ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
erdoğan ima etsin hemen istifamı veririm
-
(bkz: abi beni sik)
ssg'nin microsoft'ta sözlükten bahsetmesi
-
fantastik diyaloglar şeklinde gerçekleşeceği belli olan durumdur.
allen - şu çok popüler siten neyle ilgili?
ssg - bir sözlük.
allen - gerçekten mi? süpermiş. (ulan bu türkler matbaayı da çok geç kullanmışlardı zaten, bir sözlük yaptı diye çocuğu el üstünde tutuyorlar, yazık)
cevap kağıdının isim bölümüne ünlü ismi yazmak
-
cevap kağıdına ismen "avarel dalton" yazdıydım da dersane müdürü sonuç kağıdını evimize kadar getirmişti.
tabi dersane müdürünün babam olması bu eve getiriş sürecinde daha etkili olabilir.
cemal süreya
-
" yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ama
kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı "
kısa şiiri ile devasal ve derin anlamları buluşturan şair.
kahvaltı gerçekten mutluluk. özenle hazırlanır pazar kahvaltısı, özel omleti ,zeytinyağlı ve maydanozlu domatezi, dağ kekikli zeytini, süt kokan peyniri, simit ve eski kaşarı ile ne güzel başlangıçtır güne.hele de son çaylarda açılır gazeteler,değmeyin keyfimize.
ölen kişiden geriye kalan en hüzün verici nesne
-
gözümü anında yaşartan, bakmaya gücümün yetemediği el yazısı ile çeşitli zamanlarda bana yazmış olduğu kısa notları eşimin. sanki kağıda süzülen ruhu satırlardan canlanıp; o anı yeniden yaşatıyorlar bana. buruk.
dizimag
-
spartacus war of the damned turkce altyazisi henuz ortalarda yok dayanamayip izliyim sonra tekrar izlerim dedim. bolumun ortalarinda bana popup ile altyazi yayinlandi turkce versiyonuna gecmek ister misiniz diye sordu. anam babam beni bunlar kadar dusunmuyor valla. butun reklamlarina tikladigimin sitesi.
slaven bilic
-
''çok nemli bir hava, çok kötü bir saha. ne düşünüyorsunuz maç hakkında" sorusuna "bugün bir oyuncumuz zemin yüzünden sakatlandı. maçtan sonra rıza ile (çalımbay) konuştum, onların da bu maçta bir oyuncusu sakatlandı, geçen maç da bir çok oyuncuları sakatlanmış. ama biz burada sezonda bir maç oynadık ve gidiyoruz, onlarsa her iki haftada bir oynayacaklar. bu yüzden bizim için değil, onlar için üzülüyorum. her maçta sakat verme ihtimali ile bir sezon geçirmelerini istemem minvalinde bir şeyler söyleyerek cevap verdi.
saha çok kötüydü böyle bir sahada top falan oynamak istemiyoruz falan deyip kestirip atsana be adam. sana mı kaldı karşı takım oyuncuları ile empati kurmak. arada çık ''sokak köpekleri katledilsin yoksa zehirlerim'' de. yada '' rıza ile konuştum ağzı kokuyordu'' falan de. bir kere bize '' bu bilic'e hiç yakışmadı'' deme fırsatı ver.
gurur kaynağımızsın sen bizim bilic.
türkçe yetersiz bir dildir
-
doğru söze ne denir... mesela bu şahsı tanımlamaya yetebilen bir kelime yok türkçede.
edit: senyazmasanbenyazmasam sağolsun, türkçe'de değil türkçede tabii ki...
kıvanç tatlıtuğ'un vikings'te oynaması
-
(bkz: vedat milör'ün hannibal'da oynaması)
_0/
debe editi: bugün debe'ye giren diğer bakınızlarıma şuradan ulaşabilirsiniz.