ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
mackolik.com'un yaran üye yorumları
-
sistem 3-4-5 yaptım, kupon 16 lira. 3 maç geldi 17,02 aldım. helal parayı harama çevirdim amk.
evi yansa sadece kedisi öldü diye üzülecek kız
-
kedi bir candır. bir can ölünce her insan üzülür.
bu kime acayip geliyorsa önce insanlığının yerinde olup olmadığına bakmalıdır.
evlilikte osuruğu sıradanlaştırma süreci
-
annemin dediğine göre de kesinlikle sıradanlaşmaması gerekiyormuş.. hoş babam senfoni orkestrası gibi geziyor evin içinde ben kendimi bildim bileli.
batının ayasofya kararına sus pus olması
-
dünya 100 yıl öncesinin dünyası değil. batı, müslüman dünya gibi hala orta çağda yaşamıyor. hele 21. yüzyılda dinin hiçbir ağırlığı kalmamış durumda. yunanistandaki bir kaç aşırı sağ tip dışında kimse siklemez ayasofyada hangi ibadeti ettiğinizi. barbarlığı abartıp 1500 yıldır ayakta duran insanlık mirasına zarar vermeyin yeter.
rte gibi 70 yaşındaki siyasal islamcı dayıların derdi bu sadece.
türk ordusunun disiplinsiz yürüyüşü
-
hakk'ın rahmetine kavuşan tümamiral soner polat'ın cenaze yürüyüşünde, şanlı türk ordusunun komutanlarına son veda yürüyüşündeki disiplinsiz ve düzensiz görüntüleridir.
inanılmaz derecede üzüldüm. dünyaya nam salmış bir ordunun, böyle bir duruma getirilmesine sebep olan/göz yuman her kim varsa allah hesabını sorsun.
video
edit 2:
ısrarla bu ayıbı örtmek için "acemi askerler yeaa, bedelli askerler yeaaa" diyen gevşekler var.
arkadaşlar, bir "tümamiral" rütbesindeki komutanın cezane yürüyüşü bu. yürüyenler de eğitimi almış askerler. keza, askerliğin ilk başında bu yürüyüşleri öğretirler.
tümamiral'imize ve vatana yapılan bir ihanettir bu görüntü. hesap soracak olanlar da vicdanlı türk milletidir. gevşekleşmeyin.
kafa dengi biriyle evlenip birlikte vakit geçirmek
-
bizim 19.03.2017'den beri yaşadığımızdır.
hayal değil arkadaşlar yaşanabiliyor böyle bir şey.
evlenme meraklısı değildik ikimiz de. hatta köprüden önceki son çıkış yazısından biraz önce evlendik diyebilirim.
ne evlenirken pahalı takı setleri,bilezikler,kol saatleri istedik birbirimizden ne de pahalı semtlerde kredisi 8672 tl olan ev derdine düştük.
sadece sevdiğimiz için beraber bir hayat kurmak istedik kurduk.
evlendik salon takımı 2 ay sonra geldi, 1 sene sandalyemiz olmadi,uzun süre antrede avize yerine duy takılı kaldı. umursamadık.
çünkü sabahlara kadar mısır patlatıp film izledik,pubg oynadık,boş vakit buldukça kamp yapmaya gittik.
bunları hala yapıyoruz. üzerine de yeni hobiler yeni zevkler ekliyoruz.
diyeceğim şu ki gerçekten en yakın arkadaşınız olarak sevebileceğiniz biriyle evlenmelisiniz. o zaman cenneti yaşamak için başka bir dünya hayali kurmazsınız.
sevgiler dostlarım.
danilo zanna
-
acun ile çalışan çoğu kişinin aile düzeninin bozulması ve boşanmaları tesadüf olabilir mi?
tek oturuşta 12 bira içtim yalanı
-
inanılmaz bir başlık. millet ciddi ciddi hiç tanımadığı birine 12 bira içebildiğini ispatlamaya çalışıyor.
ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları
-
ibrahim tatlıses'in eline vermiştim vakti zamanında:
http://i201.photobucket.com/…stropos/photo-0123.jpg
hayat kadını olmanın çok mantıklı olması
-
ulan adam o kadar guzel yazmis ki ben ikna oldum. tek sorun erkek olmam.
ayni sartlar altinda hayat erkegi olamiyor muyuz hocam?
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
d: defne, a: anneannesi, olay saniyeler önce gerçekleşti:
a: defnecim elma yemek ister misin?
d: istemem.
a: haydi bak soyuyorum ama!
d: istemiyorum.
a: tabağa mı koyayım elinde mi yersin?
d: ye-miy-cem.
a: ama haydi son kez soruyorum istiyor musun istemiyor musun?
d: is-te-mi-yo-rum!
a: sen bilirsin. bak ama ne güzel elm..
d: istemiyoruuum!
a: yani yemeyecek misin?
d: yemiyceeeeeem!
a: ama bak elma yersen ne sağlıklı...
d: *ciyaaaaaaak*
hemen ardından koşarak yanıma geldi, yüz kıpkırmızı, kaşlar alabildiğine çatık:
- baba! elma yemek istemiyorum!
- öyleyse yeme.
böyle deyince bir an için dondu kaldı, ardından küçücük kollarıyla öyle bir sarıldı ki boynum kırılacak sandım.
ihsan oktay anar
-
“benim asıl kimliğim yazarlık değildir. yarın belki bütün elyazmaları, notları, kütüphanemi terkederek ortalama bir kemancı olmaya çalışırım. fakat kemana da bağlı kalamam. yani bir insanın kendini yazar, öğrenci, genel müdür kimliği içine sıkıştırmasını ve bununla kıvanç duymasını anlayamıyorum. dünya o kadar büyük ve seçenekleri o kadar fazla ki keman çalmak bize zevk veriyorsa niye yazar olarak kalalım, bu dünyaya eğlenmeye geldik.”
(bkz: e dergisi)