ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: asosyal itiraf.
entry1: hiçbir zaman birinci olamadım.
entry2: milyonlarca sperm arasından birinci olmuşsun daha ne?
entyr3: ikizim var.
debedit: bu inci sözlük entarisi değil, yeni açılan asosyal sözlük entarisi imiş.
29 haziran 2016 sabahı hissedilenler
-
oglumun ikinci dogum gunu bugun. pastasina iki mum koyup ufletmek gelmiyor icimden. nasil koruyacagim onu ben? nasil guzel seyler umit edip gelecegini hayal edecegim? canilerle dolu bu dunyayi ona nasil sevdirecegim nasil?
atalay demirci
-
(bkz: güleni siksinler)
13 yaşında çocuğa kilo vermezsen öleceksin demek
-
çocuğu 98 kiloya çıkarken seyreden ailenin bu sözden rahatsız olması açıkça şuursuzluk. doktoru savunmuyorum da aile dönüp bir aynaya bakmalı.
soda içerken yapılan şişeye bakma hareketi
-
"ulan bu ne güzel bişeydir allah'ım" der gibi bir harekettir.
felix atlarken kız arkadaşının çektiği mesaj
-
"22 cvpsz arm brktm 1 kere geri dnmdn. uzydsn dmk beni ihml etmn anlmına glmyr. hiç mi zmnn yok.hiç mi mrk etmyrsn. çok üzyrsn beni felix"
2 dakika sonra:
"msj ulşmd diyr. iyonsfre grnce beni arrmsn?"
paris komünü
-
proloteryanın sınıf mücadelesinin laiklik kavrayışı ve laiklik mücadelesi açısından da bir örnektir.
komünün laiklik mücadelesi konusundaki tutumunu, engels ve marx'tan alıntılayarak yazarsak; 2 nisan günü komün, din ve dini kurumlar ile devleti tamamen ayırmış, din işleri bütçesini kaldırmış; bütün kiliseler kamulaştırıp dini görevliler "öncelleri olan havariler gibi, inanların sadakaları ile yaşamak üzere, özel yaşamın dünya işlerinden dingin elçekmişliğine" gönderilmişlerdir. gene bir kaç gün sonra; bütün dinsel simge, dua ve dogmaların, kısacası "herkesin bireysel vicdanı ile ilgili her şeyin" okullardan uzaklaştırılması kararlaştırılmıştır.
nihat hatipoğlu gibi para kazanma rehberi
-
-sahabe hikayelerini pehlivan tefrikası gibi uzatmayı öğrenin
-hak, adalet, doğruluk gibi kavramların üzerinde durmak yerine, uhud, kerbela gibi üzücü olayları anlatıp, insanları ağlatın
-tasvirlere önem verin, anlattığınız olaya şahit olmuşsunuz gibi, ayrıntılara girerek anlatın
-yolunuz açık, şeytan yar ve yardımcınız olsun
şeb-i arus biletlerinin 235 tl olması
-
zenginsen, ne olursan ol gel; fakirsen, sen gelme ulan ayı.
5 temmuz 2022 doktorun vicdansızlığı
-
sorun doktorun uygulamasında değil sağlık sistemindedir. mesai süresince 8:20'den 16:30'a kadar her 10 dakikada bir hasta veriliyor. tahlil istenen, film istenen, önceki gün veya günlerden sonuç getiren hastalar için herhangi bir süre ayrılmıyor. zaten 10 dakika bir hastanın hakkıyla değerlendirilmesi için yeterli değilken üstüne sonuç ve kontrol hastalarına da bu randevulu hastaların süresi içinde bakılmaya çalışılıyor. ek olarak her gün hastane çalışanlarından randevu alamayanlar ricacı oluyor. randevu almayı başaramamış engelli ya da çok yaşlı hastalar geliyor.
bazen bir hasta dışarı çıktığında muayene bulguları, tetkiklerinin sisteme işlenmesi henüz bitmemiş oluyor dolayısıyla hasta çıkınca hemen bir sonraki hastayı çağrı butonuna basamıyorsun. sen çıkan hastanın işini bitirmeye çalışırken ya da başka poliklinikte muayene olmuş bir hastanın raporunu e-imza ile imzalamaya çalışırken birileri kapıyı açıp randevusuz bakılmak için ricada bulunuyor. her hastaya yukarda bahsettiğim şeyleri anlatmak da neredeyse muayene kadar sürdüğü için bir yerden sonra kısaca randevusuz bakamayacağınızı randevu alıp gelmelerini öneriyorsunuz.
tabi hasta da kendi penceresinden bakınca “içerde kimse yok, boş boş oturuyor bize bakmıyor” diyor. hatta bazen “iki dakka baksanız ne olur “ diyorlar. iki dakikada ayak üstü bakılınca aslında çok şey oluyor. mesela basit bir bel ağrısı diye düşünüp yeterince zaman ayırıp muayene edemediğiniz hasta verdiğiniz ağrı kesici ile biraz rahatlayıp, bittikçe eczaneden tekrar tekrar alıp. sonrasında artık o ilaçlar etki etmediğinde geldiğinde yayılmış bir rahim kanseri olarak çıkabiliyor karşımıza. sonrasında “2 dakika baksanız ne olur” diyen hasta yakınları “anneme geç tanı koydukları için kanseri ilerledi , tedavi şansını yitirdi “ diye size dava açıyorlar, hasta da yeterli muayene edilmediği için tedavi şansını yitirmiş oluyor.
çocukken içte ukde kalan şeyler
-
abilerimin bisikleti aşağıda depoda çürürken ve ben bisiklet sürmek istiyorum diye yırtınırken kimsenin bu isteğimi ciddiye alıp bana bisiklet sürmeyi öğretmemiş olması. yetişkin bir insanken kendi kendime öğrenmek çok utanç vericiydi. ve kendime ait hiç oyuncağımın olmaması. hep abilerimin eski, kırık dökük ve eksik parçalı oyuncaklarıyla oynadım. bir kız çocuğu olarak hiç kızlara ait oyuncağım olmadı.
edit: ha bir de annemin ben doğmadan yıllar önce yurt dışından aldığı oyuncak ispanyol bir bebek vardı. oynamak istediğimde izin vermezdi. o çok kıymetliymiş, kırılıp dökülmesini istemezmiş gibi davranırdı. yıllarca vitrinde hayran hayran baktım ama bir kere bile oynayamadım. sonra bir gün genç kız olan kuzenim o bebeği görüp “yenge bu çok güzelmiş, bunu bana versene” dedi. annem de “zaten vitrinde durup duruyor, al senin olsun” dedi ve o bebeği kuzenime verdi. o an 10 yaşımdaki halimle içimde hissettiğim sızı hala ara sıra o bebeği düşününce aynı yerden kalbimi sızlatıyor.
27 haziran 2018 viskilere %70 vergi konulması
-
ben hep tek buzlu içtiğimden beni hayvan gibi ilgilendiren konu lan bu neymiş.