hesabın var mı? giriş yap

  • arabaların markası ve içinden çıkan tipler, lüks arabalar ve kekolar, barzolar, silahlar. helal olsun polis kardeşlerimize.

    edit:aşağıda 'gelmiş hemen polise bişey olmazcılar' diye entry giren bi parisli var. komik parisli.

    başlığa destek lütfen, başka bir maganda olayı, bir kadının canına malolan bu maganda şu an firari imiş (bkz: 18 ocak 2022 tarihli trafik cinayeti)

  • cihan kolivar: kimse korkmasın söyleyeceğini söylesin silivri soğuk değil. benim evde kalorifer yanmıyor burada yanıyor” demiş.

    'türk milletini alenen aşağılama’ suçlamasıyla gözaltına alınan ancak ‘cumhurbaşkanına hakaret’ten tutuklanıp silivri cezaevi’ne konan ekmek üreticileri sendikası başkanı cihan kolivar, “neye göre yargılanıyorum, anayasaya göre mi, cumhurbaşkanının anayasasına göre mi?” dedi. kolivar, insanların cesaretli olması gerektiğini belirterek, “silivri soğuk diyorlar, ama hiç soğuk değil. benim evde kalorifer yanmıyor burada yanıyor” demiş.

    link

  • sözlükteki yeni üniversite mezunlarını göreceğiniz başlıktır.

    ilk tasoların üzerinde sevimli kahramanlar vardı. tasolar üçe ayrılırdı. normal, süper ve mega diye. kalınlarından dolayı bu isimleri alıyordu. hatta değer olarak 1, 2 ve 5 değerleri biçilirdi. mega olan ayrıca pembeydi.

    sporcu kartlarından arta kalan vakitlerde oynanırdı. çevreye yapılan yeni binaların mermerli duvarlarında oynamak gerekirdi başka düz yer yoktu.

    çöküş sebebi ise beybileyd kuşağıdır. yok kenarı bilmem neli tasolar yapıldı. kimsenin aşina olmadığı karakterlerle süslendi.

    digimon'la duffy duck bir olabilir mi amk?

  • son 10 yılda falan gördüğüm en kaliteli füze.

    influencerlar, sjw'ler, trolller hizaya geçin derhal, zeynep ablanız mekanın sahibidir artık.

  • 30 ekim 1974'de zaire'nin baskenti kinshasa'da yapilan, muhammed ali ve george foreman arasindaki efsanevi boks macina verilen isim. muhammed ali, 60'larda dunya sampiyonu olduktan sonra, vietnam savasina gitmeyi reddettigi icin unvanlarini kaybetmisti. 1970'ler itibari ile geri donus calismalari icinde bulunmakla beraber, eskisi gibi "kelebek gibi ucup, ari gibi sokamamak"tadir artik. nitekim frazier ve norton'a kaybetmistir 70'lerin basinda. 1974'de frazier'i yenerek, zamanin bir numarasi george foreman'a karsi dovusmeye hak kazanir. organizator don king, olayi iyice medyatik hale getirmek amaciyla, dovusu kara afrika'nin gobeginde zaire'nin baskenti kinshasa'da duzenlemeye, mactan once de black woodstock tarzi bir muzik festivali duzenlemeye karar verir. basta james brown olmak uzere, zamanin butun onemli "soul brutha"lari katilacaktir bu festivale..zamanin amerikan zencilerinin, afrosentrik ideolojilerinin bir govde gosterisi olacaktir, velhasil.. yaz aylari boyunca iki boksor de zaire'de calisirlar buyuk gun icin. muhammed ali, tavirlari ve davranislari ile, zaire halkini yanina ceker. [mac sirasinda da ali bomaye- "ali, oldur onu!" cigliklari duyulacaktir']
    festival gecikmesiz olarak duzenlenir, ama mac foreman'in sakatligi nedeniyle 1 ay ertelenir.. nihayet mac zamani geldiginde, kesin favori foreman'dir. muhammed ali'ye 1'e 8 sans verilmektedir. mac baslarinda foreman, ali'yi epey hirpalar, ali ringin kanarinda, yuzunu kapatarak, foreman'in cok da etkili olmayan yumruklarindan nasibini alir. arada firsat buldukca foreman'i "is that all you got, george?" sozu ile deli eder. nihayet 8. roundda, foreman'in yoruldugunu hisseder, ve sampiyonun isini bir kac etkili yumruk ile bitirir. bu taktige rope a dope taktigi denmis sonradan..
    foreman'in kariyeri bu mactan sonra dususe gecmistir. kendisini simdilerde, amerikan tvlerinde, en sevimli tonton amca haliyle, kendi markasini tasiyan izgaralari satarken goruyoruz..
    turkiye'de de trt'de yayinlanmistir bu efsane dovus..tevelludu yetenler, orhan ayhan'i hala bu maci sunusundaki performansi ile hatirlarlar.. ayrica leon gast'in when we were kings, michael mann'in ali filmine ve hbo yapimi rumble in the jungle belgeseline de konu olmustur.. norman mailer da the fight isimli, maci, zenci amerikan kulturu acisindan inceleyen bir kitap yazmistir.. ayrica (bkz: thrilla in manila)

  • akıllı adammış. parasını soygunculara kaptırsa, faturayı ödeyemez. o yüzden ben parayı vezneye ödeyim de iş benden çıksın diye düşünmüştür.

  • karadeliğin sonsuza yakın çekim gücünden dolayı atomlar öyle bir sıkışır ki, atomları oluşturan parçacıkların arasındaki boşluklar kaybolur. normalde atom çekirdekleri arasında devasa boşluklar vardır. bu boşluklarda elektronlar dolaşır. bir atomu 100.000 kişilik bir stadyum gibi düşünürsek, o atomun çekirdeği santra noktasında duran futbol topu kadardır. yani maddenin %99'dan fazlası boşluktur. örneğin bir binanın içerisinde cep telefonu ile konuşabilmeniz bu sayede mümkündür. çünkü cep telefonu sinyalleri, duvarı oluşturan atomların arasındaki boşluklardan kolayca geçer.

    işte karadeliğe düşen maddelerdeki atomların sıkışması nedeniyle bu boşluklar yok olur, atom çekirdekleri balık istifi gibi sıkışır. nasıl ki büyük bir çadırı kapatıp katladığınızda o devasa çadır küçücük bir çantanın içine sığabiliyorsa, maddeler de bu şekilde küçülür ancak kütlesi değişmez. ancak sıkışmadan dolayı atomların yapısı değiştiğinden, maddenin fiziksel özellikleri de komple değişir. henüz böyle bir maddeyi inceleme fırsatımız olmadığı için bu maddenin ne gibi fiziksel özellikler gösterebileceğini bilmiyoruz.

    karadeliklere gelince, bu yapının ne gibi fiziksel özelliklere sahip olduğunu bilmiyoruz. tek bildiğimiz devasa çekim gücüne sahip olduğu ve ışık dahil hiçbir şeyin bu çekim gücünden kaçamadığıdır. ancak bu çekim gücünden bir tek şey kaçabilir: radyasyon. işte bu yüzden karadelikler etrafına devasa miktarda radyasyon saçar. çünkü içinde sıkışan maddelerin yapısının değişmesi, ayrıca devasa hızla dönen karadeliğin yarattığı devasa manyetik alan, büyük miktarda radyasyon oluşturur. eğer bir karadeliğe yaklaşırsanız, çekim gücünden önce aşırı yüksek doz radyasyon sizi öldürecektir. galaksi resimlerinde galaksilerin çekirdeğinin parlak görünmesini sebebi de budur çünkü bu galaksiler x-ray teleskoplarla görüntülenir, şunun gibi galaksinin merkezine doğru artan parlaklık ışık değil, radyasyondur. dünyamızda hayatın var oluşu da, dünyamızın samanyolu galaksisinin merkezinden uzak yerde bulunmasına borçludur. merkeze yakın bir yerde olsaydık ölümcül dozda radyasyon yüzünden dünyada yaşam oluşamazdı.

    şimdi gelgelelim karadeliğin içine düşen maddenin nereye gittiğine. bu maddeler hiçbir yere gitmez. eğer karadeliğe düşen maddeler bir yere gidiyor olsaydı, o zaman karadelik diye bir şey olmazdı. çünkü biliyorsunuz karadelikler içine madde çektikçe büyür. çektiği maddeyi bir yerlere fırlatsaydı büyüyemezdi zaten. karadelikten fışkıran şey radyasyondur, madde değil.

    ayrıca karadeliğin sonsuza yakın çekim gücünden dolayı içinde zaman durmuştur. zaman durduğu için içerisinde hareketlilik yoktur, yani en azından teorik açıdan olmaması gerekir. ayrıca karadeliklerin içi son derece aydınlıktır zira kütle çekiminden kurtulamayan ışık da burada hapsolmuştur. eğer bir karadeliğin içini gözlemleme şansımız olsaydı, içerisinin gözümüzü kör edecek derecede aydınlık olduğunu da görürdük. bakmayın siz dışarıdan karanlık göründüğüne.

    son olarak, karadeliğin içerisinde oluşan olayları gözlemleme şansımız olmadığı için bu anlattıklarım yalnızca teorik bir tahminden öte değildir. gerçekte orada neler olduğunu hiç kimse bilmemektedir. yine de bilinen bir şey vardır ki karadeliğe düşen madde bir yere gitmez. belki boyut değiştirir, belki başka şeyler olur ancak fiziksel olarak (bilinen fizik kurallarına göre) o madde hep oradadır.