ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ad hominem
-
bir tezi savunurken, tezin konu aldigi veya karsi tezi savunan kisilere tezle alakasi olmayan acilardan saldirmak
zenginlik belirten ufak detaylar
-
palmiye. nerede birden fazla palmiye görsem heh burası zengin muhiti derim.
robin van persie
-
kendisi, sözleşmeli ilkokul mezunu uzman çavuşun eline düşmüş kısa dönem doçenttir.
sertab erener
-
"tercihen çocuk yapmasa da her kadın içgüdüsel olarak çocuk ister. ilerleyen yaşlarda bu his daha da baskın hale gelir. bence yaşı itibariyle bunun pişmanlığını yaşıyor. gerginliğinin sebebi de o."
gerginliğinin sebebi çocuk yapmamış olması ve geç kalması filan değil. kadın orada istiyor ki projeyle ilgili soru sorulsun fakat 56 yaşında kadına "sizden de bebek gelecek mi?" diye densizce bir soru soruluyor. kadın soruyu "o konuya girmeyelim" diye savuşturunca muhabirler "çocuklardan bahsetmeyeceksek o zaman seninle konuşacak bir şeyimiz de yok" der gibi can bonomo ve eşine dönerek bu sefer onlarla çocuk geyiği yapmaya başlıyor ve laklakın bir türlü sonu gelmeyince de erener haklı olarak sinirleniyor.
kadın tam benim vereceğim türden bir tepki vermiş. bazen benim de eş dost ortamımda çocuk muhabbeti açılıyor ve "ay gece uyutmuyor, aman derdi bitmiyor" diye yarım saat aynı terane devam ediyor. ben hâlâ çocuk yapabilecek yaştayım ama yapmıyorum. şimdi benim de gerginliğim çocuk yapmamış olmamdan ötürü mü? değil kardeşim. istemiyoruz sizin sevimsiz çocuklarınızın bıkkınlık veren hikayelerini dinlemeyi. ilgimizi çekmiyor. bazı insanlardaki herkes çocuk sahibi olmak istiyormuş da yapamıyormuş algısından gına geldi artık cidden.
karısıyla bastığı adam tarafından bıçaklanan adam
-
suriyenin iç meselesidir bizi ilgilendirmez
internette tanışılan kişiyle ilk telefon konuşması
-
şu muhabbet mutlaka geçer.
- sesin hiç düşündüğüm gibi değilmiş.
+ (ayıp olmasın diye) seninki de valla.
sesimi neye göre düşündün acaba? times new roman, comic sans?
kitabını okurken çay yudumlayıp kedi seven erkek
-
üç ele sahip olan erkektir.
doğa rutkay'dan naci görür'e tepki
-
oyuncu doğa rutkay kamal beklenen istanbul depremiyle ilgili "500 bin insan ölümle burun buruna" diyen deprem uzmanı prof. dr. naci görür'e tepki gösterdi: "artık yeter. istanbul korkusundan yasımızı yaşayamadık. korkudan uyuyamıyoruz, anneyiz nefes alamıyoruz."
ablacim 20 senedir konusuyor bu adam. dinlemiyorsunuz. icimizde olmasi gereken o korku olmadigi icin bu haldeyiz. hazmet, sindir, iliklerine kadar hisset ki, hissedelim ki bir seyler degissin; degil mi?
tanim: kuma kafa gomme sanati.
kaynak: https://www.sozcu.com.tr/…m_campaign=sag_textmanset
şeyma subaşı'nın sevgilisinin milyarder olmaması
-
zaten bir insanın adı neden mısırlı milyarder olsun,
çalışılmış konu verdim şukuyu
(bkz: demirören'in borcunun bizi alakadar etmesi)
edit, bkz mısırlı milyarderin milyarder olmaması şeyma'nın sorunu fakat tüpçü borcunu ödemezse hepimizin sorunu
hititlerin çorumlulaşarak yok olması
-
koca medeniyetin cepte kalmis bir avuc leblebiye tav olmalari da insani kahreden baska bir ayrintidir.*
sudoku
-
bir bulmaca türü olan sudoku(bir diğer ismi: suji wa dokushin ni kagiru), emekli bir mimar ve serbest bulmaca yapımcısı olan amerikalı howard garns tarafından tasarlandı ve ilk olarak 1979'da 'number place' adı altında yayınlandı. bulmaca, 1984 yılında nikoli şirketinden maki kaji tarafından japonya'ya tanıtıldı ve burada sudoku olarak adlandırıldı. 1986'dan itibaren sudoku japonya'da popülerlik kazandı. 1997'de yeni zelandalı bir emekli olan wayne gould, bir sudoku gördü ve ardından 6 yıl boyunca sudoku hazırlamak için bir bilgisayar programı üzerinde çalıştı. tüm işi, 12 kasım 2004'te yeni bir hevesin doğduğu bulmacaları yayınlamaya başlayan the times'a sattı.
geçenlerde bir sudoku kitabı aldım. sürekli onu çözüyorum. film/dizi bile izlemek istemiyorum. hem uygulamada çözmekten bin kat daha zevkli böylesi. sevenlere tavsiyemdir.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
beyazid meydanındaki ıvır zıvırcıların orada bir saat tamircisinde şahit olmuştum :
müşteri: -abi bu olmamış ki?
tamirci : -nasıl olmamış o' lum şahane çalışıyor saat.
müşteri: -e akrep yok?
tamirci : -akrep ne lan?
m: - abi yelkovan var akrep yok, dakika belli de saati nasıl anlıycaz?
t: - e sen güneş tepedeyken saat acaba altı mı yoksa dokuz mu diye merak edecek kadar salaksan ben ne yapayım?" kaç geçiyo"lar önemli o' lum, saat 2 mi 4 mü bi şekilde anlıyor zaten insan.
dünyanın en disiplinli ordusu
-
20 yaşındaki bali bağımlısı gençlerin nöbet kulelerinde mangal yaptığı bir ordu değildir.