ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zafer çağlayan'ın 45 milyon dolar rüşvet alması
-
çünkü siyasal islam bunu gerektirir.
amber heard
-
çanlar kendisi için çalıyor.
çalıyor çalmasına da bi bok olmuyor.
şu ana kadar ortaya çıkanları kendisi değil de herhangi bir erkek yapmış olsaydı, dava çoktan erkeğin hayatıyla birlikte kadının lehine sonlanmıştı.
bu kadar delil ve mevzuya rağmen erkek tarafının hala bir şeyleri ispat etmek için kıvranması çok sakat bir durum.
amber heard'ün alacağı ya da almayacağı ceza bir noktada dünyadaki tüm erkekleri ilgilendiriyor bu yüzden.
türkiye'nin almanya olması için gerekenler
-
marx, hegel, kant, gerekli
cübbeli, fethullah, hatipoğlu gerekli değil.
debe editi: kisa bir sure once yazarligim onaylanmis olmasina ragmen, bu kisa surede bir kac defa debe'ye girebildigim icin hepinize tesekkurler.
yeni tema hakkinda bir kac kelam etmek isterim bu vesile ile, sozluk ortaminin yazarlarin kendini arasinda da haberlesebilmesi icin mesajlasmak icin cok onemlidir.
ve malasef mesajiniz var bildirimi eksik, eskiden budurum yesil renk ile kolayca gorulebiliyordu.
uzun zamandir mesajlarima bakmiyordum ve hic bir bildirimde olmadigi icin dun bakma ihtiyaci hisettim, yazarlardan mesajlar almisim ve ben bunlara gec cevap verebildim.
bugun sabahta bir kac mesaj almisim yine bildirim yok.
boyle birsey sozluk formatina uymaz, insanlar en azindan birbirleri ile kolayca mesajlasabilmeli ve bunu farkedebilmeli.
ben bu yaziyi yazarken acaba ucurulmuyum diye bir an dusundum ve bu durum ise sozlugun "ozgur" ortaminin ne kadar yara aldigini gosterir.
en ufak bir elestiride yazarlarin ucurulmasi ne kadar mantikli?
burada bir kac tecrubemi aktarmak isterim.
- inci sozluk zamaninda reklam aldi bir iddaa sirketinden (nesine.com) olabilir, yazarlarin isyani ile inci sozluk uzun zaman yada benim bildigim kadari ile reklam almadi, yonetim yazarlara uydu.
- eksi sozluk yonetimi ise yazarlarin itirazlarini dinlemeden karsi ataga gecti.
-28 subat gecesi, tema ile ilgili elestirel bir basligim silindi, ve bunu rezalet diye adlandirdigim diger bir basliksa cok tiklananlarda idi sabah o yazi da ucmustu.
- bu ornekler gosteriyor ki yonetim olaylari bastirmak ve susturmak icin cebri yontem olarak secmistir.
- sozlugu sozluk yapan ortami idi, bu ortam kaybolunca bu arada cok para kazanabilirsiniz ama uzun vadede insanlar soguyacaktir.
simdi ben bunun icin ucurulabilir miyim? hem evet hem hayir, cunki ortada sistem kalmadi.
debe icin yeniden tesekkurler..
snow white'ı pamuk prenses diye çeviren ilk insan
-
bence çevirinin en güzel kısmını
“mirror mirror on the wall, who’s the fairest of them all?” u (ayna, duvardaki ayna, kim en “beyaz”?)
“ayna ayna söyle bana, benden güzel var mı bu dünyada?”
diye çevirerek yapmıştır.
aşırı ırkçı ögeler barındıran bu masal ülkemizde standart bir peri masalı olarak yer alıyor ve küçücük çocukların beynine en azından bir de güzel olmak için illa beyaz tenli olmaları gerektiği saçma kompleksini kazımıyor.
yine karbeyaz yerine pamuk prenses diye çevirmek de odak noktayı eski avrupanın beyazlık eşittir asalet sevdasından uzak tutmuş.
bu çeviriyi yapan adam ya da kadını tekrar tebrik ediyorum. çevirinin gurusudur bana göre kendisi.
9 ağustos 2022 atatürk aleyhindeki başlıklar
-
bugün ne olduysa ard arda atatürk aleyhine, atatürk düşmanları tarafından sözlükte başlıklar açılıyor ve bizde bunları görmek durumunda kalıyoruz. sözlüğün bir denetimi, bir süzgeci yok mu nasıl durabiliyor bu başlıklar böyle. başlığı açanlar da 10 entryli troller. bu insanları kin ve düşmanlığa itmek olmuyor mu? ben aynen böyle hissediyorum.
t: sözlüğün atatürk aleyhinde başlıklarla dolması.
çiğ köfteci ali usta'nın gitarcılara saldırması
-
3 kuruşluk adama 5 kuruşluk değer verilmesinin sonucudur.
göklere çıkardınız ibneyi.
çiğköftesi leş gibiydi, kendisi de öyleymiş demek ki
üstün dökmen
-
ne güzel söyledi ya:
“pandemi döneminde herkes mutasyon diyor. mutasyon denilince aklınıza ilk ne geliyor? tabiki evrim geliyor. ama biyoloji derslerinde evrim anlatmak yasak”
gerçekten eğitim sistemindeki tüm durumu özetleyen bir konuşma.
reza zarrab suçlu mu iyi bir beşiktaşlıdır
-
beşiktaş taraftarı olarak beni utandıran söz.
reza, tuğrul, tüp kafa iyi beşiktaşlı ise biz değiliz fiko.
memur maaşıyla üniversitede iki çocuk okutmuş baba
-
babamdir, dar gelirli babamin zenginligi ben ve ablamdi... onun yapamadiklarini biz yapabilelim diye hic harcamadan cok calisti babam... ben olmasaydim belki daha rahat ederdi ama simdiki kadar mutlu olamazdi...
turkiyede enflasyonun neredeyse 3 haneli oldugu yillarda insaata gidip amelelik yapmisligi bile var aslan babamin... aldigi parada 4 kilo dometes parasiymis... yil 1990 felan...
simdi yine o koca adam 1400tl emekli maasi ile bana paran var dimi oglum diye soruyor... zorla anneme verdigim paralarla yine bana birseyler aliyorlar...
yani aile, sorumluluk, babalik duygularini sonuna kadar hisseden mangal yurekli babalardir..
cocuklariniz degil bu memleket size cok seyler borcludu...
kdv'de en düşük üçüncü ülkeyiz
-
bakanımız canımız bıtanemız mehmet şimşek'in son vecizesi...
pekiii,
ötvde kacıncıyız?
asgari ücrette?
emekli maaşlarında?
öğretmen maaşlarında?
doktor maaşlarında?
avukat maaşlarında?
benzin fiyatlarında?
okullardaki öğrenci sayısı oranında?
öğretmen başına dusen ogrencı sayısında?
hasta başına dusen doktor sayısında?
dava sürelerinde?
the
-
the su hallerde kullanilir:
1. belirli bir kisi, sey veya yer hakkinda konustugumuz zaman
ornegin,
i asked the teacher about the date of the exam.
2. konustugumuz sey cok net ve aciksa
ornegin,
they opened the door and came into the classroom.
3. konustugumuz seyden, herkesin bildigi, bir tane varsa
ornegin,
we looked at the moon
4. muzik aletlerinde
ornegin,
i can play the piano but not the violin.
5. deniz, okyanus, nehir, selale, col, yagmur ormani isimlerinde
ornegin,
the pasific ocean
the sahra desert
the amazon rainforest
6. siradag veya takimada
ornegin
the himalayas
the canary islands
the su hallerde kullanilmaz:
1. konustugumuz insanlari ve seyleri genellerken
ornegin,
women are so beautiful. (not the women)
footballers earn a lot of money (not the footballers)
i think love is important than money (not the love)
2. spor, yemek ve okul ile ilgili konulada
ornegin,
i hate football but i love cycling ( not the football)
we always have lunch together (not the lunch)
i am so good at maths ( not the maths)
3. next/last + day/week/monnth/season/year
i went to tokyo last month. (not the last month)
what are you doing next weekend? ( not the next weekend)
4. okul, universite, is, yatak (bed), hastane, ibadet yeri (kilise, cami vs.), cezaevi hakkinda genel icinde konusuyorsak ve bunlarla ilgili be in/at, go to, get to, start, finish, leave fiilerinden sonra sonra the kullanmamaliyiz.
he is at school ( not the school)
i start work at 9. (not the work)
5. gol, beach, tek dag ve tepe olursa
lake van
x beach
kitle bağışıklığı
-
corona salgını ile ilgili olan tartışma yara bandını hızlı mı çekseniz daha çok acır yoksa yavaş mı gibi bir şey sanırım. (bant ile olanının cevabı yavaş çekmek ama tabii direkt bağlantısı yok konuyla)
virus kaçınılmaz olarak yayılacak. öyleyse hemen yayılsın bitsin. mantıklı mı? şöyle sorunlar var:
1. sağlık sisteminin kapasiteye yetişememesi en büyük sorun. virüs çabuk yayılır ve insanlar hastanelere yığılırsa çoğu tedavi edilemeyecek ve ölüm oranları çok artacak.
2. zamana yayılırsa malzeme (maske, solunum cihazı vs.) üretmek için zamanımız olur.
3. zamana yayılırsa tedavi yöntemleri gelişir, belki ilaç bulunur.
ama en önemlisi yaşlıların ve risk altındakilerin durumu. hastalık yayılsın demek bu kişiler ölsün demek bir yerde. değilse de bu kişilere özgü tedbir alınması gerekiyor. hastalık gençler arasında hızla yayılsın ama yaşlılar arasında yavaş yayılsın gibi bir seçenek mümkün değil gibi. dolayısıyla ekonomik kaybı göze alıp bandı yavaş yavaş çekmek herkes için en iyi çözüm gibi görünüyor.