hesabın var mı? giriş yap

  • bein sports'tan faks bekliyorum. bu yayıncıdan süper lig maçlarını izlemek 'korsan mı, değil mi?' diye. eğer faks evime ulaşır ve selcuksportshd'den maçları izlemek suç derlerse; selcuksportshd üyeliğimi sonlandırıp, bein sports'tan maçları takip edeceğim. faks önemli.

  • düşünseniz de çocuklarınızla gezintiye çıktınız yanınızdan birisi 1 tonluk makine ile 370km/h hızla geçiyor.

    devletin böyle adamların ehliyetini 5 yıl gibi süreyle alması gerekiyor.

    o yollar halk için.

    hız yapacaksan piste git. bu adamı tutuklamayan ve ehliyetini almayan devlet, devlet değildir.

  • yıl 2012 brent petrol 120 dolar motorin 4 tl
    yıl 2022 brent petrol 120 dolar motorin 30 tl

    sorumlusu, nass diyerek hem faizi, hem ithalatı, hem cari açığı, hem dış ticaret açığını, hem cds'i hem de enflasyonu aynı anda coşturup ekonomiyi batıranlardır.

  • çok faydalı bilgiler vermiş, teşekkürler ancak üslup biraz ağır ve bu bazı kişilere saldırmak için bahane yaratmış gibi gözüküyor.

    şaka maka altta bir yorumda gördüm buraya aktarıyorum: almanya'da 1 kilo kıyma 6€ türkiye'de 39,5?; almanya'da asgari ücret 1400€ ise yaklaşık 230 kilo kıyma alabiliyor, türkiye'de ise 1400 lira asgari ücret ile 35 kilo kıyma alınabiliyor.

    edit:asgari ücrete de baktım. anladığım kadarıyla yasal asgari ücret ormancı ve çiftçiler için 8.60€; kurutemizleme ve et işleme endüstrisinde çalışanlarda 8.75€ saatlik, ücret 8.84'e varabiliyormuş. bu da haftada 40 saat çalışan biri (yani saat 08:00'da işe başlayıp 17:00'da işten çıkan birisi için arada bir saat öğle arası dedim ama var mı yok mu bilmiyorum) haftada ortalama 350€ yapar yani bizdeki asgari ücreti bu adamlar bir haftada kazanıyor.

    düşünelim, bizde asgari ücretle çalışan birisi haftada kaç saat çalışıyor? 40 saatten fazla. peki kişi bu aldığı maaşla neler yapabilir, sadece survival modda takılabilir. hayatta kalır ama eğlenemez, gezemez. evinde aylarca çalışıp biriktirdiği parasıyla aldığı televizyonu izler bütün boş zamanında. ben bunları aşağılamak için değil bizim ne eksiğimiz olduğunu göstermek için yazıyorum. sizce biz hak etmiyor muyuz insan gibi yaşamayı? asgari ücretle çalışan birinin dünyayı gezmek gibi bir amacı varsa, yapamaz, bu ülkede çalışan bir asgari ücretli bırak dünyayı bir hafta antalya'da zor kalır. ama asgari ücretle çalışan bir alman yazın türkiye'ye gelir ve bu ülkede asgari ücretle çalışan birini en az 10 gün kullanır ve çekip gider.

    kaynak olarak şurayı bırakıyorum daha detaylı bakın maaşlara çalışma saatlerine: http://www.tradingeconomics.com/…many/minimum-wages

  • not: başka bir konu hakkında yazmıştım ama gündem değişince entry'i değiştirdim.

    türk lirasının güçlendiği gün. sebeplerine gelince bugün üç haber ön plana çıkıyor;

    * yeni abd başkanı biden'ın danışmanı tarafından gelen türkiye'yi ekonomik açıdan sıkıştırmaya çalışmayacağız mesajı türk varlıklarını olumlu etkiledi.

    * yeni merkez bankası başkanı ağbal son günlerde normalleşme mesajları veriyor ve güçlü bir faiz artışı beklentisi var. bugün cumhurbaşkanı erdoğan'ın ağbal'ın arkasındayım mesajı sonrası faiz artışı beklentisi güçlendi. aslında aynı konuşmada piyasanın hoşlanmayacağı mesajlar da var ama piyasa ''ağbal'ın arkasındayım.'' mesajına odaklandı.

    bddk bugün yabancıların tl ''lehine'' pozisyon almasını biraz daha kolaylaştıran bir karar aldı.

    ''bddk yabancıların kısa vadede türk lirası lehine pozisyon almasını zorlaştırdığı karar gevşetildi. alınan kararla vadesi 7 güne kadar olan tl satım işlemlerinin (swap, opsiyon vs.) limiti öz kaynakların %2'sinden %5'e; vadesi 30 güne kadar olan tl satım işlemlerinin limiti %5'den %10'a; vadesi 1 yıla kadar olan tl satım işlemlerinin limiti %20'den %30'e yükseltildi. ''

    bddk'nın swap işlemlerinden söz edilince genelde yabancıların tl aleyhine pozisyon almasının engellendiği, geçen sene londra'da sık sık ilginç fiyatlamalara sebebiyet veren kararlar hatırlansa da bddk'nın türkiye'de sıcak paranın çok istenmediği anlamına gelen bir kararı da vardı, eylül ayında bu karar bir tık gevşetilmişti, bugün biraz daha gevşetildi

  • aklıma şu fıkrayı getiren durum

    carlo italya'da bi fabrikada iscidir bi gun charles de gaulle fabrikayi ziyarete gelir. carlo'yu gorunce "carlo bu sen misin inanmiyorum!" der sarilirlar. degaulle beraber guzel anilarini anlatir gider. mudur cok sasirir "vay be" falan. bir kac ay sonra nixon ziyarete gelir carlo'yu gorunce "oo carlo!" der kucaklasirlar. fabrika muduru "yok artik carlo utanmasan papayi da taniyacaksin" der. carlo "taniyorum tabi" der. mudur inanmaz. "bu hafta sonu ayinde halkin arasinda bekleyin ben balkonda papanin yanina cikicam der". mudur gider halkin arasinda bekler. carlo papanin yaninda cikar. kalabaliga bir bakar mudur bayilmis yerde yatiyor. kosarak balkondan iner yanina gider etraftaiklere sorar "beni balkonda gorunce mi bayildi?" diye. ordan biri yanit verir: "yok arkadaki iki japon "bu bizim carlo da yanindaki takkeli kim?" deyince bayildi".