hesabın var mı? giriş yap

  • sicilya kökenli geleneksel mafya kültürünü amerikan vari bir tarzda yeniden yapılandırarak mafyayı dünya çapında bir suç örgütü haline getirmiş gelmiş geçmiş en büyük italyan-amerikan mafya babası.
    1930 da bugunki mafya yapılanmasını oluşturmuş new yorku 5 aileye bölerek komisyon adı verilen bir üst kurulla yarı merkezi bir yönetim biçimi uydurmuştur... bu yönetim biçimde her aile bölgesinde serbest davranabilecektirve ancak ortak mevzularda komisyonun ortak kararı uygulanacaktır. komisyonda her aile eşittir.
    luciano nun örgütlenme dehası yanında bir de yenilikçi karakteri vardır ki , daha önce oluşmuş olan yapıda var olan capo di tutti capi yani patronların patronu veya babaların babası diyebileceğimiz makamı lav etmiştir. bu makam bir çeşit kralın herseyi kontrol etmesi her seyin üstünde olması anlamına geliyordu.bu makamını olanca hırsıyla kullanan salvotore maranzo oldukça tepki çekiyor kendini adeta tek adam sayıyordu..işte luciano bu adamı ve makamını ortadan kaldırarak mafya örgütlenmesine bir nevi demokratik bir yapılanma getirdi... capo di tutti capi sadece manevi bir değer olarak kaldı ve zamanla mafya içinde yıllarını vermiş eski yaşlı etkili patronlar bu sıfatla anılır oldu...
    lucianonun getirdiği bir diğer yenilik de eski moda mafya usüllerini tamamen yıkmasıydı.bunlardan en önemlisi yabancı çetelerle de iş birliği yapmak ve mafyanın içine yabancıları alabilmekti...meyer lansy ve buggsy siegel bunun en önemli 2 örneğidir. luciano ve yakın arkadaşları tüm bu yenilikleri yaparken eski dönem mafya büyükleri kendilerini "young turks" olarak isimlendirdi. luciano ve ekibide amerikan kültürüne adabte olup ilk başta bıyıklarını keserek yenilikçi tavırlarını şeklende ortaya koydular...mafya içinde bugun bile bıyık bırakmak yasaktır.
    luciano amerikadan sınır dışı edildikten sonra kübadan işleri yönetmeye devam etti.uluslar arası uyuşturucu ağını ilk defa burada organize etti.kübadaki bu toplantıya frank sinatra da katılıp konuklar için konser vermiştir.
    luciano'nun çetesi bugün genevose ailesi olarak bilinir ve hala new yorkun en güçlü ailesidir ve mafya dünyası içinde lakabları rolls royce dur.

  • izmir depremi sonrası manavkuyu mahallesi 275/b sokaktaki karagül apartmanında yaşayan bir kişi depremde binası yıkıldığı için digitürk üyeliğini iptal etmek istiyor.

    cayma bedeli olarak 483 tl ve dekoderi geri veremedigi için dekoder parası isteniyor digiturk tarafından. gel de yıkılan binada sen bul kendi dekoderını digiturk bu ne aymazlık ne iş bilmezliktir.

    görsel

    rezalet gibi rezalettir pes!

    edit1: olay medyada da yer almıştır , destek için teşekkürler haber linki

  • yazılanların çoğunu okudum.
    özetle: kendi arzusu doğrultusunda yaşayan kadınlar için, karşısındaki için kendini feda eden kadınlar üzülmüş.

    bence isabet olmuş. kadının çilekeşliğini yüceltmekten kurtuluruz belki böylece.

    sarma, börek yapip, evi tertemiz olan kadınlara sesleniyorum. lütfen hayatta kendinize dair bir zevkiniz olsun. evi her gün süpürmeyin. çıkın hoşunuza giden bir yerde kahve içip iyi bir kitap okuyun.
    bir akşam da sarma dolma yapmak yerine kahvaltı ediverin. o gün evde yayılıp dinlenin mesela.

    daha önemlisi bunları erkekler sizi tercih etsin diye yapmayın. kendiniz için yapın. mutlu olmak için, hayattan keyif almak için yapın. kendinizi kurban etmeye niyetli olursanız, emin olun sizi kurban edecek biri çıkacaktır.

  • bu cümlenin türkiye'de kurulduğunu bilmesem, "ideal bir ülkede olması gereken budur." derim.

    üniversite eğitimini bir "para kazanma aracı" olarak görmek başlı başına bir hatadır. mevcut düzende akademik yetkinlik para etmez, ticari yetkinlik para eder. insanların sadece maaş için, statü için okul okuduğu bir ülkede işini hakkıyla yapacak insan sayısı oransal olarak az olacağından, sağlıklı gelişim de olmaz.

    yani ortalama bir isveçli de; "okusam 30k alacağım, okumasam 30k." diyebilir, diyor da zaten. isveç'te sabit bir asgari ücret yoktur, çünkü sendikaların pazarlık etme hakkı çok sağlam bir şekilde korunur, yasalar sendika karşıtlığını önleyecek şekilde düzenlenmiştir. nüfusu az olan kuzey avrupa ülkelerinde neden doktor açığı vardır? nordic model düzgün işlediği için. nordic model'ı uygulayan ülkelerin kendi vatandaşları, hayatlarını insan gibi yaşayabilmek için zor mesleklere yönelme gereksinimi duymazlar. orada ortalama bir insanın hayat standardı yeterince tatmin edicidir, lakin bu kesinlikle bir "şans" meselesi değildir. o insanlar, o yaşam standardını hak ederler. nasıl hak ederler? takım tutar gibi parti tutmayarak. güç sahibi olan yöneticileri yolsuzluk yaparsa, "ben olsam ben de çalardım." veya "başkası olsa başkası da çalardı." gibi argümanlarla durumu normalleştirmeyerek.

    demek neymiş? bu işler sırf "biz eğitime önem veriyoruz." diyebilmek için her yere üniversite açmakla olmuyormuş. alınan eğitim işlevsiz olunca, insanlar okumaktan soğurmuş. türkiye'de sırf okumuş olmak için okuyanların çoğu işsiz. bu noktada tc vatandaşları olarak kendimize yöneltmemiz icap eden sorular çok basit:

    - güçlüye ne kadar tapıyorum?
    - protesto etmek mi daha kolay, torpil bulmak mı?
    - bireysel problemlerim için önerdiğim toplumsal çözümler ne kadar adil, ne kadar uzun vadeli?

    kısacası; "kasmaya gerek yok okusam 3 bin tl maaş alacağım" demek var, "kasmaya gerek yok okusam 30k maaş alacağım" demek var. aradaki farkı irdelemek size kalmış.

  • yarın öbür gün sarı taksiye binip başına bir iş gelen kadına, 'onun da ne işi varmış orada', 'kesin kendi istemiştir' diyecek bir toplum içerisinde bunun uygulamaya geçmesi işgüzarlıktır, ve özgürlük değildir. bu taksiye binmeyen kadınları ateşe atıyorlar resmen.