hesabın var mı? giriş yap

  • evet evet buldum, sonunda büyük bir hikaye buldum, kaza yapan büyük bir gemi olmalıydı; ta olimpos zamanından kalma titanlar kadar büyük. tabi ya ismi de titan olmalıydı.

    bu kitabı yazmaya karar verdiğinde bunları dediğini sanmıyorum ama bazılarınız kimden bahsedeceğimi tahmin etmiştir; tabi ki morgan robertson. biraz kendinden bahsedelim; tam adı morgan andrew robertsondur ve amerikada doğmuş ve ölmüş olan kısa öykü ve roman yazarıdır kendisi.

    aslında kendisi için bir takma ad koyacak olsak nostradamus ismi boşa gitmemiş olurdu. kendince kısa öyküler ve romanlar yazarken 1898 yılında bir gün aklına ilginç bir hikaye gelir ve futility veya the wreck of the titan adında bir roman ortaya çıkarır. bu hikaye büyük bir gemi kazasını anlatmaktadır. muhtemelen bunun sebebi babasının amerikada ki büyük göller'de bir gemi kaptanı olmasıdır.

    neyse hikayeye geri dönecek olursak hikayenin konusu kısaca özetleyelim. kitapta; bir gemi olan titan, yüzen en büyük gemi ve insanların en büyük eseriydi. gemiyi lüks yapmak için hiçbir masraftan kaçınılmamıştı, hatta görevlilerin kabini bile birinci sınıf bir otelinkine eşit olarak tanımlanmıştı. titan'ın inşasında 19 su geçirmez bölme de dahil olmak üzere en son teknoloji çelik sistemler kullanılmıştı. 19 bölme sular altında kaldığında bile gemi hala yüzerdi ve bilinen hiçbir deniz olayı bu gemiyi yıpratamazdı. buharlı gemi olan titan pratikte batmaz kabul edilmişti. titan batmaz olarak kabul edildiğinden, yalnızca yasaların gerektirdiği minimum sayıda cankurtaran botu taşıdı ve bu botlar 24 - 500 kişiyi taşıyabilirdi. fakat bu durum 2000 yolcu için yeterli değildi. morgan robertson'ın titan'ı kuzey atlantik okyanusu'nda bir buzdağına çarptı ve battı. afette 2987 kişi öldü.

    hikaye tanıdık geldi değil mi? evet morgan robertson bu hikayeyi titanik isimli geminin batmasından 14 yıl önce yazmıştı. 1912 titanik battığında bu durumu kullanmakla bile suçlanmıştı.

    gelelim gerçek hikaye arasında ki inanılmaz benzerliklerine
    *hikayede geminin ismi titan-gerçek olayda ise geminin ismi titanikti
    *iki gemide ingiltereden yola çıkıyordu -hikayede rota liverpool/newyor-gerçek olayda rota southampton - new yorktu
    * her ikisi de kuzey atlantik hattında ilerliyordu ve felaket her ikisinde de burada gerçekleşti.
    * her ikisinde oluşan skandal nedenleri aşırı hız-buz dağına çarpması- yetersi sayıda filika
    *oluşan felaket her iki gemide de nisan ayında gerçekleşti-titanik için çarpışma 14 nisan 1912 , saat 11.40
    *her iki gemi için batmaz yakıştırması yapılmıştı.
    *titan 800 fit uzunluğunda-titanik ise 882,5 fit uzunluğundaydı
    *her iki gemide son teknoloji çelik alaşımdan yapılmıştı
    * titanda 19 su geçirmez bölme varken-titanikte ise 16 su geçirmez bölme bulunuyordu
    *titanın ağırlığı 45000 ton-titanik ise 52.310 ton ağırlığındaydı
    *her iki gemide 3 pervaneye sahipti
    *titanda 24 filika bulunurken-titanikte 16 normal filika, buna ek olarak 4 adet katlanabilir filika buluyordu.
    *titanda hayatta kalma sayısı 13-titanikte ise 710 kişi hayatta kalmıştı

  • halamlara gitmiştim gece orada kalacaktım. lakin giderken sigara almayı unutmuşum. mecburen enişteminkilerden bir kaç tane otlanacağım. ( çalacağım )

    sigara paketi eniştemin önündeki sehpanın üzerinde duruyor ve eniştemin hiçbir yere kımıldayacağı yok. lise 1'e giden ve o an ders çalışmakta olan kuzenimden yardım istedim.

    b: ozan ya ben sigara çalacağım da eniştem gitmiyor bir türlü. bir şey sormak bahanesiyle çağırsana. ( eniştem kendisine bir şeyler sorulmasından çok hoşlanır.)

    kuzenim tamam dedi babasını çağırdı. ben de paketten birkaç tane sigara aşırdım derken içeriden çaat diye bir ses geldi ve eniştem:

    " 2 kere 2'nin kaç ettiğini bilmiyor musun gerizekalı."

    hay senin sorduğun soruyu...

  • bugünün iç sıkan haberlerinden biri olmuş. adam atlamıştır, sen çarpmışsındır orasını bilemeyiz de adam yerde yatarken kezban sıkılma ifadesiyle telefondan e-maillerini kontrol etme hareketi nedir be ablam?

    http://gundem.milliyet.com.tr/…/1839142/default.htm

    (bkz: kezban trafikte)

    ek:
    kadına hakaret edilmesini doğru bulmuyorum fakat görüntü ne kadın ne erkek için etik.

    birisi yerde can derdiyle uğraşırken (hele bu yaralanmada bizim de payımız varsa durum daha vahim) gidip o benim önüme atladının derdine düşülmez.

    belki toplum olarak kadından daha duygusal bir tavır beklediğimiz için de tepki büyüyor olabilir ama burada kilit nokta şu: kadın çevredeki "sağlık" görevlilerine adamın nasıl da önüne atladığını anlatma derdinde. burada bir cinsiyet rolü yok; şunu ne erkek yapar ne kadın...

    akabinde gazeteciye gösterdiği "küçük dağları ben yarattım" tavrı da durumu daha itici hale getiriyor ve oklar kendisine çevriliyor haliyle.

  • mantıklı olan doktordur.

    elinde tek bir yatak varsa eğer, seçimini cahil cühela bir tipten yana kullanmıyor oluşu takdir edilesidir.