hesabın var mı? giriş yap

  • gücünün yettiği takımlara çirkeflik yaparak maç alan brezilya'nın karşısına dikilip kafasına vurmuş über takım.

    şu an gözümde hırvatistan ve kolombiya'yı yanına almış, "sen bu çocuklara artislik yapmışsın??" diyerek brezilya'dan hesap soran delikanlı bir mahalle abisi konumundalar.

  • babadan inşaat sektöründe olan adam, kendi kazandığı parayla istediği saati alır. mühim olan rüşvetle almasın, halkın vergisini hakkını yemesin.

    edit: özel mesajla küfreden bunu kenan sofuoğlu’nun lamborghinisiyle kıyaslayanlar oldu. vekilin lamborghininin vergisini ödemediğini hatırlatalım.

    düzeltme: vekilin derken, kenan sofuoğlu’nun şahsını kast ettim ancak sanki milletvekillerinin vergi ödemediği gibi bir anlam çıkmış. yurt dışından aldığı aracı yabancı olan eşinin üstüne kaydettirip vergiden kaçınmıştır.

  • öğle yemeği tabi verilir temizlik tam günse ama sabah kahvaltısı yapmadan da gelinmez. biz işyerine gidince kahvaltı veren var mı? bi zahmet evde yesinler ya da yanlarında getirsinler.

    tam 1 saat kahvaltı faslı sürüyor yardımcıların. kahvaltı yaptınız mı diye nezaketen soruyorum, bir kere de evet yaptım diyen olmadı. e aç mı çalışsın mecbur hazırlıyosun misafire hazırlar gibi, sonra hayat hikayesi anlatma kısmı başlıyo. bir tane de dertsiz eşiyle sorunu olmayan görmedim. benim derdim bana yeter bide bir saat dert dinliyorum. sonra bir saat kahvaltı yapma, yarım saat kahve içme derken, saatim doldu şunlar yetişmedi diye kaçıyorlar.

    almıyorum artık yardımcı filan kafam rahat.

    edit: mesele asla bir kap yemek meselesi değil. herkes verir paylaşır ne varsa ama yarım saatte bir 10dk kahve sigara telefon molası, bir saat kahvaltı molası, bir saat öğle yemeği molası. bi de arkadaş oturmasına gelmiş gibi yayıla yayıla yavaş yavaş yeme olayı var. yahu işimiz var işte ye de kalkalım hayat hikayeni neden dinliyorum? e kaç saat duruyosun ki zaten? ben bu kadına habire yemek hazırlayıp bulaşıkla mı uğraşayım, yoksa temizliğin ucundan köşesinden yardım mı edeyim? -o çalışırken oturamıyorum- sonra o gittikten sonra bir bakıyosun her şey yarım yamalak yapılmış ve resmen kaçmış evden. bu noktada da kendini enayi gibi hissediyosun bide misafir gibi ağırlama salaklığı yapıp kalan işleri gene kendin yapıyosun. ee aç doyurmak mıydı amaç sadece? aman neyse işini hakkıyla yapan bana denk gelmedi size başarılar..

  • yapılması zaman alan bir uygulamadır.

    manikür pedikür sonrası tırnak yüzeyi yağdan ve kirden arındırılmak için özel bir solüsyon ile silinir. sonra iki ayrı yapıştırıcı oje sürülür. ardından iki kat shellac vb marka kalıcı oje sürülür ve kalıcılığı sağlamak için sabitleyici sürülür. her işlemden sonra 2 dakika ultraviyole ışığa maruz bırakılır. ellerde 2 hafta, ayaklarda 4 hafta rahatlıkla kullanabilirsiniz. çıkartma işlemi için aseton ve etil alkol karışımı bir solüsyon pamuğa dökülüp, tırnaklarınız alüminyum folyo ile sarılıp bekletilir. hafiften bir yanma hissedersiniz ama dayanılmaz değildir. sonrasında tırnak yüzeyinden kabarmış olan boya hafif tırnak darbeleri ile sökülür. eğer sökülmeyen oje kaldıysa tekrardan aynı solüsyon ile sarılması gerekir yoksa tırnağınıza zarar verir. çoğu kişinin dediği ve yazdığı tırnaklarımı söktüler lafı bundan kaynaklanıyor. ikinci defa oje çıkartıcısını beklemek istemeyen manikürcü zorlayarak sökmeye çalışıyor ve tırnak zarar görüyor. zarar vermeden çıkartanlarda da biraz üst katman kalkıyor ama kesinlikle çok önemli bir hasar değil bu.

    deneyimlerime gelince; benim ellerimde 6 tırnağım, ayaklarımda 8 tırnağım kırılmış veya yarılmıştı. hani şu katman katman ayrılır ya tırnak aynen öyle. kalıcı oje yaptırdım ve kalkan yerler hem yapıştı hem de ayrılması durdu. zaten ojen sürdüğümüzde nasıl tırnak kalınlaşıyor, öyle bir kalınlaşma oldu ve ne takılma problemi ne de kırılma problemi kaldı. 2 hafta eller süperdi. 3. hafta manikürüm çok gelmese de tırnak uzadığı için diplerde boyasız tırnak görünmeye başladı. 3. haftayı üstüne oje sürerek idare ettim. ama bu sefer de tırnaklar çok uzadı, rahat edemedim. ayaklar hep süperdi. aynı parlaklık ve hoşlukta. en korktuğum ise ojeyi çıkartma aşamasıydı. ne olacaktı??? ablamın ve burdaki yazarların dediği gibi tırnağımı söküp atacaklar mıydı???? hayır tabii ki. her aşamasını dikkatlice izledim. çıkartıcı solüsyonun az geldiği parmaklardaki ojelerin çıkartılması zaman aldı. 2-3 defa beklemek gerekti. jel kalıcı oje daha kalıcı ve çıkartılması için öncesinde ojenin törpülenmesi gerekiyor. ondan sonra da shellactan daha uzun sürede çıkıyor. alta sürülmüş olan parlak kısım için çok zararlı olmayan tırnak yüzey törpüsü kullanılıyor. benim kırık tırnaklarım tamamen uzadı ve temizlendi ve sağlıklı ve sert haline geri döndüler. yeni kırık oluşmadı. kalıcı ojede benim tercihim açık renkler. çünkü üzerine başka ojeler kullanabiliyorsunuz ve tırnağınızın yağına maruz kalmadığı için normal ojeler süper uzun süre dayanabiliyor. kalıcı ojeden sonra eğer koyu renk oje kullanırsanız törpü yapılmış yerlere oje girip, oje asetonla çıkartıldığı zaman çirkin bir görüntü oluşabilir. bu nedenle kalıcı ojeden sonra açık renk oje kullanmanızı öneririm. hatta en iyisi altına koruyucu kullanmak sanırım.

    sonuçta, kesinlikle zaman alan, çok iyi kalite malzemelerle profesyonelleşmiş ellerde yapılması gereken bir uygulamadır. zincir olup her yere mağaza açmış, tek derdi para olan ve saat başı yeni müşteri al diye zorlayan müesseseler çok da güvenilir değil diye düşünüyorum.

  • yurdum garip memleketinde övülüp övülüp bitirilemeyen etçi.

    arjantin'de deniz kenarında açık büfe restorantta 30 tl'ye evet yanlış değil 30 tl'ye buradaki etlerin daha lezzzetlilerini açık büfe yani sınırsız yiyebilirsiniz.

    uçak biletini 6 ay önceden al buenos aires'e. 1 hafta kal. her gün sıçana kadar et ye.

    1 hafta hergün nusrette et yemekten 4 kat ucuza gelir.
    üstüne buenos aires gezisi ve tango gecesi.

    düşünün bunu. vize de yok hem.

    edit: http://www.eksiduyuru.com/…k-isteyenlerin-dikkatine

  • check in genellikle 1 saat önce kapanır çünkü:
    yolcu sayısı ve bagaj sayısı sabit hale getirilip, bagajların uçağın kargo bölümlerine nasıl yükleneceği hesaplanır. bu hesaplamalar, uçağın ağırlık merkezinin uygun limitlerde çıkması için gereklidir ve her uçuştan önce yapılması gereken legal işlemdir. uçak tam dolu değil ise yolcuların check in yaptıkları koltukları dahi değiştirmek durumunda kalabilirler ki ağırlık merkezini korumak adına dağılım düzgün yapılsın.

    bu hesaplamalar en son kaptan tarafından kontrol edilir ve gerekirse müdahale edilerek düzeltilir.

    bunların tamamı için zamana ihtiyaç vardır. çünkü bagajların yüklenmesi, gerekirse farklı kargo bölümüne alınması zaman alan bir işlemdir.

    geniş gövdeli yani çift koridorlu büyük uçaklarda yolcu sayısı daha fazla olduğu için ve boarding daha fazla vakit alacağı için boarding'in bir saat önceden başladığı bile olur. böyle durumlarda check in daha önceden kapatılabilir.

    dolayısıyla "uçak orada duruyor, daha kalkmadı ama beni almadılar." tamamen cahilce bir önermedir.

    sözlük yazarlarına saygılarımla...