hesabın var mı? giriş yap

  • aslına bakarsanız, adam da o hareketi yapacağının farkında değil.

    ilk vurduğunda balona, normalde balonun uzaklaşması gerekirdi.

    balon dizine doğru gelince, röveşeta kaçınılmaz olmuş.

    bence balon suçlu.

    müzik ile daha bir güzel olmuş. buyrun!

    edit: imlâ

    edit 2: video bağlantısı ekleme.

  • türkiye'nin çomarları bunun ne demek olduğunu 15 sene sonra anlarlar. siz gerizekalısınız arkadaşlar. tayyip gelip geçici, dünya sultan süleyman'a kalmadı ona mı kalacak? türkiye kalıcı. yalnız kendi hayatlarınızın değil, çocuklarınızın da hayatlarının içine sıçıyorsunuz.

  • kural değişmez. küçük çalarsan hırsız olursun, büyük çalarsan beyfendi. bu da öyle.
    daha 4-5 yıl önce cemaati destekleyen başbakan, milletvekili pozisyonundaki adamlar bırak yargılanmayı şu an kahraman ilan edilirken, çapı daha küçük olan adamlar günah keçisi ilan ediliyor. ikiyüzlülük bu milletin damarlarına sızmış. yapacak bir şey yok.

  • sen hiç utanma benim güzel kardeşim!!!

    vatanımı bu hale getirenler, milletimi bilfiil aç ve açıkta bırakanlar o akan gözyaşının hesabını vermeden gidemezler bu diyardan.

    gerçekten üzüntü verici

    edit:

    1-bana mesajlar geliyor video ocak ayına ait diye. kusura bakmayın ben yeni gördüm videoyu. lakin bu tür mevzuların tekrar tekrar konuşulması ve ülke gündemine gelmesi taraftarıyım.

    2-sözde dogalgaz rezervleri, abdullah gül adaylığı veya büyük ihtiyaç ayasofya cami gibi yapay mevzulardansa bu ülkenin gerçek sorunları sürekli gundemde tutulmalı ve halk sürekli kedisini yöneteni sorgulamalı.

    3- (bkz: turkiye'nin 15 bin imama ihtiyacı var) yazık!!!!

  • bir çok açıdan yeni moda oyun akımı yaratma gücüne sahip, zekice düşünülüp basit kurgulanmış bir board game. catan, 1995'te almanya'da yılın oyunu, 1996'da abd'de yılın oyunu seçilmiştir. 10 seneyi aşkın yolculuğunda türlü dillere çevrilmiş, bir sürü expansion pack'leri, add-on'ları çıkmıştır. nedendir inceleyelim:

    1) oyunun ana kurgusu:

    oyunda önemli olan, yerleşim merkezleri kurmak, bu yerleşim merkezlerine yollar ile bağlantılar yapmak ve haritanın olabilecek en uzak yerlerine ulaşmaktır. her yerleşim merkezi ayrı bi puan ve her turn ayrı bir kart hakkı tanır diyebiliriz kabaca. oyunda şans faktörü zarlarla sağlansa da, bu bir baharat olarak konmuştur. kazananı belirleyen, daha ziyade yerleşim yerlerinin stratejik konumudur.

    2) oyunun zayıf yönleri:

    ilk oynadığımda haritanın küçüklüğü, kartların çeşitli olmayışı gibi detayların oyunu bir süre sonra sıkıcılaştıracağını farkettiysem de, ne mutlu benden önce farkedenler olmuş, hem deniz hem de kara temelli türlü türlü haritalar ve grafikleri birbirinden güzel kartlar piyasaya sürülmüştür. telafi edilmiştir yani.

    3) oyunun güçlü yönleri:

    hızlı öğrenebilmek, kolay oynayabilmek, kurallarının karmaşık olmaması, grafiklerinin ortalamanın çok üzerinde oluşu ve değişik oyun seçenekleri olarak sayabilirim. risk'teki bir süre sonra rutine binen saldırma meselesi ve monopoly'deki aldım verdim ben seni yendim yaklaşımı burada daha farklı işlenmiş, hoş da olmuş. bu oyuna dinamizm katmış.

    kısaca böyle.
    (bkz: ben kısa konuşmayı seve)

  • bugün bir matematik forumunda boş boş gezerken karşılaşıp "aa ben bunun aynısının türkçesini bir yerde görmüştüm" dememe sebep olup kendisini çözdüren sorudur.

    sorunun ingilizcesinde çocukların ismi henry falan olduğundan kulağa tanıdık gelmediği için çocukların ismini yerelleştireceğim.

    sorumuz şu şekilde:

    6 çocuk içinden 2 tanesi gitmiş bir bahçeden elma çalmış. ancak bahçe sahibi çocukların elma çalmasından pek hoşlanmadığı için hangi ikisinin çaldığını anlayabilmek için tutmuş yakaladığı beş çocuğu sorguya çekmiş. sorguya çekilmeyen 6. çocuk kaçmayı başarmış.

    çocuklar aralarında kavga etmiş olsalar gerek, hepsi birbirine iftira atmış. her çocuk 2 isim vermiş ve 5 çocuktan 4 tanesi bir ismi doğru söylerken diğer isme iftira atmış, 5. çocuk ise iki kişiye birden iftira atmış.

    çocukların ismi mahmut, hüso, cabbar, neco, pakize, ve rüştü olsun.

    şimdi çocukların ifadelerini alalım;

    pakize: " mahmut ve hüso çaldı "

    rüştü: " cabbar ve neco çaldı "

    cabbar: " mahmut ve neco çaldı "

    hüso: " mahmut ve pakize çaldı "

    mahmut: " cabbar ve rüştü çaldı "

    kaçan çocuk neco olduğu için neco'nun ifadesi alınmamış.

    bu durumda iki hırsız kimdir?

    ---

    sorunun cevabını bulabilmek için çocukların isimlerini kısaltıp her birine baş harfi ile seslenelim;

    mahmut = m
    hüso = h
    cabbar = c
    neco = n
    pakize = p
    rüştü = r

    şimdi her bir çocuğa 0 veya 1 değerlerinden birini verelim. mesela mahmut elmayı çaldıysa m=1 olsun, çalmadıysa da m=0 olsun.

    çocuklardan 2 tanesinin elmayı çaldığını biliyoruz.

    demek ki -> m+h+c+n+p+r = 2

    çocuklardan 4 tanesinin birer doğru ve bir tanesinin de sıfır doğru isim verdiğini biliyoruz. bu durumda verilen bütün isimleri toplarsak sonucun 4 çıkacağından eminiz. her çocuğun isminin kaç kere verildiğini sayıp buna göre toplama yapalım:

    3m + 2n + 2c + h + p + r = 4

    şimdi ilk başta yaptığımız m+h+c+n+p+r işlemini ikinci işlemden çıkaralım:

    (3m+2n+2c+h+p+r) - ( m+h+c+n+p+
    r) = 2m+n+c = 2

    böylelikle:

    2m + n + c = 2

    yani mahmut'u 2 kere, neco'yu 1 kere ve cabbar'ı da 1 kere sayarsak sonuç 2 çıkıyor.

    bu üç kişiden elmayı çalan 2 kişinin değeri 1, masum olan kişinin değeri 0 olacaktır.

    bu durumda eşitliğin korunabilmesi için ya m=1 ve c=n=0 olacak, ya da m=0 ve c=n=1 olacak.

    rüştü'nün dediğini hatırlayalım:

    rüştü bize cabbar ve neco çaldı demişti. bütün çocukların her birinin söylediklerinden en fazla 1 tanesinin doğru olabileceğini bildiğimize göre cabbar ve neco ikilisinin aynı anda hırsız olamayacağını biliyoruz.

    demek ki 2m+n+c=2 denkliği mahmut'un 1'e eşit olduğu bir denklik.

    yani hırsızlardan biri mahmut.

    mahmut'un hırsız olduğunu bilmemiz bizim mahmut'u söyleyen kişilerin diğer söyledikleri kişiye iftira attığını anlamamızı sağlar. yani eğer bir kişi "mahmut ve şu kişi" çaldı demişse "şu kişi" suçsuzdur çünkü mahmut'un suçlu olduğunu biliyoruz ve yalnızca biri suçlu olabilir.

    mahmut'u söyleyenlere bakalım:

    pakize " mahmut ve hüso çaldı", hüso " mahmut ve pakize çaldı", cabbar ise "mahmut ve neco çaldı" demiş.

    bu durumda hüso, pakize ve neco'nun suçsuz olduğunu anlamış oluruz.

    böylelikle şimdiye kadar suçsuz olanlar: hüso, pakize, neco ve cabbar.

    geriye mahmut ve rüştü kalıyor.

    demek ki hırsız mahmut ve rüştü.

    ---

    üç beş elma için ortalığı bu kadar karıştıran, çocukların arasına fesat sokan, bizleri de burada hesap kitapla uğraştıran bahçe sahibine de selamlar!

    sorunun tartışıldığı forum: mathstackexchange

  • haftada bir arızalanıyor, gün aşırı sefer sırasında yavaşlıyor, bazen iki durak atasında dur kalk gidiyor. arada elektrik kesildiği için denizin altında yolcularını indiriyor, denizin altındaki tüneli size yürüyerek geçirtiyor. zaten normalde bile 10 dk'da bir çalışıyor. bütün bunlar olurken, kalabalıkta, omuz omuza trenleri beklerken mesela biraz şikayet edin, hemen bir tane gürbüz sesli savunucu peydah oluyor:

    - beğenmeyen binmesin kardeşim.

    lan geri zekalı iyi de mümkün mü bu ?

    marmaray seferleri başladığında ido sabah 8'deki bostancı-yenikapı deniz otobüsü seferini kaldırdı. istanbul'un iki yakasının en önemli ulaşım merkezlerinden ikisi arasında sabah trafiğinin en yoğun olduğu saatler olan 7.30-9.30 arası çalışan bir tane bile gemi yok.

    ben bostancı iskelesine kadar sakin sakin 10 dakika yürüyüp gemiye biniyordum, yolculuk sırasında (uyuyup / kahvemi içip / kitap okuyup) 30 dakika sonra yenikapı'da inip yine sadece yürüyerek işime gidiyordum. şimdi önce 20 dakika yürüyüp (ya da yağmurda çamurda arabayla) e-5 üzerindeki metroya gidiyorum, oradan ayrılıkçeşmesi'nde aktarma yapıp marmaray ile yenikapı'ya geçiyorum. deniz otobüsü ile oturarak yaptığım ve yürüme dahil 45 dakika süren yol, hem koşturmaca, hem aktarma hem de ayakta sıkış tıkış metro-marmaray ile 1 saatten fazla alıyor.

    benim alternatifim yok ki. anadolu yakasında minibüs yolu ve civarındaki birçok kişinin karşıya geçmek için metro-marmaray'dan başka alternatifi mi var? bostancı-yenikapı deniz otobüsüm vardı sabah 8'de, artık yok. yine deniz otobüsü ile bostancı-kabataş yapıyordum arada, oradan tramvay ile geçiyordum, hatta hava güzelse yürüyordum, martı projesi sebebiyle o ihtimal de uzun bir süre yok. yahu hatta eskiden trenle haydarpaşa'ya gider, vapurla sirkeci'ye geçerdim arada, mis gibi deniz havası için. ama artık tren de yok, ne zaman açılacağı da belli değil. ondan sonra;

    - "biyinmiyin binmisin"

    deniz otobüsü çalışsa yanına yanaşmayacağım bunun da işte. neyse.

  • bir arkadaş grubuna denk gelmiştim. ilk 100'de yer almış 3 kişi, üç yüz küsürüncü olmuş biriyle dalga geçiyordu. adam da bozuluyordu. benim gibi ilk 100 bine girememiş biri için inanılmaz bir deneyimdi.

  • büyük ev ablukada, son feci bisiklet, yüzyüzeyken konuşuruz ve benzeri gruplardan sonra enteresan isim sıkıntısı çeken yeni indie gruplarımız için açılmasını elzem bulduğum başlık. maksat vatana millete hizmet olsun, gençlerin önü açılsın.

    günün isim önerileri:

    olmadı onu öyle yapalım
    tavuk ye
    biberona oturak
    acayip sevimli yorgan mafyası
    kerbela disko
    g.ö.t.
    bükük tasolarını
    tam orası
    mervelerdeyiz
    son peygamber sosis köpek

    muhtelif günlerde güncellenecektir.

  • bu adamın ünlü olması gerçekten bu ülkeden bir bok olmayacağının kanıtıdır.

  • -haftasonu naapıyosun?
    -hiç işte standart sana geliyorum
    -peki ben naapıyorum?
    -bilmiyorum hiç evde olmuyosun