hesabın var mı? giriş yap

  • ülkemiz için hüzünlü arkadaş için sevinçli bir an. yazık her gün yeni bir beyin göçüp gidiyor. sonra uğur şahin yerine ercüment ovalı beklersiniz.

  • yapılamayan pfdk sevklerini araştırmaya gelmişlerdir. eee senin ülkende bir maçta taraftar sahaya dalıyor taraftarla futbolcular arasında bildiğin tekne tokat kavga yaşanıyor üzerinden bir hafta geçiyor ama bir tane bile işlem yok. disiplin cezası yok. soruşturma yok. hiçbir şey yok. niye yapmadın pfdk sevkini diye sorarlarsa “seçim var diye ehiehi” diyebilecekler mi bakalım.

  • https://www.youtube.com/watch?v=eqf7fdeuepa

    ortalama istanbul'lunun sorunu da bu. ankara'ya gider, ankara'yi begenmez. izmir'e gider, izmir'i begenmez falan filan... tersi de dogru. temel mesele, ankara'ya gidip istanbul'u ariyor ya da istanbul'a gidip izmir'i ariyor olmaniz oysa ki. cok dogal olarak, bulamayacak ve hosnut kalmayacaksiniz.

    los angeles'da insanlar sabahin dordunde iskembe corbasi icmeye gitmezler, sabaha kadar eglence adi altinda da tepinmezler (bu cumleden los angeles'da club yok anlami cikarani kaale almiyorum). malibu'da surf yaparlar, venice beach'de drum circle'a katilirlar, sunset boulevard'da comedy club'a giderler, santa monica mountains'da trekking yaparlar, gecenin ilerleyen saatlerinde islak hamburger ya da iskembe corbasi tuketmezler gidip food truck'tan mexican yerler vesaire vesaire... zira her yerin aliskanligi, kulturu ayri.

    bir los angeles'li da istanbul'a gelip "lan burada surf yapilmiyor, ne boktan yer" dediginde agzina terligin tersi ile vurulmayi ne kadar hak ediyorsa, los angeles'a gelip de "burada sabaha karsi iskembeciye gidilmiyor, ne boktan memleket" dediginizde pek farkli konumda olmuyorsunuz.

    "abicim sen sabahin korunde iskembe iceceksen istanbul'da kalsaydin ya? kaplumbaga misin ki gittigin yere bir sehirden beklentilerini, aliskanliklarini goturuyorsun ?" deseler diyecek cok da mantikli birseyleriniz olmadigini farkettiginizde los angeles'dan da haiti'den de zanzibar'dan da tad alabilirsiniz. aksi taktirde tum dunyada bos yere istanbul'u arar durursunuz.

    kaldi ki tum dunyada bosa aradiginiz o istanbul cidden pek de oyle ahim sahim bir yer degil.

  • la şu kurla ilgili anlamadığım şeylerden biri, tırtın teki mutlaka çıkıp "yaa çük kadar paranızla dolar almışsınız zil takıp oynuyosunuz" diye mutlaka muhalefet ediyor.

    hacı, kaç paramız olması lazım lan 1.90'dan 2.65'e gelmiş kurdan kar etmek için..
    bana desene bi..

    lan adamın 10.000 doları bile olsa, 7.500 lira kar etti demektir olm..
    yani bu para bana göre oldukça büyük de, sen ayakkabı kutusundan falan pay mı aldın da küçük görüyosun?

    bi sktirin lan..
    gidin hastası olduğunuz partiye yamanmaya çalışın gemi batarken, belki acıyıp ip falan atarlar..

    ha bi de eklemeden edemeyecem..
    sen gidip, kurun böyle ski tutmasını sağlayana çatacağına, 3 kuruş parasını değer kaybeden liraya karşı güvenceye alıp keyfi kaçmayan adama sataşıyosun ya..
    bildiğin 3 maymunu oynuyosun.
    gidip çıkışsana gücün yetiyorsa "mna koydunuz paranın ekmek alamayacak halk" diye..

    yok ama, anca "para değer kaybediyo hala seviniyosunuz!1!1!1"
    adam maaşını yemiyo harcamıyo, kendini garantiye alıyo..
    sana mı kaldı?

    olmazsa olmaz edit: 6 yıl evvel cüzdanı yeni aldığımda, uğur getirsin diye döviz bürosundan aldığım 1 doları araya sıkıştırmıştım.

    nerden baksan %70 kar ettim..

  • dali, herhangi bir madde bağımlısı olmadığı halde bu gerçeküstü eserleri nasıl yaratabilmiştir?

    sıkı bir sigmund freud okuyucusu ve takipçisi olan dali, bu nedenden ötürü rüyalara ve anlamlarına, bilhassa sembollerine/ögelerine ekseri değer vermekteydi.

    dali'nin şöyle bir uygulaması bulunmaktaydı. yemeğini yedikten sonra salvador, üzerine de rehavet basması ile kucağına metal bir kase alırmış; göğsüne ise metal bir kaşık koyup, ellerini üzerinde birleştirirmiş. uyuduğu zaman elleri çözüldüğünden metal kaşık kaseye düşmek sureti ile ses çıkarır dali'yi uyandırırmış. dali, bu işlemi birkaç kez tekrar edermiş. neticesinde ise, bölük pörçük uyku durumundan elde etmiş olduğu rüyaları ve hatırladığı ögeleri, sembolleri resimlerinde işlermiş.

    işte bu yüzden dali'nin resimlerinde birbiri ile ilgisiz görünen nesneler, sürreal ya da gerçeküstü diye betimlenen farklı konuları bir arada görebilmek mümkündür. bunlar, ressamın hem uyku durumundaki bilinçaltının hem de kendi kişiliğinin, içsel dünyasının, yapısının ya da sanatsal görüsünün bir birleşimidir.

    bunun edebiyattaki örneğini düşündüğümde, öncelikli olarak aklıma samuel taylor coleridge geldi. afyon bağımlısı olmasına rağmen, şiirlerinin tamamen afyon ve etkisi ile yaratıldığını söylemek de bu şairin şairsel yeteneğini fazlası ile yadsımak olacaktır. coleridge'in, kubla khan şiirinin oluşumu dali'nin resimlerine benzemektedir. coleridge, kubla khan şiirini rüyasında gördüğünü, uyandığında aklında kalan kısımlarını kağıda aktardığını söyler. uyku ya da yarı uyku durumunda coleridge'ın bilinçaltının ortaya çıkardığı bu dizeler de tıpkı dali'nin eserleri gibi gerçeküstücülük barındırmaktadır. döneminde alışılmamış bu şiir içeriği ve biçimi elbette ki pek hoş karşılanmamıştır. evet, her ne kadar romantik dönem duyulara açıktıysa da, henüz bu kadar sürrealist açılımlara da müsait değildi belli ki lord byron onu yayınlarken şiir olarak değil, "as a psychological curiosity*" adı ile yayınlamıştır. yine de coleridge, romantik dönem şairi olmasına rağmen, bazıları tarafından gerçeküstücülüğün başlangıç noktalarından sayılmaktadır.

    dali'den nereye gitti olay.

  • ahmet ümit yeni kitabı (bkz: kayıp tanrılar ülkesi)nde türk yerine türkiye kökenli yazmış.
    aynı cümlede alman'a alman diyebilen ahmet ümit türk'e hangi saikle türkiyeli diyebilmektedir.

    kaynak:sf.142; “(…) alman olsun,türkiye kökenli olsun,arjantinli olsun kimseyi tehdit edemezsiniz (…) “

    türk halkı,alman kimliğini oluşturan germen halkı gibi tarihe damgasını vurmuş olmasına karşın;ahmet ümit bu gerçeğe karşın,türk kimliğini ispanyol ve amerika yerli halkının karışımı olan arjantinli gibi bir kavram ile eşdeğer göstermeye çalışmaktadır.

    çektiği ve rol aldığı saçma belgeselden sonra şu tanımlama ile ahmet ümit tam bir hayal kırıklığı.

    (bkz: bdp'nin 2010 referandumunu boykot etmesi)

    ahmet ümit'in 2010 referandumundaki tutumu ; odatv ;ahmet ümit'i yandaş medya nasıl kullandı?

    ne mutlu türküm diyene!

  • irak'ta 1,5 milyon insan ölür, bu katliamın en büyük ortaklarından biri de katillere üs sağlayan türkiye'dir, bu dinci sadece dergilerinde "dualarımız seninle ırak" demekle yetinir. şefi ise "abd askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmesi için dua eder. (bkz: abd askerleri için dua ediyorum)

    lübnan israil tarafından yerle bir edilir, yüzlerce sivil insan katledilir, bu dinci "israil siyonizminin müslüman düşmanlığından" bahseder maklubesini yerken geğirikler eşliğinde. şefi ise katliamın sorumlularından olan ehud olmert tarafından "ortadoğu'da örnek lider" ilan edilir.

    filistin halkı katledilir, topraklarından sürülür, "ah mescid-i aksa gölgende bir namaz kılabilsem" temalı şiirler paylaşır facebook'tan bu yobaz; şefi ise israil pilotlarının konya'da eğitilmesine daha düne kadar olur vermiş, eli kanlı katilleri meclislerinde konuşturmuştur. (bkz: şimon peres)(bkz: ariel şaron) http://dunyadanceviri.files.wordpress.com/…aron.jpg

    işte bu güzide dincimiz beni hiç şaşırtmayan riyakarlığıyla irak'ta, lübnan'da, filistin'de arap halkını satan bir lidere taparken bir yandan hesaplaşmayı ahirete saklamayı salık verir tabanına ama nedense konu suriye olunca birden oldukça dünyevi talepler dile getirmeye başlar. türk ordusu suriye'ye girsin diye kampanyalar düzenler. gerekirse sınıra dayanır. (bkz: türkiye ordusu suriye'ye girsin)(bkz: suriye için sınırlara dayanıyoruz)

    dikkat edilirse ilk işgallerde duadan, namazdan başka zıkkım bilmeyen bu yobaza göre orada ölenler de insan oldukları için değil müslüman oldukları için değerlidir.

    sevdiği mücahitçikleri "suriye'yi alevi mezarlığı haline getireceğiz" derse "anladığınız dilden açıklama" der.
    canı mücahitçiklerinin türkiye ve katar tarafından fişteklendiği ortaya çıkarsa "esad'a karşı ne yapsalardı, oturup bekleseler miydi?" der.
    abd müdahalesini evla görür, nato'nun gözünün içine bakar.

    sonra açıp facebook'unu "tabii suriye'de petrol yok ya onun için müdahale etmiyorlar" diye döşenir.