hesabın var mı? giriş yap

  • ister dut
    ister elma
    ister nar
    ister ayva
    ister muz
    ister hurma
    ben meyveyim....

    şeklinde söylendiğini duyduğumda koptuğum şarkının asıl olanı...

  • sözleri çok anlamlıdır:

    sfkdsjdlkjsaşfjsoıgasdajal alone again
    qdrquyrwauısghdadsaasf everyday
    zcxajkdsajksbhzx being a friend
    asfkjdfgkljsfalgj awaayyy...

    daft punk'ın en iyi parçalarından biridir.

  • istanbul’da 9.56’da metroda olup işe gecikme kaygısı yaşamak enteresan.

    kaldı ki yazarın bahsettiği arıza süresi 12 dakika.

    istanbul’da bir yerden bir yere gitmek için yolda 12 dakika kaybetmek öyle aman aman bir sorun da değil.

    evet teknik bir arıza olmuş, geçmiş olsun.
    her boka ibb’nin zammını yapıştıracağınıza brent petrol 100 doların altına inmesine rağmen akaryakıta indirim yapmayanlara yüklenin azıcık.

  • her yarışmacı elendiğinde kazandığı yarışmalar, kazanç sonrası sevinçleri falan gösterilirdi. anıl giderken düşüp ayağını kırışı ve donk diye kafasını vuruşu gösterildi.

    adam sakatlanıp yatmaktan başka bi şey yapmadı ki dklajglasşfag.

  • yaptığım araştırmalar sonucu tam listesi ve detayları aşağıdaki gibi olan oyunlardır:

    - hepsi benim: monopoly kopyası emlak ticareti oyunu. amaç belli renkteki tapuları toplayıp tekel olarak ev ve otel dikmek, kira alarak rakipleri batırmak. en son 10'lu yıllarda üretilmiş. kare ve dikdörtgen olarak 2 versiyonu var. şans 3/5, strateji 2/5.

    - milyoner: iş ve hayat oyunu. amaç iş ve cemiyet hayatında yükselip risk alarak milyoner olmak. en son 10'lu yıllarda üretilmiş. şans 4/5, strateji 1/5.

    - gırgır: mad kopyası mizah ve para oyunu. amaç çeşitli şaklabanlıklar yapıp eldeki parayı bitirmek. en son 10'lu yıllarda üretilmiş. şans 5/5, strateji 0/5.

    - holding: ticaret oyunu. amaç hammadde tekeli oluşturup rakipleri iflas ettirmek. en son 10'lu yıllarda üretilmiş. şans 3/5, strateji 2/5.

    - gizli hedef: risk kopyası savaş oyunu. amaç dünya hakimiyeti sağlamak ya da gizli görevi tamamlamak. son 2000'li yıllarda üretilmiş. şans 2/5, strateji 3/5.

    - gökdelen: emlak ticareti oyunu. en son 90'lı yıllarda üretilmiş. şans 3/5, strateji 2/5.

    - titanik batıyor: the sinking of the titanic kopyası macera oyunu. amaç batmadan önce gemiden insanları ve kaynakları toplayıp bir adaya varmak. en son 90'larda üretilmiş. şans 3/5, strateji 2/5.

    - bermuda şeytan üçgeni: bermuda triangle kopyası ticaret oyunu. amaç bermuda şeytanına yakalanmadan gemileri ilerletip ticaret yapmak. en son 90'larda üretilmiş. şans 3/5, strateji 2/5.

    - uzay 1999: space 1999 kopyası yarış oyunu. en son 90'larda üretilmiş. şans 3/5, strateji 2/5.

    - ipucu: cluedo kopyası. amaç cinayeti çözmek. en son 90'larda üretilmiş. şans 2/5, strateji 3/5

    - goool: futbol oyunu. amaç stratejik hamlelerle gol atıp maçı kazanmak. en son 90'larda üretilmiş. şans 1/5, strateji 4/5.

    - şampiyon: formula 1 kopyası yarış oyunu. amaç stratejik hamlelerle yarışı kazanmak. en son 90'larda üretilmiş. şans 1/5, strateji 4/5

    bunların dışında solo test, tombala ve amiral battı da üretmişler.

    yuma aile oyunları'ndan bahsederken ezeli rakibi şan zeka oyunları'ndan da bahsetmemek olmaz. adı geçen milyarder, banker kaçtı gibi oyunlar mesela yuma'ya değil şan'a ait.

  • yüksek lisansın size verdiği unvan "uzman". yani kabaca sizden tez savunduğunuz alanın uzmanı olmanız beklenir.

    doktorada ise sizden o bilim dalına bir katkı yapmanız beklenmektedir.

    ikisini de tek cümleyle anlattım ama arada dağlar kadar fark var.

    yüksek lisans size bir diploma kazandırır.

    doktor unvanı ise sizi bir camiaya sokar.
    mesleğiniz çöpçülük bile olsa herhangi bir bilim dalında doktor unvanı aldığınız zaman bu aslında hayat değiştiren bir şeydir. herkese mr. denirken size dr. denir yani... bir gruba aitsiniz artık bir anlamda.

    ülkemizde her şey sulandığı gibi doktora da sulanmıştır. kanaatimce her üniversitede lisans ya da yüksek lisans olabilir -bir ölçüde- ama doktora olmaz. yrrak kürek fihristleri, şifalı otları falan alt alta dizerek doktor olan şerefsizler var. bunları doktor yapan haysiyetsiz jüriler var. bu anabilim dallarını kilitleyip üstüne erimiş bakır dökmek gerekiyor. başka türlüsü mümkün değil.

    yok bütünleşik doktora, yok tezsizden doktora falan derken zaten sağlam sktiler bir ara. hepsini tuvalete atıp sifonu çekmek gerekiyor. cemil meriç iğrenç bir çağdan şanlı maziye duyulan özlem gericilik olmaz diyor ya hani. doktora eğitiminde geçmişe dönmemiz gerekiyor. buyurun biraz da gerici olalım.

    akademisyen olmayan öğrencilerin doktora derslerini ve tezlerini de "hanimiş yavyum... yajdın mı bakiim tejini?" diye koçaklayan danışman ve jürilere de lanet olsun. o herifler mezun olunca her kadroya dosya gönderip üstüne bir de torpille, bilmem neyle atanıyor. hayatında bir gün asistanlık yapmamış dümbük gelip dr. öğr. üyesi oluyor. tabi bölümü skmek kalıyor geriye bir tek. onu da kariyerinin kalanında hallediyor sağ olsun. akademiye giriş sadece ve sadece asistanlıktan olmalıdır. öğretim görevlileri de dahil kimseyi en az 2 yıl asistanlık yapmadan öğretim üyesi yapmamak gerekiyor. doçent de olsa ya dışarıdan ders versin ya da gelsin 2 yıl fiilen asistanlık yapsın. kimseyi elmakaya belediyesine şef bile yapmıyorsun dışarıdan küt diye. öğretim üyesi oluyor adam. daha öğretim üyesi ile öğretim görevlisinin farkını bilmiyor ama fyk üyesi. her neyse...

    ama yine de hala doktor unvanının bir anlamı var... rahatlıkla söyleyebilirim bunu.
    özellikle iyi bir üniversiteden aldıysanız...

    yüksek lisans meraklısına, ilgilisine iyidir. vaktiniz, enerjiniz, işiniz gücünüz varsa yapın. çevre edinirsiniz. okumayı, araştırmayı, öğrenmeyi seviyorsanız yüksek lisans çok keyiflidir.

  • az önce robben'i arayıp, beyler finalde inter'e çakıyorsunuz gözünüzü seveyim demiş. moratti ve mourinho büyük panikte!!!