hesabın var mı? giriş yap

  • bu işlere biraz merak salınca demleme yöntemlerini bir şekilde öğreniyorsun ama çok konuşulmayan bazı noktalar kaçırılabiliyor.

    mesela, en kaliteli kahveyi en doğru yöntemle demle, kireçli bir çeşme suyuyla iyi kahve içme ihtimalin sıfır. sonuç olarak kahvenin içinde iki tane bileşen var. biri kahve biri de su yani. hatta miktar olarak kahveden daha çok baktığın zaman.* iyice abartıp suyun mg değeri şu kadar olursa daha iyi olur gibi muhabbetlere de giriliyo ama kimya laboratuvarında yaşamıyosanız biraz zor o hesaplara girmek. eli yüzü düzgün bi su alın işte.erikli iyi mesela. erikli ulaş bana.

    kaynama derecesindeki su, kahveyi yakıp birçok aromasının kaybolmasına sebep oluyor. 93°c gibi bir değer verilir bunun için de. türkçesi: kaynat azıcık bekle.

    ben öğütüyo muyum sürekli? hayır. ama (yeni öğütülmüş kahve)+(zaman)= (öyle düz, aromasının çoğunu yitirmiş kahve) diyolla.

    demlediğiniz yöntem ne olursa olsun ya bulaşık deterjanı kokusu ya kağıt kokusu ya metal tadı, bir şeyler karışacak işin içine. o yüzden demlemeden önce her şeyi sıcak suyla bi yıkamak iyi olur. kahvelerde(kıraathane olan) haşlama derler bu işe.*

    başka bir başlık konusu olabilir emin değilim ama kahvenin tadını daha boyutlu bir şekilde almak için soğuk kahveler daha uygun gibi geliyor bana.sıcak demledikten sonra buzlayıp iç bakalım bi noluyo.
    hatta filtre kahve falan yalan, kahvenin en doğru demleme yöntemi cold brew'dur diyesim var ama minik baristalar etrafımda latte art yaparak dans ederken "boş trip tanrısına" kurban ederler beni diye korkuyorum.

    son olarak. allahınız yok mu lan sizin? filtre kahve diye toz haline getirilmiş, kapkara, zıkkım gibi bir şey satıyo çoğu yer. çok kötü olmayan, iyi gibi kahvenin kilosu olmuş 300 lira. çay için bence. şekerli içerseniz tok tutar hem.

  • ahaha sahtekarlik yalan dolan ve propaganda platformu desene suna sen

    misal ornek vereyim

    gazetenin tekinde 13 tane rehinenin sehit edilmesi bir fiyaskodur yaziyor dogru mu?

    el cevap: hayir yanlis 13 tane rehinenin sehit edilmesi bir basari oykusudur, bir kurulus dirilis saha kalkilistir dunya liderligidir.

  • bir arkadaşın kedisi var. eski sokak çocuğu, kocaman, siyah beyaz. adı da panda. tam bir ağır abi. istediği zaman dışarı çıkıp istediği zaman eve giriyor. arkadaşın nice ilaçlamalarla çözemediği fare problemine çare olmuş (ev eski bir muhitte eksi birinci kattaydı). bu yüzden panda'ya saygı büyük. zaten ancak saygı duyabiliyorsun, arkadaşın dediğine göre kendisini kırk yılda bir sevdiriyor.

    panda'nın ilginç bir özelliği var. eve gelen misafiri kontrol ediyor. ben eve geldiğimde panda yoktu. bir saat sonra falan pencereden bir tıkırtı duyduk, arkadaş pencereyi açtı. panda içeri atladı. sağa sola bakındıktan sonra beni fark etti. yavaş yavaş bana doğru geldi. önce ayaklarımı kokladı, sonra bir anda kucağıma atladı. o ara arkadaşım "sev biraz, seni kontrol ediyor." dedi. 10 dakika falan kucağımda durdu, sevdim. en sonunda kucağımda arka ayaklarının üstünde kalktı, ön patilerini omuzlarıma koydu, başını da çeneme sürttü. arkadaş "tamam, misafir olarak onay aldın." dedi. bunu sadece sevdiği kişilere yaparmış. sonra kucağımdan indi, suyundan içti, biraz daha takılıp pencereden çıktı gitti. bir daha da gelmedi.

    sevmeyen, korkan falan olursa sık sık kontrol etmeye geliyormuş ya da hiç gitmiyormuş. kedi "tamam, sen iyi bir çocuksun. ben şimdi gidiyorum, siz kardeş kardeş oynayın." dedi bana. vay anasını.

  • - pardon hanfendi memalik sokak neresi aca..
    - hı?
    - pardon beyfendi.. saçlarınız.. yani.. nebileyim
    - ne beyfendisi? neler saçmalıyorsunuz?
    - hass.. pardon hanfendi.. yani, gögüsleriniz.. yok gib..
    - ne diyorsun hayvann!
    - memalik