hesabın var mı? giriş yap

  • - ablacım tam senlik bir kitap var bende...
    + medeni kanun, evlilik öncesi anlaşmalar, mal paylaşımı falan hakkında mı?
    - yok... kapitülasyonlar.

  • devletin yanında olan biziz. siz hükümetin yanındasınız. şu farkı öğrenemediniz bir türlü. cahil deyince de ağlayıp şikayet ediyorsunuz.

  • 11 yaşındaki oğlum çok büyük hayranı, ''anne, ilker'i aç, izleyelim'' der, videolarını izleriz beraber.

    gösterisi olduğunu duyar duymaz bilet aldım, gel gör ki, şöyle bir sorun gelişti. oğlum gitmem de gitmem diye tutturdu, niye? ilker de onu görecekmiş, niye 2. sıradan bilet almışım. onunla alay edermiş, rezil olurmuş. (seyrettiği amerikalı stand-up komedyenleri öyle yapıyormuş) 11 yaşında çocuk aklı işte!

    oyun günü geldi çattı kara kara ne yapsam diye düşünürken, aklıma birden ilker gümüşoluk'a instagram'dan mesaj yazmak geldi, olur da okurdu belki. çok kısa bir zamanda gördü ve hemen cevap yazdı sağolsun. ''hay allah, ne yapalım'' dedi. dedim bir ses kaydı gönderebilirsiniz. ''kuzey, oyuna gel, bekliyorum seni'' diye ses kaydı gönderdi sağolsun. bizimkinin heyecanını, korkusunu daha da arttırdı gerçi ama çok güzel jestti.

    neyse, gittik ve oğlum da ben de çok eğlendik. çıkışta da tam arabaya binmiş dönecekken, instagram'dan gelen mesajını gördüm. ''kuzey isterse fotoğraf çekilebiliriz, kulise gelebilirsiniz'' yazmış. koşa koşa salona döndük tabi. orada da çok kibardı, sağolsun.

    o günden beridir, sosyal fobisi ile ilgili sorunlar yaşadığımız oğlum kendi isteğiyle dışarı çıkmaya başladı, kendine güveni arttı. kendisine teşekkürü buradan etmek istedim.
    çok teşekkürler.

  • puan farkı olarak malesef denk gibi dursak da bu sezon ilk kez rahat kazanacağımızı düşündüğüm maç. zira ligdeki en kötü futbol oynayan takımla oynayacağız. kazanıp en azından düşme potasından kurtuluruz (malesef derdimiz bu) ligi de 10. sıra civarında bitirecegimize inanıyorum.

    not: erzurumspor

  • annemi, babamı güldürdü; beni güldürüyor; çocuklarımı güldürecek. yaptığı zor işi en kolay böyle anlatabilirim sanırım.

  • filmleri, bir film sahnesine ait bir fotografin altina yazilmis bir replik kadar taniyan,

    sair, dusunur yahut yazarlar hakkindaki fikirleri, sadece onlara ait bir cumle, dize ya da kisa bir paragraf kadar olan,

    arkadaslarla bir sey yapmayi, kahvenin adinin bile kahve olmadigi ucube mekanlarda karsilikli oturup telefonlara gomulmek sanrisi ile karistiran,

    baskalarinin dayattiklarini, hic suzgecten gecirme geregi duymadan dogru kabul edip icsellestiren ve bu sayede adim adim kendine yabancilasan,

    bu yabancilasma ve surekli poh pohlanma yuzunden, yedigi yemek, o an nerede oldugu, o gun ne giydigi, o hafta sonu kiminle oldugu baskalarinca gercekten onemseniyormus zannedecek kadar benzersiz bir ego sahibi olan,

    nihayetinde, tum bu sanrilarin kacinilmaz sonucu olarak oncelikli ihtiyaci 'ilgi' olan, tum hareket, davranis yahut soylemleri sadece ilgi cekmek adina olan, istedigi ilgiyi bulamadigi anda kendini dunyanin en mutsuz insani ilan eden, bambaskalasan bir nesildir muhtemelen.

    mutlulugu, 'oglen yemegimizzz kips kips' etiketi ile paylasilan bir fotografin toplayacagi 'like'ta arayanlar, mutsuzluga mahkumdur.

  • büyük bir sirketin üst düzey yöneticilerinden biri bir gün new york üzerinde balonla dolasmaya cikar. aksilik bu ya, pusulasini asagiya düsürür ve kaybolur. inmek icin uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara icen bir adam görür ve alcalir:

    "pardon. ben neredeyim acaba?" diye sorar.
    "yerden 500 feet yükseklikte bir balonun icindesin" der adam.
    yönetici sinirlenir:
    "sen mühendissin degil mi?" diye sorar.
    "evet." der adam. "nereden bildin?"
    "cünkü basim belada ve sana bir soru soruyorum. verdigin cevap 100% dogru fakat hic bir isime yaramiyor."
    "sen de yöneticisin degil mi?"
    "evet sen nereden bildin?"
    "cünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun icinde kaybolmussun, pusulan yok, berbat durumdasin. fakat bu simdi benim sucum oldu."

  • asya kökenli insanların yaklaşık yüzde 90'ında, hint-avrupa kökenlilerin ise sadece yüzde 65'inde bulunur bu tadı alabilen dil tomurcukları. bu yüzden asyalıların büyük çoğunluğu doğal olarak* asya mutfağından hoşlanırken bir kısım avrupalı ve amerikalı asya yemeklerini tatsız tuzsuz ve kimi zaman rahatsız edici lezzette bulurlar.