ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ağustos 2021 ishal ve kusma salgını
-
ishal için doktora giderseniz salgın var der. bu benim bildiğim kadarıyla 30 yıldır böyle. hep ishal salgını var ama sıça sıça bitiremedik şunu bir türlü.
üniversitedeki bölümlerin tek cümlelik özeti
-
ilahiyat: allah cc notlar ff
günlük hayatta rambo gibi hissettiren anlar
-
(bkz: otobüsün üst kapağını açmak)
halkın tbmm'yi işgal etmesi için olması gerekenler
-
tbmm'de bedava bulgurunan tarhaha dağıtılması.
(bkz: bulgurunan tarhana)
slim fit gömlek
-
göbekli genç berberlerin ve street fashion (çakmacı) dükkan sahiplerinin vazgeçilmezi.
yaran fıkralar
-
türkmen evine bir şıh misafir geldi. içeri buyur edip köylülerle birlikte odaya aldılar. köylüler "ne keramet edecek!" diye ağzının içine bakarken, şıh arada bir irkilir gibi yapıp “hoşt” diyordu.
köylüler bunun bir keramet olduğunu anladılar ama ne kerameti olduğunu anlayamadılar! merakla sordular: “ya şıh hazretleri, nedir o arada hoşt dediğin ?..”
şıh: “bir köpek kabe'nin duvarına işeyecek gibi niyetleniyor. onu görüyorum tabii ki, hoşt diye kovalıyorum…”
köylülerin itikadı bir iken bin oldu…
olanları kapının eşiğinden dinleyen evin hanım ağası sofrayı hazırladı. herkesin önüne üzerinde et olan pilav geldi…
şıhın tabağında ise sadece pilav vardı…
şıh bir süre etsiz tabağa baktıktan sonra, kapıda beliren hanım ağaya “benim tabağımda et niye yok, bunun bir sebebi var mıdır ey hatun?” diye sordu…
hanım ağa yaklaştı, tabağı ters çevirdi, onun etlerini pilavın altına koymuştu. pilavın altında etlerin gözükmesiyle elindeki kepçeyi şıhın kafasına indirdi:
“ulan tabağındaki eti görmedin de, kabe'deki iti mi gördün deyyus!"
not: fakir baykurt'un on binlerce kağnı hikaye kitabından alıntıdır
8 ocak 2002 istiklal caddesi fotoğrafı
-
tam istanbul'da universite ogrenciligimi gecirdigim yillar.. alt kemanci, hayal kahvesi... taksicilere abi hisarustune gunduz acar misin diye yalvarirdik... of of.. ne guzel yillardi...
türkiye'nin en iyi enstrümanistleri
-
bağlama: arif sağ
https://www.youtube.com/watch?v=ciaw0zbcvme
elektro bağlama: orhan gencebay
https://www.youtube.com/watch?v=k07cd_1c6d0
perdesiz gitar: erkan oğur
https://www.youtube.com/watch?v=wbhmjnyx1j0
bas gitar: ahmet güvenç
https://www.youtube.com/watch?v=pbpkcq9rqgo
yaylı tambur, cura: cahit berkay
https://www.youtube.com/watch?v=v2hetc99uea
https://www.youtube.com/watch?v=jjmmuiag8y8
bateri: hüseyin sultanoğlu
https://www.youtube.com/watch?v=le-k4llflqs
ıklığ: seyhan karabay
https://www.youtube.com/watch?v=mw-dzfkww5g
klavye: uğur dikmen
https://www.youtube.com/watch?v=wudhsfeajc4
ney: ömer faruk tekbilek
https://www.youtube.com/watch?v=ow4bmqupme8
mey, zurna: binali selman
https://www.youtube.com/watch?v=mu7hparx_s4
elektro gitar: erkin koray
https://www.youtube.com/watch?v=cz8mv-xncjw
kanun: göksel baktagir
https://www.youtube.com/watch?v=dkcprsrvfrs
batı nefesliler: oktay aldoğan
https://www.youtube.com/watch?v=9hlla2ls4im
youtube player: hasan cihat örter
https://www.youtube.com/watch?v=fkjtfthzeks
sonradan akla gelenler:
akordeon: ciguli
https://www.youtube.com/watch?v=aakzuuci64a
perküsyon: okay temiz
https://www.youtube.com/watch?v=-qexndial60
klarinet: önder bali
https://www.youtube.com/watch?v=l521nmtukuq
gitar: doğan canku
https://www.youtube.com/watch?v=x12q0s-32kw
not: düşündüm de evet, coşkun sabah abartı oldu. sildim.
2 artı 2 artı 2'nin 6 3 artı 3'ün de 6 olması
-
şimdilik sakin ol. çünkü bölme işlemi diye bir şey var, görünce çıldıracaksın.
uçakta gürültücü çocuk yüzünden çıkan tartışma
-
çocuğun çıkan kavgadan hoşnut bir şekilde ayağını vurmaya devam etmesi ilginç gerçekten. çocuğu oyalayacak başka bir şey yok mu ablam? yeni nesil anneler topluma illallah ettiriyor valla
dedelerimiz soyadlarını neye göre seçti sorunsalı
-
atatürk'ün emriyle, türk dil kurumu özellikle öz türkçe adları derleyip bunları kitapçıklar halinde muhtarlıklara ulaşacak biçimde tüm yurda dağıttı.
sülale adı olanlar ya da kendi seçenler vs uygun olan isteklerini yazdırdı. isteyen de bu listelerde beğendiğini seçip soyadı olarak aldı.
bu yüzden çoğumuzun adı arapça-farsça iken soyadlarımız çok büyük oranda türkçedir.
yaşa atatürk!
not: sözünü ettiğim kaynak kitap bu. öyküsü de tanıtım bülteninde kısaca açıklanmış. buraya da ekleyeyim.
--- spoiler ---
eserin kitap olarak ikinci basımı ise 1935 yılında, ulus-devlet inşası sürecinin en önemli merhalelerinden biri olan soyadı kanunu’nun kabul ve yürürlük tarihiyle örtüşen bir dönemde, dâhiliye vekâleti tarafından yapılmıştır.
kitap vekâlet tarafından sadece basılmakla kalmamış, ayrıca kitaptan alınan isim listeleri dönemin dâhiliye vekili şükrü kaya’nın talimatıyla anadolu ajansı tarafından gazetelere gönderilerek neşredilmiş, nüfus müdürlüklerine dağıtılmış, 1936 yılında ise kısaltılıp türk adları başlığıyla jandarma genel komutanlığı eliyle üçüncü defa basılmış, bu yolla etkisi en uzak kasaba ve köylere kadar uzanmıştır.
böylece, bugün türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının kullandığı pek çok soyadının kaynağı olarak belge niteliğinde, batılılaşma ve vatandaşların türk kimliğiyle yeniden tanımlanma sürecinin aynı zamanda ideolojik enstrümanlarından biri olan, kültür politikasının son derece değerli bir verimi ortaya çıkmıştır.
--- spoiler ---
cemaatin mizah dergisi çıkarması
-
adını paralel kenar koyarlarsa efsane olabilir, yapılmış en iyi mizaha imza atabilir.