hesabın var mı? giriş yap

  • annem babam işsizdi. bir evden başka bir şeyimiz yoktu. aylık gelirimiz 300 lira oluyor belki olmuyordu. cidden yarı aç yaşıyorduk. ve sevgili devlet bana ve kardeşime kredi verirken babası kuyumcu olan arkadaşıma bursu layık görmüştü. neyin ülkesi, neyin adaleti. pırıl pırıl 10000 lira borcum var kendisine.

  • tadı baharatlı otsu bir karaktere sahip kahvedir.
    ikibin yıllık etiyopya efsanesine göre bir çoban arazide keçilerini otlatırken keçilerin ağaçtan düşen kırmızı meyveleri yemeleri sonucu keşfedilmiş. aynı efsaneye göre keçiler bu meyveleri yedikten sonra enerji patlaması yaşayıp hoplayıp zıplamaya, birbirleriyle dans etmeye başlamışlar. bunu gören çobanın da o kırmızı meyveleri yedikten sonra keçilerin dansına katıldığı belirtilerek kafeinin etkileri vurgulanır.
    gerçi bu efsaneyi genel tüm kahve hikayelerine uyarlayanlar da olmuştur ama orjinalinin etiyopya efsanesi olduğu belirtilir.
    uzmanlar etiyopya’daki ormanlarda yabanı ağaçların azaldığını, kahve toplamanın hala yıllar önceki gibi eski usul elle yapıldığını, günümüzde o ortamlar için hala yeni teknik geliştirilmediğini belirtmişler.
    elbette dünyada 60- 80 ülkeden fazla belirli bölgelerde kahve toplama işi modern yöntemlerle yapılmasına rağmen etiyopya’nın bazı bölgelerinde hala eski yöntem devam ediyormuş.
    etiyopya kahvesini diğer kahvelerden ayıran aroması ve tadı farklı. hafif dumanlı sigara veya yakılmış bitki tadında olan kahve cinsleri vardır. ( etiyopya'nın volkanik yüksek topraklarında kavrulan kahve çekirdeklerinin bu kahveye bergamut ve baharat tadı verdiği çok severek içtiğim kahve firması zoega'nın kahve paketinde yazar.)
    bu kahvenin kırmızı soğan marmelatı ile iyi gittiği söyleniyor. soğan marmelatı olur mu demeyin ? bu marmelat isveçlilerin noel yemeklerinde yapılır. basit bir tarifle yapılan marmelat ekmek peynir ve diğer tuzlu besinlerle acı bir etkileşime girerek ağızda otsu bir tat bırakır. konumuz etiyopya kahvesi olduğundan konunun dağılmaması için buraya kırmızı soğan marmelat tarifini yazmıyorum. ilgilenen olursa yeşillendirerek tarifin türkçesini gönderirim.sade içiyorum ama genelde tiramisu, crème brulé, sorbet och pannacotta ,çikolata ile birlikte içimi öneriliyor.

    edit: koyun değil keçi olacakmış. düzelttim. uyarısı için yazar zelyot’a teşekkürler.

  • birisi sizi evlendiğiniz, çocuğunuz olduğu ya da iyi bir mevkiye geldiğiniz gibi sebeplerle tebrik ediyorsa, ona cevaben "teşekkür ederim." demek.

    "darısı başına" oldukça kısıtlayıcı, kaba ve karşı tarafı küçük düşürmeye yönelik bir cevaptır.

  • "öpüşeceğimiz insanı da biz mi getiriyoruz yoksa içeride veriyorlar mı?"diye sorduran olay.

  • 11 yaşında ölen kardeşin mezarını uzun süre sonra ziyaret edip, mezarın üzerindeki defne ağacının* ne kadar büyüdüğünü fark etmek.. dönüş yolu boyunca babayla tek kelime konuşamamak.. yol boyunca repeate alınmış halde sadece tek bir cümleyi tekrarlayıp duran iç sesi susturamamak; " aman da aman büyümüş de kocaman defne ağacı olmuş aslan kardeşim"..
    takip eden günlerde aynanın önündeki defne yaprağını arada bir koklayıp, okşamak..
    çok daha sonra aynı yapraktan babanın cüzdanında bulmak..

  • ilay (5) ile günün değerlendirilmesi` :reported speech`

    romica: saçlarını görenler ne dedi?
    ilay: ayyy ne güzel saçlar bunlar, kim ördü tek tek?
    romica: sen ne dedin?
    ilay: teşekkür ederim, annem yaptı...
    romica: onlar ne dedi?
    ilay: annen çok güzel yapmış, aferin ona!
    romica: sen ne dedin?
    ilay: teşekkür ederim...
    romica: onlar ne dedi?
    ilay: ben teşekkür ederim...
    romica: ooo sallıyorsun sen valla, oyalıyorsun beni, muhabbet etmeye çalışıyorum kızım...
    ilay: neden?
    romica: çünkü sen benim en yakın arkadaşımsın...
    ilay: puha, amma saçmaladın! ben senin arkadaşın değilim, çocuğunum...
    romica: hem çocuğumsun hem de arkadaşımsın...
    ilay: nasıl?
    romica: birlikte konuşuyoruz, şaka yapıyoruz, gülüyoruz, oyun oynuyoruz, şarkı söylüyoruz... bir sürü şey paylaşıyoruz, arkadaşız işte...
    ilay: çok komiksin...
    romica: allah allah komik değilim ya, doğru söylüyorum, arkadaşız işte, en yakın arkadaşım sensin hatta!
    ilay: valla mı?
    romica: valla! dizine yatayım mı? saçımı okşa biraz...
    ilay: yat bakalım küçük anne! biliyorsun bazen beni kızdırıyorsun ama yine de severim seni...
    romica: benden duyduklarını tekrar ediyorsuuunn...
    ilay: arkadaşlar her şeyi paylaşır... türkçeyi de!

  • ürkütücü bir beyan. sen sanıyor musun ki gelip ordu ile işgal edecekler? bu ne demek? her an her yerde patlama bekle artık demek. türk milleti güçlüdür, cabbardır, cevvaldir de... o görünen düşmana karşı anam. pazar yerinde canlı bomba patlatırlarsa çocuğunu, eşini, anneni nasıl koruyacaksın, facebook gazıyla mı? alışverişe gitmeye korkar olduk. bok ettiniz memleketi bok.