hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil)
    ve hatta;
    (bkz: buyrun benim)

    bu basligi acildigi gunden beri takip ediyorum. neticede o onursuzlardan(!) biri oldugum icin.
    evlendigimde yaklasik 23 yasindaydim. ve evet benim de pembe hayallerim vardi. mutlu bir yuva, saglikli cocuklar, iyi ve sevgi dolu bir es. sicak bir yuva vs vs vs. uzar gider.
    ex esimle gorucu sayilabilecek bir sekilde evlendim. eli yuzu duzgun, iyi bir isi olan, insana benzeyen biriydi.
    nisanliyken bir iki davranisi tuhaf gelmisti ama, cok genc ve cok toydum. dunyayi ve insanlari tanimiyordum.
    dahasi bir isim, bir meslegim olabilecegi, hayatimi kazanabilecegim bir bilincle yetistirilmemistim.
    derken 3. gun yuzume yedigim bir tokatla sendeledim ama ayilmadim henuz.
    baslayan seylerin devam etme gibi bir hali vardi. tokatlar tekme yumruklarla yer degistirdi zamanla.
    ugradigim seyleri sindirmeye calisiyordum cunku her seyin cok guzel olabilecegine dair umudum hic degismiyordu.
    sozlu, fiziki siddet gun gectikce agirlasti. cocuklarim dogdu. buyudu ama ben yaratilan cehennemde yaniyor ama olmuyordum.
    defalarca yazdigim entrylerimde her turlu ayrinti var zaten. kafa sisirmeyeyim.

    bosanmaya karar vereli cok olmustu ama uygulamaya gectigimde 43 yasindaydim. isim, param, evim hicbir seyim yoktu.
    evimden elimde icinde 20 lira olan bir cuzdan, esofman ve bir kot ceketle ciktim.
    20 senelik evlilikten geriye kalanlar buydu.
    eski esimin ailesinden gelen ilk haber suydu;
    -evden zirnik alamazsin.
    istemedim zaten.
    dava su bu vs derken is guc sahibi adamin 3.000 lira geliri cikti.
    tabi nafaka o gelir uzerinden bicimlendigi icin, avukati ve o komik nafaka bedelleri teklif ettiler.
    ustumde kot ceketim ve esofmanimla 20 senemin bedeli etmeyecek bir nafaka ve cuzzi miktarda bir tazminat ile kurtuldum.
    nafakam ile sadece ev kirami verebiliyorum.
    evden sadece ustumu basimi ve cok sevdigim duduklu tenceremi aldim.
    simdi asgari ucretle bir arkadasimin yaninda calisiyorum. 5 gun sonra 45 yasima giricem.
    cok sukur, buna da sukur.
    yani ne yapsaydim. ne tavsiye ederdiniz ?
    onurlu olmak icin nafakayi reddedip, nerede kalsaydim ?
    20 senelik emeklerimi yok mu saysaydim ?
    yoksa onursuzca o adamla sirf rahat, konforlu bir hayat icin yasamaya devam mi etseydim ?

    baskalarinin ne dusundugu umurumda degil cennetinden;
    sevgiler, saygilar...

  • kelimeyi parcalayinca cyberpunk la neyin kastedildigi daha iyi anlasiliyor. cyber enformatik, teknolojik ve mekanik bi dunya betimlerken, punk kirliligi dibine vurmus, uyusturucunun boku cikmis, siddet dolu, over populated bir urban life izlenimi veriyor.

    bir cok yazar türün tartışmasız babası olarak william gibsonın aynı sene içinde nebula, hugo ve philip k. dick ödülünü alan neuromancer ını gösterir. takipçileri bruce sterling, greg bear, pat cadigan, george alec effinger, micheal swanwick gibi yazarlardır.

    sosyolojik acidan incelendiginde cyberpunk eserleri aslında birer düzen eleştirisidir. 80 li yıllarda ekonomik kaygıların insani değerlerin önüne geçisine bir protestodur. bakın eğer bu yolda ilerlerseniz, haliniz bu olur denmektedir. seçilen karakterler o dünyada yaşayanlardansa biraz daha bize benzeyen, insani değerlerini kaybetmemiş, ama o dünyada marjinal kalmış insanlardır. eleştirilen noktalar özellikle uyuşturucu, teknoloji, mod, kültür ve politikadır.

    türün kökleri 80 lerin öncesine dayanır. distopik romanlar ve philip k. dick in eserleri cyberpunk yazarlarina türün temellerini atmakta öncülük etmiştir denilebilir. dick in sinemaya blade runner ismiyle aktarılan do androids dream of electric sheep eseri ve daha az bilinen dedalusman i insani değerlerden uzak bir dünyada insanın yabancılşmasını ve toplum içinde çaresizce bir yer arayaşışını konu eder.

  • yıllardır 50 farklı platformda üyelik almışımdır. youtube premium kadar hakkını veren olmadı henüz.

  • gercek maliyeti 76 milyon lira, aradaki 800 milyonu sen ben cengiz insaat aramizda kirisiriz. ooooh ooooooh. paramiz teroristlere gitmiyor, milletin evladina gidiyor!! kutuphaneyi de partili aydinlarimizin (!) kitaplariyla doldururuz, memurlari da partililerden seceriz oooooooh. bu ekonomik krizde iyi geldi, kitap bile okumayalim istiyorsunuz, hepiniz vatan haini teroristsiniz.

  • hemen 35 milyar dolara yabancılara satılmalıdır.

    debe editi: bunca yıllık suser'im, ilk defa bi entry'm bu kadar favorilendi ve debe'ye girdi. kendimi 50 sene oscar alamamış, yıllar sonra teselli için yaşam boyu başarı oscarı verilmiş yaşlı karakter oyuncusu gibi hissettim.

  • sahsimca uzun suredir uzerinde kafa patlatilmis olup bir kac adet bulunmus olan sebeplerdir. malum bunlar hic bir yerde yazmiyor, el emegi goz nuru uzun kisisel cabalar gerektiriyor. nedir bu irki bu kadar guzel yapan? her hangi bir anda, rusya'nin her hangi bir caddesindeki guzel kiz oraninin dunyanin diger yerlerine gore bu kadar cok olmasi?

    1- cografya: soguk bolgelerde gunes isigi almayan ten beyazlasir, gozler daha cok isik almasi icin renklilesir, burun isi kaybini azaltmak icin kuculur.

    2- ikinci dunya savasi: 20 milyon kayip veren sovyetler birligi'nde kayiplarin cogu dogal olarak erkekti. sonucta erkek nufusu azaldi, erkekler de cok sayidaki kadinlardan en guzellerini secip eslesti, boylece cok guzel bir nesil cikti ortaya.

    3- stalin'in irkci uygulamasi: bir sehir efsanesine gore stalin rus irkini guzellestirmek icin en guzel kadin ve erkekleri secti, eslesmeye ve cocuk yapmaya zorladi. lakin bana pek inandirici gelmiyor.

    ikinci iddiada kafami yoran bir husus var. eger ikinci dunya savasi etkili olduysa sovyetler birligi kadar kayip vermeyen iskandinav ulkelerindeki kadinlar niye o kadar guzel? sanirim cografya daha etkili bir faktor.

  • bir daha yazalım: şehit cenazelerinin düzenlemesini devlet yapar. yani normal bir cenaze töreni değildir, 'organizatörü' devletin kendisidir. k.kılıçdaroğlu bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanıdır dolayısıyla devlet adamlığı kimliği vardır. cenaze törenlerine katılıp katılmaması kendi inisifiyatindedir. kimse bu konuda telkinde bulunamaz. yani bu konuda aslında ailenin de diyecek bir şeyi yoktur.
    zorunlu edit: sabahtan beri mesaj alıyorum aileye hakaret ettiğim söyleniyor. ben kimseye hakaret etmedim etmem de. verdiğim cevaplardan birinde de dediğim gibi bu troll tayfası toplumun bir 'millet' mi yoksa 'yığın' mı olmasını arzuluyor. buna bir cevap verip ona göre yazmalarını rica ediyorum.