundemden kacirip dikkatleri baska yerlere cektiler. simdilerde ise “bu salgin dalgasinin onune gecilemeyecegini kabullenmeliyiz” diye algi ayarlariyla oynuyorlar. bir de, patronlar daha isgucu yitirmesin icun kisitlamalari (belli yerlerde) hafifletmek/kaldirmak adina uzmanlarin, bilim insanlarinin kimi uyarilarini kulak ardi etmeye mesai harciyorlar. isverenlerin lobiciligine uygun takvim yapiyorlar.

    akip giden bu calkantili gunlerden tarihe ise soyle izler kaliyor:

    1- dogudaki zengin mahallelerinde vatandas kumsalda guneslenip denize girerken, bati mahallelerinde halk disarda kalmasin diye basketbol potalarini sokuyorlar:
    sekil 1-a
    celiskilere isik tutan bir yayin:
    tale of two cities

    2- cifte standarda bir ornek: bati mahallelerinden parramatta'da vaka sayilari daha dusuk, asilanma orani daha yuksek olmasina karsin burasi “endise verici mahalle” (bkz: local government area of concern) kabul edilip ek kisitlara maruz kaliyor. sidney kent merkezi ise daha yuksek vaka sayilarina, daha dusuk asilanma oranina karsin “endise verici mahalle” kapsaminda degil. buralarin sakinleri daha az kisitlanip daha ozgur hareket edebiliyor.
    sekil 2-a

    3- bati mahallelerindeki lubnanli gocmen toplumundan bir uyari:
    “toplum uyelerimiz baska yerlerdeki gibi kumsalda maskesiz guneslenmiyorlardi. yetkililerin <<acikhavada olmak en iyisi>> soylemlerine uygun, piknik, gezi, kosu yapmiyorlardi. bunun yerine -acik havada- sevdiklerini topraga veriyorlardi. asilarini olmus, sosyal mesafeye uyarak yas tutuyorlardi. buna karsin gorevliler tarafindan itilip kakildilar. son hadiselerde dort kisi cenaze merasimleri sirasinda -acik havada- tutuklandi.”
    sekil 3-a

    4- bu rezaletler, cifte standard, arsizlik utanmazlik, bilhassa ucu bucagi olmayan seyahat yasaklariyla birlikte gocmen toplumlarinca tartisiliyor, degerlendiriliyor. son donemde “yeter be” deyip memleketine donme karari alan gocmenleri de isittik, gorduk.
    ilginctir, bu haberleri, “liberal” hukumetin yandaslari tuhaf bir sevincle karsiliyor. “begenmiyorlarsa s… gitsinler” naralariyla (bkz: love it or bugger off).
    simdi tabii, bunlarin kafa benim kestirebildigim kadariyla trump'cilara yakin. boyle degisik bir muhayyileleri var. orada kapilar demir perde inmis gibi kapanacak. gocmenler kovulacak (yahut belki tumden kole olacak). her turlu uretim oz kaynaklariyla avustralya'da yapilacak. disardan ne mal, ne insan gelmeyecek. ama bunu liberal, sermayeci hukumetler yapacak. bu esnada maden cevherleri, saraplar, sigir/koyun etleri, tarim urunleri, bulunmaz hind kumasi gibi kapisilacak, tam gaz yurt disina gidip cil cil para birakacak. calisan kesim ise yuksek ucretleri almayi surdurecek.
    sekil 4-a

  • umarim bu basliga bakarak karar veren yoktur. basliga yazanlarin yuzde 90'ni daha universite ogrencisi cok belli. hani maas nedir bilmeyen ellerine bin lira para gecse kac sise bira alabilecegini hesaplayan tipler. neyse belki ciddi ciddi okuyan varsa o civarda paraya fiat punto linea tarzi arabalar uygundur. hem servis hem parca hem yakit konusunda kafaniz rahat eder. audi bmw hatta golf al diyen ergen salaklara bakmayin onlarin arabaya bakis acilari gaza basinca ne kadar hizli gittigine bakmaktan ibaret.

    edit : imla yazim yanlisi vs.

  • şu vasıfsız elemanlar kadar şımartılan başka bir grup yok. işi bu olm, yapacak. fırtınada motosiklet güvensizse arabayla getirsin.